Güncelleme Tarihi:
Avusturya aile birleşiminde getirdiği 21 yaş sınırı, dil testi ve oturma izinlerinin uzatılması için A2 seviyesinde Almanca bilgi sahibi olmak gibi kısıtlayıcı şartları Türk vatandaşlarına uygulayamayacak.
Avrupa Adalet Divanı, kendisine oturma ve çalışma izni vermek istemeyen Avusturya makamlarına karşı dava açan Mehmet Dereci’yi haklı bularak, AB üyesi ülkelerde yaşayan Türklerin kazanılmış haklarının geri alınamayacağına ve sonradan kısıtlayıcı şartların da getirilemeyeceğine hükmetti. İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Karlheinz Grundböck, Avrupa Adalet Divanı’nın verdiği kararının kesin ve bağlayıcı olduğunu belirterek, uygulayacaklarını açıkladı.
Kaçak gelmişti
Avusturya’ya yaşayan veya bu ülkeye gelmek isteyen Türkler için tarihi bir kararın çıkmasını sağlayan Murat Dereci, Kasım 2011’de kaçak olarak Avusturya’da iltica başvurusu reddedilince, iki yıl sonra bir Avusturyalı kadınla evlenerek Linz kentine yerleşti. Avusturya’ya yönelik aile birleşimi şartlarını yerine getirmediği gerekçesiyle oturma ve çalışma izni talebi reddedilen ve hakkında sınırdışı kararı verilen Dereci, Avusturya makamlarına dava açtı.
Dav aya bakan Avusturya Yüksek İdare Mahkemesi, Avrupa Adalet Divanı’nın görüşüne başvurdu. Avrupa Adalet Divanı da, 15 Kasım 2011 tarihinde verdiği tavsiye kararında, herhangi bir AB üyesi ülkeye yerleşen Türk vatandaşlarına, sonradan getirilen kısıtlamaların Türkiye ile AB arasında 1970’de imzalanan Ek Protokol uyarınca uygulanamayacağını belirtti.
Ek protokol gereği
Avrupa Adalet Divanı, kararında, Avusturya’da 1 Ocak 2006’da yürürlüğe giren Oturma ve Yerleşme İzni Kanunu’nun gerek aile birleşimi gerekse ülkeye geldikten sonra oturma ve çalışma izinlerine ilişkin kısıtlayıcı şartlar getirdiğine işaret ederek, Türkiye ile AB arasında oluşturulan Ortaklık Konseyi’nin verdiği kararlar ve 23 Kasım 1970 tarihinde Brüksel’de imzalanan Ek Protokol gereği, Avusturya’nın AB’ye üye olduğu 1995 yılından sonra oturma ve çalışma izni konularında Türk vatandaşlarına yönelik kısıtlayıcı şartlar uygulayamayacağını vurguladı.
Kararda, Türklere ancak AB üyesi olmadan önce yürürlükte olan 1992 tarihli Yabancılar Yasası hükümlerinin uygulanabileceğini, bunun 1 Ocak 2006 tarihinde yürürlüğe giren yeni Oturma ve Yerleşme İzni Yasası’yla kıyaslandığında, daha gevşek olduğuna vurgu yapıldı.
Şimdi ne olacak
Yeşiller milletvekili Alev Korun, Avusturya İçişleri Bakanlığı’nın yeni uygulamalara bir an önce geçmesi gerektiğine işaret ederek, “Oturma veya çalışma izni için yeni müracaat edecek vatandaşlarımıza görevlilere ’Yeni uygulamalara göre haklarımı istiyorum’ demelerini öneriyorum. Hatta Murat Dereci davasını örnek gösterirlerse iyi olur. Vatandaş bu hatırlatmada bulunmasa dahi, başvurulan makamların, yüksek mahkeme kararına göre hareket etmesi gerekiyor” dedi.
Tehdit ortadan kalktı “Avusturya’nın Türklere yönelik kısıtlayıcı şartları kaldıracak diye Almanca öğrenmeyi bırakmamak gerekir” diyen Korun, toplumun parçası olmak ve eşit hakları aramak için Almanca bilmenin şart olduğunu bir kez daha vurguladı. Korun, “Aman kanun değişti diye lisan öğrenmeyi bırakmayalım. Şimdiye kadar Almanca konusunda bir tehdit vardı. Eğer Almanca öğrenemezsen seni buradan atarız tehdidi ortadan kalktı. Ama Almanca öğrenmeyi ihmal etmemek lazım” diye konuştu.
Kazanılan hakların uygulanması için yapılan müracaatlarda yüksek ücretler karşılığında avukatlar tutulmasına da gerek olmadığının altını çizen Korun, “Kısa bir süre sonra yeni uygulamalara geçilecek. Avukat tutmak isteyen bunu yapabilir ama danışma büroları devreye girecek. Herkese şahsen müracaatları ile haklarını elde edebilirler” dedi.
Avrupa hukuku daha üstündür
Linz kentinde yaşayan davacı Murat Dereci’nin avukatı Dr. Helmut Blum ile Yeşiller Milletvekili Alev Korun, düzenledikleri ortak basın toplantısında, Avrupa Adalet Divanı’nın aldığı son kararla ilgili bilgi verdi.
Avukat Blum, müvekkilinin Avrupa Hukuku’na dayanarak oturma ve çalışma izni aldığını belirtirken, Alev Korun Türkiye ile AB arasında değişik tarihlerde anlaşmalar ve ek protokollerin imzalandığını hatırlatarak, 1970 tarihli Ek Protokol’ün “Türk vatandaşlarının mevcut hakları korunur ve kötüleştirilemez” hükmünü içerdiğini söyledi.
Korun, şöyle devam etti: “Bu Avrupa Hukuku’dur. Almanya veya Avusturya’daki kanunlarda bu hüküm olmasa da, bu bütün AB üyesi ülkeleri için geçerli ve uygulanması zorunlu olan bir kuraldır. AB hukuku ulusal hukukun üzerinde olduğu için bütün AB üyesi ülkelerinin bu kuralları uygulaması zorunludur.” Alev Korun, Avusturya’nın 1 Ocak 1995 yılında AB’ye tam üye olduğunu, bu tarihten itibaren Türk vatandaşlarının Avusturya’da oturma, çalışma veya aile birleşimine ilişkin kanunlarda kötüleşmeler varsa bunların geçerli sayılmayacağını söyledi.
Korun, “Örneğin 1 Ocak 2009 yılında aile birleşimi ile ilgili yaş sınırlaması getirildi. Buna göre, evlenen çiftlerin en az 21 yaşında olması şartı aranıyordu. Bu uygulama Türk vatandaşları için artık geçerli olmayacak. Avusturya’ya gelmeden önce Almanca öğrenme şartı getirildi. 1 Temmuz 2011 yılında yürürlüğe giren en az A1 seviyesinde dil bilme şartı da ve bunun yanı sıra oturma müsaadesini uzatabilmek için A2 seviyesinde Almanca bilme şartı ve sınavları Türk vatandaşları için artık uygulanamaz. Çünkü bunlar Avrupa Hukuku’na aykırıdır. Avrupa Hukuku ulusal hukukun üzerinde olduğu için Avusturya bu kararlar uygulanmak zorunda” diye konuştu.
Karar bağlayıcı
Avusturya İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Karlheinz Grundböck, Avrupa Adalet Divanı kararlarının kesin ve bağlayıcı olduğunu belirterek, “Biz bu kararı uygulayacağız” dedi. Grundböck, Avusturya vatandaşları ile evli Türk vatandaşlarının Türkiye’den gelmeden önce Almanca öğrenme ya da uyum sözleşmesi imzalama gibi şartlara tabi tutulmayacaklarını söyledi. Böylelikle evlilikte 21 yaş sınırının yanı sıra 1 Temmuz 2011’de yürürlüğe giren oturma müsaadelerinin uzatılabilmesi için A2 seviyesinde Almanca bilme zorunluluğu da Türkler için kalkmış oldu.