Güncelleme Tarihi:
Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig’in ev sahipliğinde düzenlenen iftar programına ülkede faaliyet gösteren çok sayıda İslami kurum ve kuruluşun temsilcisi katıldı. Her yıl geleneksel olarak düzenlenen iftar programında konuşan Michael Ludwig, ramazanın birlik, beraberlik ve paylaşma ruhunu aşılayan önemli bir zaman dilimi olduğunu ifade ederek, oruç tutan insanların dünyanın farklı bölgelerinde açlık ve yoksullukla mücadele etmek durumunda kalan mazlumları daha iyi anlama imkanı bulduğunu söyledi.
‘KIŞKIRTICILIĞA KARŞI DURMALIYIZ’
Ludwig, Avusturya’da İslam’ın resmen tanınan bir din olduğunu ve ülkede 700 binin üzerinde Müslüman’ın yaşadığını anımsatarak, Müslüman azınlık ile Avusturyalılar arasında genellikle olumlu ilişkiler kurulduğunu, ancak buna karşı özellikle son yıllarda Müslüman toplumunun karşılaşmak durumunda kaldığı ırkçılığın da göz ardı edilemeyeceğini ifade etti. Dini inanışların dünyanın çeşitli yerlerinde farklılıkları ve çatışmaları derinleştirmek için kullanılmaya çalışıldığına işaret eden Ludwig, “Avusturya’da Müslümanlara yönelik kışkırtıcılığa karşı birlikte durmalıyız. Bizim toplumumuzda ırkçılık ve din karşıtı yaklaşımların yeri olmamalı. Bu nedenle birlikte yaşama ülküsünü ileriye taşımak bizlerin ortak çabası olmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.
PROJEYE BAŞLANDI
Ludwig, özellikle Viyana’da ırkçılık ve ayrımcılık karşıtı çeşitli çalışmaların yürütüldüğünü, bu anlamda dini toplulukların temsilcileri ile sıklıkla görüşmeler yaptığını belirterek, “Dini inancı nedeniyle ırkçılığa maruz kalan ya da ayrımcılığa uğramış insanları görmek beni ciddi şekilde kaygılandırıyor. Çünkü Avusturya’da din bazı grupları ötekileştirmek için kötüye kullanılıyor” dedi. Irkçılık ve ayrımcılıkla mücadele etmek, aynı zamanda da birlikte yaşamı güçlendirmek için birçok dinin temsilcisiyle bir araya geldiğini anlatan Ludwig, başkentte 10 dinin temsil edileceği dinler merkezinin yapımı için projeye başlandığını, bu projeyle, birlikte yaşam vurgusunu daha yüksek sesle dillendirmek istediğini dile getirdi.
‘HER TÜRLÜ YASAYAĞA KARŞIYIZ’
Avusturya İslam Cemaati (AİC) Başkanı Ümit Vural da Viyana Belediyesi tarafından geleneksel olarak düzenlenen iftar programı nedeniyle Başkan Michael Ludwig’e teşekkür etti. Vural, Avusturya’da zor zamanlardan geçildiğini ifade ederek, özellikle Müslümanlara yönelik kışkırtıcılık ve ırkçılığın artış gösterdiği bir dönemde Müslümanların hakları ve ülkenin geleceği için çalışan bilinçli siyasetçilere her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Ülkede ilkokul öğrencilerine yönelik yürürlüğe sokulmak istenen başörtüsü yasağının yarın meclis genel kurulunda görüşüleceğini anımsatan Vural, “Bizler her türlü yasak, zorlama ve başörtüsü yasağına karşıyız. Müslüman kız çocukları ve kadınları üzerinden siyaset yapıldığının farkındayız. Bu bizim için uyum karşıtı ve yapıcı olmayan bir girişimdir” diye konuştu.
FRANSA SARAYI’NDA DA İFTAR DAVETİ
Fransa Sarayı’nda bu yıl altıncısı düzenlenen iftar, İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter ve eşi Sülün Aykurt Buchwalter’in ev sahipliğinde gerçekleşti. Buchwalter, iftar yemeğinin geleneksel hale gelmesinden duyduğu memnuniyeti Türkçe ve Fransızca yaptığı konuşmasında dile getirerek, laik bir ülke olan Fransa’nın neden bir iftar düzenlediği ile ilgili olarak kendisine sorular yöneltildiğini kaydetti.
‘RAMAZAN PAYLAŞMA DUYGUSUNU DIŞA VURMAKTIR’
Laikliğin dinlere karşı olmadığını, aksine, dinlerin uyumlu bir şekilde bir arada yaşamaları için gerekli çerçeveyi sunduğunu aktaran Buchwalter, “Laiklik, Fransa’yı oluşturan değerlerle uyumludur. Öncelikle özgürlük, bir dine mensup olmak ve bu dini uygulamak veya hiçbir dine mensup olmamaktır. Eşitlik, devletin dinler arasında ayırım yapmaması ve vatandaşlarını dinlerine göre ayırmamasıdır. İslam dini Fransa’da önemli bir yere sahiptir ve Fransa ile İslam arasında tarihi bir yakınlık ve karşılıklı saygıya dayanan bir ilişki vardır” diye konuştu. Buchwalter, “Ramazan ayının hepimize mesajı, her insanda doğuştan var olan cömertliği ve paylaşma duygusunu daha fazla dışa vurmak, barış ve birlikteliği seçmektir“ değerlendirmesinde bulundu. İftara siyasetçiler, dini liderler, yabancı temsilciler, gazeteciler, akademisyenler, öğrenciler, iş ve sanat dünyasının önde gelen isimleri katıldı.