Güncelleme Tarihi:
MÜSLÜMAN gençlerin güzel bir ahlaka sahip olması gerektiğini belirten Erbaş, “Müslüman söz verdiği zaman sözünde duran, konuştuğu zaman doğruyu söyleyen, kendisine bir şey emanet edildiği zaman riayet edendir” dedi. Daha ahlaklı Müslümanın iyi bir Müslüman demek anlamına geldiğini belirten Erbaş, şöyle konuştu: “Daha iyi ahlaklı insan olmak için namaz kılıyoruz, oruç tutuyoruz, zekat veriyoruz, hacca gidiyoruz ve hayır ve hasenat yapıyoruz. Gençler Kuran elimizden düşmeyecek. Okumasını bilmeyen öğrenecek. Bu yetmez anlamaya çalışacağız. Kuran-ı Kerim’i daha iyi anlayabilmek için başka kitaplardan çok okumanız gerekir. Yani İslam’ı tefekkürü nitelikli Müslüman olabilmek için tefekkür kitapları okumamız lazım. Ne kadar çok okursak o kadar çok nitelikli Müslüman ve insan oluruz. Çünkü bizim medeniyetimizin ilk ayetleri oku diye başlıyor. Avrupa’da yaşayan gençlerimiz Türkiye’dekilerden daha dikkatli olmalı. Sizin güzel ahlakınıza bakarak gayrimüslimin gönlüne bir sevgi düşerse bunun sevabı sizindir. Tersi olursa ve sizin yüzünüzden bir başkasının gönlüne İslam’a karşı bir nefret düşerse, o da sizin ve hepimiz için vebal olur. Bu hassas çizgiye çok dikkat edelim.”
‘İYİLİĞİN ÖNCÜLERİ’
Hollanda’da bulunan din görevlileriyle de buluşan Erbaş, şunları söyledi: “Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşları için camiler inşa eden, dernekler kuran, din eğitimi verenler iyiliğin öncüleridir. Onlar hayrın, iyiliğin öncüleri oldular. Onlar, ‘O hayırda yarışanlar var ya, hayırda yarışanlar, işte en yakın olan onlardır’ yani Allah’ın rızasına en yakın olan onlardır. Onlar bu müjdeye inşallah nail oldular. Şimdi bu müjdenin gereğini yerine getirme konumunda olan bizleriz. Bu emanet bizim omuzlarımızda. Hazreti Muhammed cehaleti ortadan kaldırmaya çalıştı. İslam’ın nuruyla, Kuran’ın aydınlığı ile beldeleri temiz, ruhları da aydınlık hale getirmeye çalıştı, bu görevi yaptı. Bugün bu görev, bu emanet hocaların üzerinde. Peygamberimiz o gün ne yaptıysa, peygamberlik hariç, diğer her şey bugün bizim üzerimizde.”
‘FIRSATLARI İYİ DEĞERLENDİRELİM’
Avrupa’da görevli olmanın din eğitimi noktasında önemli imkan ve fırsatlar sunduğunu belirten Erbaş, şöyle devam etti: “Bu fırsatları çok iyi değerlendirmeliyiz. İmkan ve fırsatlarla Rabbimizin rızasını kazanmaya, insanların ruhlarını İslami noktada diri tutmaya, ulaşılmadık kalp bırakmamaya çalışacağız. Bunun gayreti içerisinde olacağız. Din hizmetinde, tebliğ ve davette temsil önemli. Tebliğciler, davetçiler İslam’ı yaşayarak gösterdiler. Onlara, yaşantılarına bakan Müslüman oluyordu. Buradan alacağımız mesaj, bizim yaşantımıza bakanın İslam’a ısınması lazım. Burada gönüllerde bıraktığımız her iz, bizimle beraber mezara gidecek. Bunun şuuru, bilinci içerisinde olalım. Bunu yapmıyorsunuz diye değil, hatırlatmak için söylüyorum. Biz iyi yaşarsak bize bakan gençler bizi örnek alırlar. Sözümüzden daha çok halimiz önemli. Sizler şanslısınız, çünkü Cenab-ı Hak, size tebliğ ve davet ortamı nasip etmiş. Dünyevileşme karşısında toplumun ahiret inancının dinamik tutulması gerek. Kuran-ı Kerim’e baktığınız zaman, dünyanın aldatması konuları o kadar çok işleniyor ki, eğer biz çocuklarımızın, gençlerimizin ahirete olan inancını ve bağlılığını diri tutarsak dünyevileşmeye karşı bir set oluşturmuş oluruz. Eğitimlerinizde buna önem verin.”
"Bölgenizde kiliseleri, havraları da koruyun çünkü hangi dinin mabedi olursa olsun içerisindeki insanları ahlaklı olmaya teşvik eder. Barışa ve bir arada yaşamaya teşvik eder. Huzur ve barış herkesin inancına saygı göstermekten geçer. İnanç ve düşünce özgürlüğünün geliştirilmesi çağrısını her ortamda yapıyoruz. İnanç ve düşünce özgürlüğünün ayakta durabilmesi için o inancın mabedine hep birlikte sahip çıkmamız gerekiyor."