Avrupalı Türklerin tedirginliği

Güncelleme Tarihi:

Avrupalı Türklerin tedirginliği
Oluşturulma Tarihi: Mart 19, 2009 00:00

TÜRKİYE'DEKİ politik gelişmelerden Avrupalı Türklerin daha tedirgin olduğu gözden kaçmıyor.Önceki hafta Recklinghausen'deki “Die Brücke” (Köprü) isimli Uluslararası İlişki ve Uyum Enstitüsü tarafından düzenlenen bir toplantıya konuşmacı olarak katıldım.“Bir gazeteci gözüyle günümüz Türkiye'si” üstbaşlığı altında düzenlenen etkinliği çok sayıda Türk ve Alman izledi.

Haberin Devamı

Ben tebliğimi sunduktan sonra söz alan Türk izleyicilerin özellikle Türkiye'deki “sokak baskısı”ndan ciddi bir şekilde tedirginlik duyduklarına tanık oldum. Aynı tedirginliğin önceki hafta Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu'nun (AABF) başkent Berlin'de düzenlediği 20. yıl kutlamalarında da yaşandığı gözden kaçmadı. Federal Hükümetin Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer, SPD Genel Başkanı Franz Müntefering, Yeşiller Eşbaşkanı Cem Özdemir ve Federal Meclis ile Berlin Eyalet Parlamentosu'nda grupları bulunan diğer partilerin temsilcilerinin de katıldığı bu etkinlikte de Türkiye'deki politik gelişmelerden duyulan endişe, korku ve tedirginlik çok açık bir biçimde telaffuz edildi. Geçen hafta Cumartesi akşamı AABF bünyesinde faaliyet gösteren Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti'ndeki 15 Alevi Kültür Merkezi (AKM) bir panel düzenledi. Duisburg bölgesi AKM Başkanı Veli Adın'ın evsahipliği yaptığı “Şeriat mı, Laik demokratik Cumhuriyet mi?” adı altındaki bu panele konuşmacı olarak Türkiye'den bazı konuklar katıldı. Salonu dolduran izleyicilerin Türkiye'deki gelişmelerden Türkiye'den katılan konuklardan daha karamsar, daha tedirgin oldukları görüldü. Daha doğrusu duyuldu. Bu etkinliğe damgasını vuran ise 15 AMK yöneticisinin ortak imzasıyla yayınlanan “Ne şeriat ne darbe. Demokratik Cumhuriyet” başlıklı deklarasyon oldu.

ÖZÜDOĞRU'YA İKİ ÖDÜL

Ocak ayında T.C. Berlin Büyükelçiliği Kültür Müşaviri Erol Özüdoğru'nun görev süresinin dolduğunu ve şubat ayı ortalarında Türkiye'ye döneceğini duyunca çok şaşırdım. Aslında görev süresi dolan bir diplomatın Ankara'ya dönmesinin veya başka bir yere atanmasının şaşılacak hiçbir yönü yoktur. Ancak 11-15 Mart tarihleri arasında Berlin Uluslararası Turizm Fuarı'nın düzenleneceğini bildiğim için şaşarmıştım bu habere. Çünkü Türkiye açısından bu denli önemli bir fuar öncesi Erol Özüdoğru'nun dönmesinin hiç de doğru olmayacağını düşündüm. Nitekim öyle de oldu ve planlanan “yanlış”tan dönüldü ve Müşavir Özüdoğru'nun dönüşü fuar sonrasına ertelendi. Daha önceki yıllarda da Almanya'da Turizm Ataşesi olarak görev yapan Erol Özüdoğru, Türkiye'nin tanıtımında ve turizm şirketleriyle ilişkilerin geliştirilmesinde önemli katkılarda bulunmuştur. İşte bu katkılarından dolayı da Berlin Fuar İdaresi (ITB) tarafından “Altın Küre” ile ödüllendirilmiştir. 25 yılda sadece 30 kişiye verilen bu ödülü Müşavir Özüdoğru gerçekten haketmiştir. Erol Özüdoğru'ya ya geçen hafta Berlin'de bir ödül de Türkiye Tanıtım Vakfı (TÜTAV) tarafından verilmiştir. TÜTAV Başkanı Kemal Baytaş, Erol Özüdoğru'ya “Üstün Başarı Plaketi”ni sunarken “Bunu gerçekten hakettiniz” demiştir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!