Ahmet KÜLAHÇI
Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2020 12:08
Muhafazakar Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ile sağ popülist Avusturya Özgürlük Partisi’nin (FPÖ) 2017 yılında oluşturduğu koalisyon hükümeti, o dönemdeki FPÖ Lideri Heinz-Christian Starche’nin adının yolsuzluğa karışması üzerine geçen yıl mayıs ayında çökünce, ülkede Yeşiller’e ilk kez iktidara ortaklık yolu açıldı.
HENÜZ 31 yaşındayken 18 Aralık 2017 tarihinde başbakanlık koltuğuna oturan ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin ‘en genç başbakanı’ olarak tarihe geçmeyi garantileyen ÖVP Lideri Sebastian Kurz, ‘kurtarıcı’ olarak Yeşiller’e sarıldı.
29 Eylül 2019’da yapılan genel seçimlerden 3 ayı aşkın bir süre sonra nihayet ÖVP ile Yeşiller arasında sürdürülen koalisyon görüşmelerinde uzlaşma sağlandı.
Hem de tam 326 sayfalık bir programa imzalar atıldı.
Bu,
Avusturya’da federal düzeyde bir ilktir.
Bazı eyaletlerde SPÖ ve ÖVP ile daha önceki yıllarda koalisyon hükümetleri oluşturulduğu halde, federal düzeyde ilk kez ‘siyah (turkuaz-Türk mavisi)-yeşil koalisyon’ yolu açıldı.
Kurulduğu 1986 yılından beri hep muhalefet sıralarında yer alan Yeşiller, “Avusturya için sorumluluk” diyerek ÖVP ile ortaklığa “Evet” dedi.
Böylece, ‘AB ülkelerinin en genç başbakanı’ sıfatını geçici olarak kendisinden bir yaş büyük olan Finlandiya Başbakanı Sanna Mirella Marin’e kaptıran Sebastian Kurz, unvanını geri almayı da garantiledi.
Yeniden başbakanlık koltuğuna oturacak Sebastian Kurz’un da, Başbakan Yardımcısı olması öngörülen Yeşiller’in Lideri Werner Kogler’in de gözlerinin içi gülüyordu ortaklıklarını ilan ederken.
*
Viyana’dan ekrana yansıyan bu ‘mutlu tabloyu’ görünce, aklıma ilk gelen şey, tabii
Almanya’da yıllarca özellikle federal düzeyde Yeşiller’e ‘öcü’ gözüyle bakılması oldu.
Almany’da 1980 yılında kurulan Yeşiller’e hep ‘haşarı çocuklar’ gözüyle bakıldı.
Bırakın federal düzeyi, eyaletlerde de yıllarca kimse ortaklık etmek istemedi Yeşiller’le.
İlk kez 1985 yılında seçimlerden önce “Yeşil faşolarla ortaklık etmem” diyen Sosyal Demokrat Partili (SPD) Hessen Eyalet Başbakanı Holger Börner, seçimlerden sonra Yeşiller’le ülke genelinde ilk ‘kırmızı-yeşil’ koalisyon hükümetini kurdu.
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ise 2008 yılına kadar Yeşiller’den uzak durdu.
CDU, ilk kez 2008 yılında Hamburg’da Yeşiller’le ortaklık etti.
Daha sonraki yıllarda da Saarland, Hessen, Saksonya-Anhalt, Baden Württemberg, Schleswig Holstein ve Brandenburg’da Yeşiller’e ‘kurtarıcı’ olarak sarıldı CDU.
Eyaletlerde olduğu gibi, federal düzeyde de Yeşiller’le ortaklık eden ilk köklü parti SPD oldu.
27 Eylül 1998 tarihinde yapılan genel seçimlerden yüzde 40.9’la ‘en güçlü parti’ olarak çıkan ve CDU lideri Helmut Kohl’ü 16 yılı aşkın süre sonra başbakanlık koltuğundan eden SPD’li Gerhard Schröder, seçimlerden tam bir ay sonra 27 Ekim 1998’de federal düzeyde ilk ‘kırmızı-yeşil’ koalisyon hükümetini kurdu.
Milletvekiliyken bir gece kafayı çektikten sonra Bonn’daki başbakanlık binasının önünden geçerken demir parmaklıklara tırmanıp “İçeri girmek istiyorum” diye bağıran Schröder’in bu hayali gerçek oldu.
Schröder, hem Bonn hem de Berlin’de görev yapan Almanya’nın ilk Şansölyesi, Başbakanı oldu.
2005 yılına kadar da görevde kaldı.
Sebastian Kurz ile Werner Kogler’in Viyana’dan televizyon ekranlarına yansıyan görüntülerini izlerken, birçokları gibi ben de “Avusturya ‘Yeşilleşiyor’, sıra yeniden Almanya’da mı?” diye düşündüm.
*
Evet...
Almanya’da CDU/CSU ve SPD’nin oluşturduğu ‘büyük koalisyon hükümeti’ uzun süredir sallanıyor.
“Koalisyonu terk edelim” diyen sosyal demokratların sayısı her geçen gün artıyor.
Büyük koalisyonun çökmesi halinde, şu andaki kamuoyu yoklamalarına göre, olası bir hükümeti CDU/CSU ile Yeşiller’in kuracağından hareket ediliyor.
Yani federal düzeyde 2017 yılında yapılan genel seçimlere kadar Yeşiller’le işbirliğinden hep kaçan CDU/CSU’nun, erken seçime gidilmesi halinde bir dönemlerin ‘haşarı çocukları’na koşarak gidip ‘kurtarıcı’ olarak sarılacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Yani yıllar sonra, Avusturya’nın ardından CDU/CSU’lu Almanya da ‘Yeşilleşecek’ gibi...