Avrupalı turist ülkesine dönünce Türk yemeği arıyo

Güncelleme Tarihi:

Avrupalı turist ülkesine dönünce Türk yemeği arıyo
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 27, 2010 00:00

Avrupa'nın önde gelen toptan gıda şirketlerinden Marmara'nın sahiplerinden Mustafa Kuru, 'Genç Eurotürk bakliyat gibi kuru gıdadan uzaklaşıyor. Buna karşılık Türkiye'ye giden turistler dönüşlerinde Türk gıdalarına yöneliyor. Böylelikle satışlarımız dengeleniyor' diyor.

Haberin Devamı


Avrupa'nın önde gelen toptan gıda şirketlerinden Marmara'nın sahiplerinden Mustafa Kuru, 'Genç Eurotürk bakliyat gibi kuru gıdadan uzaklaşıyor. Buna karşılık Türkiye'ye giden turistler dönüşlerinde Türk gıdalarına yöneliyor. Böylelikle satışlarımız dengeleniyor' diyor.


Hollandalı ressam Vincent van Gogh, Paris'te yaşadığı dönemde aylar boyunca zeytin ağacı resmeder. Tam 19 zeytin ağacı tablosu yapar. Zeytin ağaçları pek çok ressamı olduğu gibi Hollandalı ressamı da cezbetmiştir. Van Gogh kardeşi Teo'ya yazdığı mektuplarda zeytin ağacı tutkusunu şöyle anlatır : 'Kırmızıya çalan toprak boyası üstünde gümüşsü, belki de biraz mavimsi ya da yeşilli beyazlı bronz rengi yapraklar...Bu renkleri yakalamaya çalışıyorum. Öyle zor, öyle zor ki... Yine de beni cezbediyor. Bu gümüş ve altın renkleri arasındaki karşıtlığı göstermek istiyorum.'

* * *
İşte Hollandalı ressamın tasvirde zorlandığı ağaçlarda yetişen Türk zeytinini Avrupa'ya ilk getiren Hüseyin Kuru'dur. Tekirdağ'ın Malkara ilçesi Karacahali köyünde 1954'te dünyaya gelen Kuru, biri kız beş kardeşin en büyüğü. Baba İbrahim Kuru biraz para kazanıp dönmek umuduyla 1967'de Almanya'nın yolunu tutar. Köydeki bakkalı 14 yaşındaki Hüseyin'e bırakır. Ortaokul öğrencisi Hüseyin Kuru, bakkalı idare ederken işleri de büyütmek ister. Köylülerden topladığı kuru ıhlamurları İstanbul'daki toptancılara satar. 1967'de ortaokul bitmiştir. Babası okuma niyeti görmediği için Ağustos 1969'da annesiyle Almanya'ya götürür.

* * *
Türkiye dünyada zeytin üretici ülkeler arasında ağaç varlığı açısından dördüncü, alan açısından altıncı sıradadır. Sofralık zeytin üretiminde İspanya'dan sonra ikincidir. Türkiye'nin sofralık zeytin rekoltesi 330 bin ton civarındadır. En son verilere göre 2007/08 sezonunun ilk dokuz ayında yüzde 18 artışla 98,8 milyon dolarlık ihracat yapıldı. İhracatta 89,9 milyon dolarla aslan payı siyah zeytine ait. En fazla siyah zeytin ihracatı yaklaşık 22 milyon dolarla Almanya'ya yapılıyor.

* * *
Almanya'ya gelen Hüseyin Kuru, binbir meşakkatten sonra Düsseldorf Üniversitesi'ni bitirip Elektrik Yüksek Mühendisi olur. Ama onun gözü ticarettedir. 1980'de Marmara İmport Export GmbH adıyla şirket kurar. Düsseldorf Hali'nde ona yer vermekte nazlanırlar. O da daha önce Düsseldorf'ta Mercedes'te çalışırken tanıştığı Alman Sendikalar Birliği temsilcisinden yardım ister. Alman sendikacı hal yönetimine telefon edip işin bir an önce halledilmesini sağlar. Bu arada kardeşler İbrahim, Mustafa ve Mülahim de Almanya'ya gelir. Baba İbrahim Kuru ise karısını alıp kesin dönüş yapmıştır.

* * *
Hüseyin Kuru, 2000'den beri Kurular Grubu tarafından 1995'de Aydın Organize Sanayi Bölgesi Umurlu'da kurulan Maroli Gıda Sanayi firmasını yönetiyor. Maroli şirketi yıllık 10 bin ton kapasite yüzde yüz ihracat ile Marmara, Maroli, Zeyno ve Harika markalarıyla dünyanın çeşitli ülkelerine zeytin satıyor. (Maroli zeytin ihracatında 2008'de Türkiye üçüncüsü, 2009'da ise Türkiye ikincisi oldu) Almanya'daki firmayı yöneten Mustafa Kuru (54) şöyle anlatıyor. '1970 yılı Nisan ayında geldim. Almanya'da kar vardı. Çok şaşırmıştım. Kısa sürede Almanca ve meslek öğrenip iş hayatına atıldım. Daha sonra aile şirketine dahil oldum. Düsseldorf'un yanısıra Frankfurt ve Hannover hallerinde toplam 3100 metrekare satış, 1250 metrekaresi soğuk havalı, 7500 metrekarelik depolarımız var. Zeytin ağırlıklı olmak üzere kuru bakliyat ile yüzlerce çeşit gıdayı toptan satıyoruz'

* * *
Mustafa Kuru, 'Avrupa'da yaşayan üçüncü nesil Türk veya Türk kökenlilerin damak zevki giderek değişiyor. Gençler yaşadıkları ülkenin damak zevkine ister istemez yaklaşiyor. Ayrıca yaşam da değişiyor. Çalışmayan annenin Türk yemekleri yaptığı büyük aileler azalıyor. Yalnız yaşayanlar artıyor. Bu yüzden kuru bakliyata karşı talep azalıyor. Bunun yerine konserveye yöneliş var' diyor.


Bunun satışları nasıl etkilediğini soruyorum. Mustafa Kuru'nun cevabı şöyle oluyor. 'Kuru gıdadan uzaklaşmaya karşılık zeytin ve diğer ürünlerdeki artış dengeleme yapıyor. Çünkü her yıl Türkiye'ye giden milyonlarca turist Türk gıdalarını tadıyor. Birçoğu ülkelerine dönünce Türk ürünlerini satın alıyor'

* * *
1980'de şirketi kurduktan sonra Türkiye'den sebze ve meyve ithalatına başlayan Hüseyin Kuru, Türk çayına olan talebi görünce hemen Çaykur'dan Filiz çayı getirip satar. Haftada iki TIR çay satışı Çernobil faciasına kadar devam eder. Çaydan sonra Türkiye'ye gidip inceleme yapan Kuru, zeytinde karar kılır. Van Gogh'un resmetmeğe çalıştığı mucize ağacın önemini genç yaşta anlayan Hüseyin Kuru, ticarete atıldığı ilk yıllardan itibaren zeytine ayrı bir önem verir. Firmasının adına atfen Marmara Birlik Kooperatifleri ile anlaşır. 1984'de 150 ton ile başlattığı zeytin ithalatı 1993'e kadar 4 bin tona kadar çıkarıp zeytin kralı olur. 1993'de Marmara Birlik'te değişen yönetim başka bir temsilci daha arayınca ayrılıp Aydın'daki kendi tesisini kurar.

* * *
Daha üniversite öğrenciliği öncesi Düsseldorf'taki Mercedes'te çalışırken ekonomik ve sosyal konularla ilgilenen, üç yıl işçi temsilciği de Hüseyin Kuru, Köln'de Türk-Alman İşadamları Birliği'nin (TDU), Türk Gıda İthalatçıları'nı bir çatı altında toplayan Türkimport'un kuruluşunda yer aldı. 7 Nisan 2000'de Dönemin Cumhurbaşkanı Süleymen Demirel tarafından Devlet Üstün Hizmet Madalyası ile ödüllendirildi. Avrupa Türk İşadamları ve Sanayiciler Derneği (ATİAD) Başkanlığını yapan Kuru, 'Türk cesaretini, girişimciliğini Alman disiplini ile birleştirip çalışkanlıkla bu noktaya geldim'diyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!