Avusturya'da neler oluyor

Avusturya’da tuhaf şeyler oluyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası Avusturya’nın en önemli yazarı Thomas Bernhard hayatı boyunca hep Avusturya’yı eleştirdi. Aziz Nesin

’in, “Türklerin yüzde 60’ı aptaldır” sözünün Türkiye’de kopardığı fırtınayı, Thomas Bernhard’ın, “Avusturyalılar ölüm kalım savaşı veren yaratıklar” benzetmesi yarattı. Bernhard’ın eserlerine Avusturya’da sahnelenme yasağı getirilmesini ve vatandaşlıktan çıkarılmasını isteyen popülist siyasetçiler çıktı. Ardından vatan haini sesleri yükseldi. Thomas Bernhard en büyük skandala ise 1989’da ölümüyle imza attı. Vasiyetinde eserlerinin Avusturya sınırları içinde sahnelenmesini ve yayınlanmasını yasakladı.

ÖPÜŞEREK PROTESTO

İşte Thomas Bernhard’ın ülkesi Avusturya’da tuhaf şeyler oluyor. İlk tuhaf şey Viyana Kuşatması’ndan miras kalan, kafe kültürünün merkezi Viyana’da, Cafe Prückel’de yaşandı. 19 yaşındaki kız öğrenci Anastasia Lopez, 26 yaşındaki kadın sevgilisi Eva Prewein ile uluorta tahrik edici boyutta öpüştükleri gerekçesiyle kafeden atıldı. Olayı duyan lezbiyenler ve eşcinseller harekete geçti. 100 yıllık bir tarihe sahip Cafe Prückel, belki de tarihinin en büyük öpüşme gösterisine sahne oldu. 2 bin civarında eşcinsel, cafe önünde toplanıp öpüşerek olayı protesto etti.

CEZALANDIRMA TALEBİ

İkinci olay ise başlıbaşına siyasi. Avusturya’da bu yıl dört eyalette seçim var. Seçim baskısı altındaki Steiermarkt Eyalet Başbakanı Sosyal Demokrat Partili (SPÖ) Franz Voves, uyuma istekli olmayan Müslüman öğrencilerin ve ailelerinin cezalandırılmasını istedi. Bu talebe, mayıs ayında seçime gidecek olan Burgenland Eyaleti’nin yine Sosyal Demokrat Partili Başbakanı Hans Niessl’den destek geldi. Buna, aynı zamanda uyumdan sorumlu muhafazakar partili (ÖVP) Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz sahip çıktı ve ülkeyi bir anda salgın gibi saran bir uyumsuzlar tartışması patladı. Paris terör saldırısının yol açtığı bu tartışmayla ülke, uyum sağlamayan Müslümanlar cezalandırılsın mı cezalandırılmasın mı diye iki kampa bölündü.

UZMANLAR BELİRLESİN

Sosyal demokrat Partili iki eyalet başbakanı diyor ki, bir uzmanlar komisyonu kurulsun ve uyumsuzluğa girecek suç olaylarını belirlesin. Uyumsuzluk gelecekte yasal olarak cezalandırılsın. Somut örnek: Eğer bir Müslüman baba, kadın olduğu için çocuğunun öğretmeniyle konuşmuyorsa veya kız çocuğunu yüzme dersine göndermiyorsa, bu davranışı yasal suç sayılsın. Uyumdan da sorumlu Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz ise daha ileri giderek, diyor ki, okul yasasında değişiklik yapılsın. Veli görüşmesine gelmeyen, çocuğunun okuluyla ilgilenmeyen, radikalleşmesine destek veren velilere bin 500 Euro’ya kadar para cezası verilsin. Uyumsuz öğrenciler dersten sonra ceza olarak okulda çalıştırılsın. Radikal eğilimli öğrencileri öğretmenleri doğrudan polis ve gençlik dairelerine bildirsin. Mevcut uygulamada bu şikayet okul müdürü, yönetimi gibi birçok merciden geçmek zorunda olduğu için zaman alıyor.

Uyumsuz öğrenci ve velilere ceza talebi Eğitim Bakanı, Sosyal Demokrat Partili Gabriele Heinisch Hosek’in de kafasına yatmış durumda. Eğitim Bakanı da veliler sorumluluktan tamamen kaçamaz diyor ve para cezasını tasavvur edebileceğini söylüyor. İş cezasına ise karşı çıkıyor. Avusturya’da İslam din dersine giden 66 bin Müslüman öğrenci var. Okulu asan ya da yüzme dersine gitmeyenlere 440 Euro’ya kadar para cezası mevcut.

ALEV KORUN KARŞI ÇIKIYOR

Uyumsuz Müslüman öğrenci ve velilerin cezalandırılması talebine karşı çıkan Yeşiller milletvekili Alev Korun, devamlıaba altından sopa gösterilmek yerine okullarda sosyal çalışmalar artırılsın diye tepki yağdırıyor. Bazen hoşgörüyle haklı uyum taleplerini ayırmak zor olabilir. Ama uyumu teşvik etmek yerine, cezayla uyuma zorlamak, ve böyle bir talebin üstelikte sosyal demokratlardan gelmesi oldukça düşündürücü. Avusturya’nın efsane başbakanlarından sosyal Demokrat Partili Bruno Kreisky’nin siyasetçiler arasında iyi bilinen bir sözü var: Partide sol düşüneceksin ama sağ yöneteceksin. Avusturya Sosyal Demokratları, yabancıları malzeme yapan popülist partilerden esinlenerek, aynı zamanda sağ düşünmeyi planlıyor galiba.