Güncelleme Tarihi:
Aşırı sağcı Özgürlükçüler Partisi (FPÖ) ve Avusturyanın Geleceği İttifakı (BZÖ) oy oranlarını önemli ölçüde artırarak, "anahtar partiler" olarak ortaya çıkarken, birinci konumdaki Sosyal Demokrat Parti (SPÖ), bu iki partiyle hükümet kurmayı kesinlikle reddediyor.
SPÖnün yeni lideri Werner Faymann, "seçimden önce seçmenlere verdikleri sözlerin hala geçerli olduğunu" belirterek, "Aşırı sağcı FPÖ ve BZÖ ile koalisyon hükümeti kurmayı kesinlikle düşünmediğini" söyledi. Eski koalisyon ortağı Hristiyan demokrat eğilimli Halk Partisi (ÖVP) ile yeniden bir "büyük koalisyon" kurmayı düşündüğünü ifade eden Faymann, koşul olarak "eski hükümetteki ekibin değişmesini" ileri sürdü.
Seçim sonucuyla ortaya çıkan meclis aritmetiğine göre SPÖ ile ÖVP arasında kurulabilecek "büyük koalisyon", ilk belirlemelere göre 183 üyeli Federal Meclisin toplam 108 sandalyesine sahip olacak. Bununla birlikte, "ideal bir hükümet" olarak görülen yeniden "büyük koalisyon" seçeneği hakkında her iki partinin seçmenlerinin endişeleri var.
Seçmenler, "Yine büyük koalisyon kuracaksanız, ilk koalisyonu neden yürütemediniz ve erken seçime gittiniz? " sorusunu dillendiriyor. Seçimin resmi sonuçlarının ilanı için yurt dışında ve ikamet bölgesi dışında kullanılanoyların sayımı bekleniyor. İçişleri Bakanlığı, kesin sonucun en erken 6 Ekim günü açıklanacağını belirtiyor.
Kesin sonucun açıklanmasının ardından Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, sandıktan birinci parti olarak çıkan SPÖnün lideri Werner Faymannı yeni hükümeti kurmakla görevlendirmesi bekleniyor. Feymannın da başvuracağı ilk adres yine ÖVP olacak.
Bu arada, ÖVP lideri Wilhelm Moltererin seçimden sonra, "Aldığımız bu kötü sonucun sorumluluğunu üstleniyorum" şeklindeki açıklaması, parti liderliğinden azlini isteyebileceği şeklinde değerlendirildi. ÖVPnin yeni bir lider ve yeni bir kadro ile ortaya çıkması, SPÖnün "büyük koalisyon" için ileri sürdüğü koşulu da karşılanmış olabilecek.
AŞIRI SAÐCILAR "TEHLİKELİ MADDE"
Erken genel seçimde beklendiği gibi oylarını önemli ölçüde artıran aşırı sağcı FPÖ ve BZÖ, gerek SPÖ, gerekse ÖVP tarafından adeta "tehlikeli madde" olarak görülüyorlar. İki büyük partinin aşırı sağcı partilere uzak durmalarının başlıca nedeni Avrupa Birliği.
Avrupa Birliği, 2001 yılında yapılan genel seçimin ardından dönemin Başbakanı Wolfgang Schüsselin, o dönemde Jörg Haiderin lideri olduğu FPÖ ile koalisyon hükümeti kurmasına sert tepki göstermiş ve Avusturyayı yaklaşık bir yıl süreyle "diplomatik ve siyasi karantinaya"almıştı.
SPÖ veya ÖVPnin, ırkçı söylemleri bakımından birbirlerinden farkı olmayan Heinz Christian Strache liderliğindeki FPÖ veya Jörg Haider liderliğindeki BZÖ ile koalisyon hükümeti kurmalarının ABnin yine sert tepkisini çekeceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Seçimin ilk sonucunun açıklanmasından bu yana AB ülkelerindeki görsel ve yazılı basında çıkan haber ve yorumlar, ABnin göstereceği şiddetli tepkinin ilk işaretleri olarak algılanıyor. Öte yandan, kurulacak hükümetin şekli ne olursa olsun, seçime Yeşiller Partisinin adayı olarak genel listenin 3. sırasından giren Türkiye kökenli Alev Korun, 28 Ekim günü yapılması öngörülen yemin törenin ardından Federal Meclisteki yerini alacak.
Geçmiş yıllardaki genel seçim sonuçlarını anımsatan siyasi gözlemciler, yurt dışında ve ikamet bölgelerinin dışında kullanılan oyların sayılmasından sonra SPÖ ve FPÖnün asgari birer sandalye kaybedecekleri, bu sandalyelerin Yeşiller Partisine gideceği tahmininde bulunuyor.
İçişleri Bakanlığı, ülke genelinde kullanılan oyların sayımından sonra Federal Meclise girebilen beş partinin aldıkları oy oranları ve parlamentoda kazandıkları sandalye sayısını şöyle açıkladı:
Sosyal Demokrat Parti (SPÖ): Yüzde 29,71 ile 58 sandalye
Halk Partisi(ÖVP): Yüzde 25,61 ile 50 sandalye
Özgürlükçüler Partisi (FPÖ): Yüzde 18,01 ile 35 sandalye
Avusturyanın Geleceği İttifakı (BZÖ): Yüzde 10,98 ile 21 sandalye
Yeşiller Partisi (Die Grünen): Yüzde 9,79 ile 19 sandalye
Seçime katılan Liberal liste (LIF), Dinkhauser, Komünist Parti (KPÖ), Rettö ve Christen gibi parti ve gruplar ise yüzde 4lük seçim barajını aşamadıkları için Federal Meclise giremediler.