Güncelleme Tarihi:
İNTERNET, 2 bin 148 ile ırkçı saldırıların kendine en çok yer bulduğu mecra oldu. Irkçı saldırıların en çok yapıldığı ikinci yer ise 303 ile kamuya açık alanlar oldu. Ülkede geçen yıl eğlence ve hizmet sektöründe 227, kamu kurum ve kuruluşlarında 92, yazılı ve görsel basın ile siyasette 85 ırkçı ve nefret içerikli söylem ve eylem tespit edildi. Güvenlik birimleri 75 ırkçı saldırıda bulunurken, çalışma hayatında da 59 ırkçı saldırı yaşandı. Irkçılık karşıtı çalışmalar yürüten kişi ve kurumlar ise 29 ırkçı saldırıya maruz kaldı.
‘BLACK LIVES MATTER’
ABD’de George Floyd’un polis şiddeti sonucunda hayatını kaybetmesi nedeniyle dünya genelinde ten rengi siyah insanlara karşı yeniden yükselişe geçen ırkçı yaklaşımlara dikkat çekilen raporda, Avusturya’da geçen yıl meydana gelen ırkçı saldırıların yüzde 24’ünün farklı ten rengine sahip kişilere yönelik yapıldığına işaret edildi. ZARA yöneticisi Caroline Kerschbaumer, 2020 yılına damgasını vuran siyahi bireylere yönelik ölümlere varan ırkçı tutuma dikkati çekmek için “Black Lives Matter” konusunun bu yılki raporda öne çıkartıldığını kaydetti. Kerschbaumer, ilk defa bu kadar yüksek oranda ırkçı saldırının kayıt altına alındığını, bu saldırıların özellikle dijital platformlarda çok daha kolay yapılabilmesinin sayıların ciddi oranda artmasına neden olduğunu belirtti.
‘HER BİRİMİZİ İLGİLENDİRİYOR’
Kerschbaumer, ırkçılığın ülkede görünür bir problem olduğunu vurgulayarak “Irkçılık hepimizi ilgilendiriyor. Irkçılıkla mücadeleye kendimizden başlamalıyız. Hangi ön yargılara sahibim? Hangi ayrıcalıklara sahibim? Bir ırkçılık ya da ayrımcılıkla karşılaşınca nasıl bir tutum sergiliyorum? Benzer soruları kendimize yönelterek bu sorunu daha iyi anlama imkânı bulabiliriz” diye konuştu. ZARA Danışmanlık Birimi Müdürü Dilber Dikme de kurumsal ırkçılığa dikkati çekerek bu alanda 175 ırkçı saldırının kayıt altına alındığını ancak gerçek verilerin çok daha yüksek olduğunun tahmin edildiğini söyledi.
MÜSLÜMAN KARŞITI IRKÇILIK
ZARA yöneticisi Barbara Liegl de Müslümanlara yönelik artan ırkçı saldırılara değinerek söz konusu saldırıların artışında siyasi söylemin yanı sıra ülkede yaşanan çeşitli olay ve tartışmaların tetikleyici olduğunu kaydetti. Özellikle ‘siyasal İslam’a’ ilişkin hayata geçirilmek istenen dokümantasyon merkezi, 2 Kasım 2020’de yaşanan terör saldırısı, bunun hemen akabinde 30 Müslüman aktivist ve akademisyene yönelik sözde terörle mücadele operasyonu gibi olayları hatırlatan Liegl, özellikle iktidarın hazırladığı terörle mücadele yasa tasarısının da bu hususta belirleyici rol oynadığını aktardı. Liegl, “2020 yılında kayıt altına alınan ırkçı saldırıların dörtte biri Müslümanlara yönelik gerçekleşti. Bu sayı çok yüksek. Başörtüleri nedeniyle en çok Müslüman kadınlar ırkçı saldırılara maruz kaldı” diye konuştu.