Avrupa’daki Türk ailelerin umudu Türkiye

Güncelleme Tarihi:

Avrupa’daki Türk ailelerin umudu Türkiye
Oluşturulma Tarihi: Ocak 24, 2022 14:02

Avrupa’da yaşayan ve çocuklarının özel gereksinimlerine çare bulamayan ailelerin umudu Türkiye oldu. Aileler, özellikle Almanya, Avusturya, Fransa, Belçika, İngiltere gibi ülkelerin özel eğitim alanında sınıfta kalması, çocukların yeterli seviyede ilerleyememesi nedeniyle Türkiye’nin yolunu tutuyor.

Haberin Devamı

AVRUPA’da yaşayan ve çocukları özel gereksinimli olarak dünyaya gelen aileler yaşadıkları ülkelerde çare bulamayınca Türkiye’nin yolunu tutmaya başladı. 2021 yılı içinde Avrupa’dan Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde bulunan Atlantis Özel Eğitim Merkezi’ne 110 ailenin çocuklarına çare bulmak için gelmesi acı gerçeği ortaya çıkardı. Bunun üzerine hemen hazırlıklara başlayan kurum, ailelerden gelen talep üzerine Almanya’nın Stuttgart kentinde seminer verdi. Seminere, özel gereksinimli çocukların ailelerinin yanı sıra eğitimciler, kurum yetkilileri ve Almanya’nın Baden bölgesinde faaliyet gösteren Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) yöneticileri katıldı. Baden UID Bölge Başkanı Muhlis Alkan ve beraberindekiler kurum yetkililerinden eğitim hakkında bilgi aldı.

Avrupa’daki Türk ailelerin umudu Türkiye
SADECE LOGOPEDİ VE ERGOTERAPİ
Avrupa’da yalnızca logopedi (dil konuşma) ve ergoterapi uygulandığını söyleyen aileler, Türkiye’de durumun çok daha farklı olduğunu ve Türkiye’deki yöntemlerin sonuç verdiğini ifade etti. Avrupa’da haftanın 1 günü, 45 dakika logopedi ya da ergoterapi yöntemiyle yapılan terapilerin aksine Türkiye’de bireysel eğitimler, at terapileri, yüzme gibi pek çok farklı yöntemle uygulanıyor. Bu yöntemlerle çocukların göz kontağını daha kısa sürede kurduğu ve odaklarının arttığı gözleniyor. Türkiye’deki uzmanlar da ergoterapi ve logopedi gibi yöntemlerin destekleyici terapiler olduğunu ancak asıl olanın bireysel eğitimler olduğunu savunuyor.
Avrupa’daki Türk ailelerin umudu Türkiye
‘AVRUPA’DAN 110 AİLE GELDİ’
Ailelere verdiği seminer sonrası açıklamalarda Atlantis Özel Eğitim Yöneticisi Mehmet Ali Kaşka özel eğitimin bireysel derslerden oluştuğunun altını çizdi. Avrupa’da uygulanan yöntemlerin tek başına yeterli olmadığını fakat destekleyici terapiler olduğunu vurgulayan Kaşka, şöyle konuştu: “Bizler gönül esasıyla buraya geldik. İnsanlara özel eğitimi anlattık. Almanya’da logopedi veya ergoterapiyle bu işin sonuçlanamayacağını anlattık. Aslında, logopedi dediğimiz şey de konuşmanın önce bilişsel anlamda geliştiğini, beyinde geliştiğini, dile sonradan vurduğunu anlatmaya çalıştık. Çözümü yanlış yerlerde ararsak çözümsüzlüğe gideriz. Çözüm varmış gibi de zaman kaybederiz. Burada ailelerimize tanıların peşinde koşulmaması gerektiğini, bir konuşma yoksa, davranış problemleri varsa, göz teması kuramıyorsa, bunlardan herhangi biri varsa anormal bir durum söz konusu olduğunu ve beklenmemesi gerektiğini söyledik. Çünkü yaş ilerledikçe çocuğun gelişimi bu anlamda daha da zorlaşıyor ve bizim çocuğa verebileceklerimiz de kısıtlanıyor. Bugün seminerimiz aslında aileleri bu bilgileri vermekti, onlara ışık tutmaktı. Sadece kendi çocukları için değil etrafında görecekleri herhangi bir çocuğa da ışık tutmaları amacıyla bugün burada güzel bir seminer gerçekleştirdik. Avrupa’dan yaklaşık 110 ailemiz bize geldi. 19 Avrupa ülkesinden bize geliyorlar ve birbirlerine buradan fayda gördüklerini söyleyerek dönüyorlar. Şimdi Avrupa’daki eğitim sistemi haftanın bir günü ikişer saatlik eğitimler şeklinde. Dediğimiz gibi, bunlar ergoterapi ve logopedi. Özel eğitim ergoterapi ve logopediden oluşmaz. Özel eğitim, bireysel dersten oluşur. Ergoterapi ve logopedi gibi diğer tüm terapiler bunu destekleyici terapilerdir. Bunların varlığından söz edeceğiz, bunlar da mutlaka lazım. Ama siz bireysel eğitimi, özel eğitimi hiçe sayarsanız, bu anlamda elamanlarınız yoksa, yetişmiş personeliniz yoksa amaca ulaşmanız mümkün bile değildir. Yani, doğru yerde doğru şekilde olmanız lazım. Doğru eğitimle buluşmanız lazım.”
Avrupa’daki Türk ailelerin umudu Türkiye
‘TÜRKİYE BU KONUDA ÇAĞ ATLAMIŞ’
Avusturya’da yaşayan ve otizmli ikiz çocukları bulunan baba Nedim Yıldız, Avrupa’daki yöntemlerin netice vermediğini söyledi. Yıldız, “Önce otizm tanısını çıkarana kadar 6 ay uğraştık. 6 ay sonra da ergoterapi yapmayı düşündüler ama koronavirüs yüzünden 1.5 yıl logoterapi yapamadılar. Şimdi de ergoterapi yapıyorlar ama faydasını hiç görmüyoruz” dedi. Anne Pınar Yıldız ise Türkiye’nin otizm konusunda çok büyük mesafe kat ettiğini söylerken, Avrupa’daki ülkelerde otizm merkezi bulmakta dahi zorlandıklarını söyledi: “Ergoterapi dışında herhangi bir tedavi yöntemleri yok. Sadece haftanın 1 günü 45 dakika ya ergoterapi ya da logoterapi yapıyorlar. Hiçbir şekilde faydası olmadı ve bizim ikiz çocuklarımız 2.5 yaşında terapiye başladılar. Geçen yaz Türkiye’de eğitim yaptırmak istedim ve 3 hafta içinde çocuklarım göz teması kurmaya başladı. Direkt insanların yüzüne bakmaya ve akranlarıyla oynamaya başladılar. Biz yönümüzü tamamen Türkiye’ye çevirdik. Yurt dışından pek bir umudumuz yok. O yüzden bundan sonraki eğitimleri Türkiye’de aldırmayı düşünüyoruz. İki devlet arasında kaldık. Avrupa’ya bakınca otizm konusunda Türkiye gerçekten daha önde. Ben Avusturya’da yaşıyorum ama İsviçre’yi, Avusturya’yı, Almanya’yı araştırdım. Sadece Avusturya’nın bir şehrinde otizm merkezi var. Onun dışında hiçbir yerde bulamadık ama Türkiye bu konuda çağ atlamış diyebilirim.”
Avrupa’daki Türk ailelerin umudu Türkiye
‘AVRUPA’DA YOK, ARAMAYIN
Özel eğitim gören küçük Selim’in babası Servet Ekiz, tam aradıkları şeyi Türkiye’de bulduklarını söyledi: “Her 44 çocuktan birisine otizm teşhisi konuluyor. Bu çok büyük bir rakam. Özellikle bunu değerlendirirsek, gerçekten burada büyük problemler ve çözülmesi gereken sorunlar var. Oğlum Selim ise otizmli değil ama konuşamama, tek yönlü oyun, tek yönlü beslenme, çiğnememe gibi otizmin göstergelerini gördük. Göz kontağımız vardı ama ihtiyaçlarını kendisi pek karşılayamıyordu. Arayışlarımızı Türkiye’de bulduk. Çünkü her şeyi bir arada olan, bireyselden dil konuşmaya, karanlık odadan Tomatis’e duyu bütünlemeye kadar, yüzmeden at terapisine kadar kompakt ve dünyanın hiçbir yerinde eşi benzeri olmayan bu kuruma geldik. Avrupa’da yok, aramayın!”

BAKMADAN GEÇME!