Oluşturulma Tarihi: Kasım 20, 2015 11:26
Paris’teki terör saldırısı, Avrupa’da ve özellikle Almanya’da tüm gözleri Müslümanlara çevirdi. İşte bu yüzden Müslümanlar endişeli. Çünkü Paris saldırısının, ABD’deki 11 Eylül saldırısı gibi Avrupa’da Müslümanlara şüpheli bakışı körükleyeceği, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı endişesi var.
Paris saldırısının hemen ardından, uzun süredir tanıdığım, İslam’a, yabancılara karşı hiçbir önyargı beslemeyen bir Alman dostum aradı ve “Çok kızgınım. Saldırıyı yapan bu gençlerdeki kin ve öfkenin kaynağı ne?" diye sordu.
Dışarda namaz kılan birini gördüğünü ve şüpheyle baktığını anlattı.
UZMANLAR NASIL YORUMLADI?Avrupa’daki Müslümanlar merak içinde... Paris sonrası bizim için neler değişecek? Hayatımız daha mı zorlaşacak? Potansiyel suçlu muamelesi mi göreceğiz? İşte bu ve benzeri soruları siyasetçiler, hukukçular ve İslam bilimcilere sordum.
İşte verdikleri yanıtlar...
"PARANOYAYA YOL AÇABİLİR"
Osnabrück Üniversitesi İslam Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Bülent Uçar:
BATI’da toplum bu saldırıların suçlusunu arıyor. Toplumun içindeki ciddi bir kesim günah keçisi olarak Avrupa’daki Müslümanları görebiliyor. Bu terör saldırısı Avrupa’da yaşayan Müslümanlara karşı ciddi olumsuz duyguları artıracak. PEGIDA gibi aşırı sağ grup veya partiler bunu maalesef istismar ediyor. Bu tür terör olayları her zaman Müslümanlar için çok ciddi bir sıkıntıyı birlikte getiriyor. Onları zor durumda bırakıyor, İslamofobiyi çok ciddi olarak tetikliyor. Toplumdaki mevcut yabancı düşmanlığını İslamofobiye kaydırıyor. Bunun giderek, insanların dış görünüşüne, sakallı ya da başörtülü veya besmele çektiğini görünce hemen şüphe yaratacak, bir paranoyaya dönüşme tehlikesi var. Asıl tehlikeli olan da bu. Bize bu nedenle daha fazla sorumluluk düşüyor. Almanya’da 3 milyonu Türk, 4 milyon civarında Müslüman yaşıyor. Biz burada İslam’ı temsil ediyoruz. Bu sorumluluğun ağırlığını hissederek hareket etmeliyiz.
Müslümanların ezici çoğunluğu elbette bu tür saldırı ve şiddet olaylarını tasvip etmiyor, kınıyor. Ama bunu sadece sözle, basın toplantılarıyla ifade etmek yeterli değil. Toplumun dikkatini çekecek sembolik bir dil yaratmamız lazım. Ben bir günde üç dört Alman gazeteciyle görüştüm. Hepsi de bana şu soruyu sordu: “Niçin Müslümanlar terör olaylarına karşı yeterince mesafe koymuyor?” Halbuki İslami cemaatleri tavırlarını koydu. Ama demek ki topluma ulaşmıyor. Bu yüzden sembol dili önemli. Mesela Berlin’de 100 kadar imam ve hoca vardır herhalde. Paris saldırısının ardından yüz tane imam cüppesi ve fesiyle, sarığıyla Fransız Büyükelçiliğine gidip tepkisini gösterseydi, çok daha etkili olurdu.
"ZOR BİR SÜREÇ BİZİ BEKLİYOR"Avukat Mehmet Daimagüler:ALMANYA’da ırkçılar zaten uzun süreden beri bu terör olaylarını İslam ve Türk düşmanlığına malzeme yapmaya çalışıyor. Paris’teki bu son saldırıdan sonra bizim için ortam çok daha zorlaşacak. Ben bunu bekliyorum. Bize diyorlar ki, “Teröristlerle aranıza mesafe koyun...”
Mesafe koymak, önceden birisine yakınlığı vardı anlamına geliyor. Mesafe uzaklaşma demek. Ama bizim teröristlerle, terörle bir ilgimiz, yakınlığımız önceden de yoktu. İkincisi biz defalarca, terörü lanetlesek, yine de “Yetmez” diyecekler. Bu nedenle önümüzde bizi çok zor bir zaman bekliyor.
Ama bizim de “Madem onlar bizi sevmiyor, biz de kimseyle konuşmayalım” düşüncesiyle bir kenara çekilmememiz lazım. Siyasette, işyerinde bunları konuşmalıyız. Kendimizi dışlamamalıyız.
"MÜSLÜMANLAR ENDİŞELİ"CDU milletvekili ve Uyum Sözcüsü Cemile Giousouf:PARİS saldırısı, Müslümanların genel olarak tehlikeli görülme korkusunu artırdı. Bana çok sayıda mail geliyor. Okullarda çocuklarının siyah saçlı olduğu için saldırıya uğrayabileceğinden korkuyorlar. Müslümanlara tepkilerin artacağı, AfD, NPD, PEGIDA gibi aşırı sağ grup ve partilerin güçleneceği korkuları var.
Paris’teki saldırıyı yapanlar, Fransa’da doğup büyümüş. Almanya’da da Müslümanlar var ve Almanlar, “Acaba bunlar da bu tür saldırılar yapar mı?” diye korkuyor. Bu korkuyu ciddiye almak gerekir. Burada Müslüman cemaate daha fazla sorumluluk düşüyor. Cemaatlerin bu konuları ele alıp özellikle gençleri, IŞİD, terör gibi konular üzerine bilgilendirmeleri lazım. Eğer camilerde biri radikal görüşler savunuyorsa, bunu asla görmezden, duymazdan gelmeyip, mutlaka tepki vermeliler. Tolerans tanımamalı.
"GÜNLÜK YAŞAMDA 'TUHAF OLAYLAR' ARTTI"Berlin Şehitlik Camisi Dernek Başkanı Ender Çetin:PARİS saldırısından sonra konuştuğumuz cemaat üyelerimiz ve gençler arasında şöyle bir endişe ve korku var: Terör saldırıları giderek şiddetleniyor ve bize daha yakınlaşıyor. Biz burada kalıcıyız. Biz ve çocuklarımız ilerde Müslüman olarak burada huzurlu yaşayabilecek mi? Onlar dışlanacak mı? Korku içinde mi yaşayacaklar? Irkçılık artacak mı?
Saldırıdan sonra etkiyi doğrudan hissedenler var. Eski doğu Berlin’de yaşayan bir arkadaşımız anlattı... “Eskiden belki günde tuhaf bir olay yaşıyordum. Paris saldırısından sonra iki üç olay birden yaşadım. Çelme takmalar, laf atmalar gibi” dedi.
Terör saldırısı Alman toplumunu, Müslümanlara bakışında ikiye böldü. Bir taraf, “Müslümanlarla daha çok birlikte çalışalım, teröre birlikte karşı duralım” diyor. Diğer tarafta ise “Müslümanlar tehlikeli” görüşünü daha güçlendiriyor.
EN ÇOK ÖĞRENCİLER HİSSEDECEKPenzberg Camisi İmamı Bünyamin İdris:PARİS’ten sonra Müslümanlara karşı mevcut önyargılar daha da derinleşecek. Paris saldırısı, tıpkı 11 Eylül saldırısı dünyada nasıl bir değişime neden olduysa, Avrupa’da da yeni bir değişime yol açacak. Bunu en çok okullardaki öğrenciler hissedecek. Her Müslüman öğrenci zor durumda kalacak. Kendisini müdafaa etmek zorunda hissedecek. Müslümanların hayatı çok daha zorlaşacak. Ancak Müslümanlar teröre karşı iyi bir tepki verebilirlerse, Alman kamuoyunun desteğini, güvenini kazanabiliriz. Bu gelişmeyi tersine çevirmek bizim elimizde. Alman toplumu ve siyasetinin Müslümanlardan beklediği bir şey var: Teröre, şiddete karşı daha güçlü sesimizi yükseltmek.
"DAHA KÖTÜ OLMA İHTİMALİ YOK"
Viyana Üniversitesi İslam Pedagojisi Başkanı Prof. Ednan Aslan:MÜSLÜMANLARA bakışın daha fazla kötüleşme ihtimali yok, çünkü bakış zaten dipte. Müslümanlar bunu fırsat bilip nasıl değiştireceğini sorgulamalı. Müslümanlar kendilerini hep kurban görme psikolojisinden çıkıp şiddeti tasfiye eden teolojiyi ön plana çıkarmalı. Bu kriz esasında bir şans. Biz Batı’daki İslam resmini değiştirebiliriz. Batı da İslam’a bakışını gözden geçirmeli. İslam’ı ve Müslümanları bu coğrafyanın parçası olarak görmeyi kabul etmeli.
"O BAKIŞ YENİDEN ORTAYA ÇIKTI"DİTİB Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Dr. Bekir Alboğa:BİZE gelen mesajlar ve gözlemlerimiz Paris saldırısının insanların düşünce dünyalarında bir gerginlik oluşturduğunu gösteriyor. 11 Eylül olaylarından sonra da böyle bir gerginlik yaşandı. Biraz da korku ve endişeden ortaya çıkan Müslümanlara yanlış bakış açısı, maalesef şimdi yeniden oluştu. Almanlarda, “Bu son gelişmeleri İslamla ne kadar ilintilendirmeliyiz? İslamla şiddetin arasına ne kadar mesafe koymak gerekir?” gibi düşünce dünyalarında bir gerginlik var.
Müslümanlarda da, “Bizim bu işlerle ilişkimizin olmadığını nasıl anlatalım” gerginliği var. Toplumda bu gerginliğin yumuşatılması lazım. Biz bu gerginliği rahatlatmak için mesajlarımızı yayınladık. Siyaset ve medya dünyasından da bu düşünce dünyasından oluşan sosyal gerginliği rahatlatıcı mesajlara toplumun ihtiyacı var.