Avrupa'da sırada kim var?

Avrupa'daki Müslüman kadınlar arasında çok küçük bir azınlık yüzlerini kapatıyor ancak bu kadınların örtüleri ekonomik kriz, göç ve Müslümanların entegrasyonu gibi sorunlarla baş etmeye çalışan Avrupalıların her yerde karşısına çıkan bir sorun haline geldi.

Avrupa'da siyasi eğilim sağa kayarken, başörtüsü yasağı gibi maliyeti düşük ancak siyasi sembolizmi güçlü önlemler aşırı sağ partileri iktidarın kapısına getiren kampanya malzemelerine dönüştü. Bu partiler aynı zamanda maskeli insanlardan gelecek güvenlik tehditleri yüzünden endşe eden ya da başı örtülü bir kadın gördüğünde bunun toplumsal cinsiyet eşitliğine vurulmuş bir darbe olduğunu düşünen insanlara da hitap ediyor.

"Karamsar Canavar: Neden Batı Sola Yönelmiyor" isimli kitabıyla İtalya ve Fransa'da tartışma yaratan yazar Raffaele Simone, sağa kayışın Avrupa solcularının anlamayı başaramadığı bireyci ve küreselleşmiş tüketim toplumuyla uyum içinde olduğu görüşünde.

Simone, Le Monde'a yaptığı açıklamalarda "Yaşlanan Avrupa toplumlarında, modernize şimdilik sadece sağın ve aşırı sağın yanıt vermeyi başarabildiği endişe verici ve kaotik bir tehditler ve korkular karmaşası yarattı" dedi.

ÖNCE FRANSA SONRA HOLLANDA

Bugün Avrupa'nın her yerinde "burka yasağı" çağrıları duyulabiliyor. Bu çağrıların yasalaşıp yasalaşmayacağını ise yerel siyasetin dinamikleri belirliyor.

Perşembe günü Hollanda'da iki merkez sağ parti Hollanda'nın İslamlaşması olarak nitelendirdiği şeyi durdurmaya niyetli aşırı sağcı Özgürlük Partisi'nin azınlık hükümetine vereceği destek karşılığında burka ve peçeyi yasaklamayı kabul etti. Popülist lider Geert Wilders'la yapılan anlaşma karşılığında ayrıca göç yasaları da sıkılaştırılacak.

Fransa'da duyulan protestolara benzer sesler Hollanda'da yükselmeye başladı. Bir Hollandalı Müslüman lider yasağın aşırı tepki göstermekten başka bir şey olmadığını söyledi. CMO isimli Müslüman grubun sözcüsü Yusuf Altuntaş, "Burada burka giyen 100 kişi bile bulamazsınız" dedi.

İSVEÇ

Geçtiğimiz haftaki seçimler öncesi kampanyalar için başı örtülü bir kadının devletin dağıttığı yardım parasını almak için acele ederken bir emekliyi ezip geçtiği videolar hazırlatan göçmen karşıtı İsveç Demokratları, merkez sağ hükümetle muhalefet arasında dengeyi sağlıyor.

Başbakan Fredrik Reinfeldt tam bir başörtüsü yasağını desteklemiyor ancak Eğitim Bakanı Jan Bjorklund okullara ve üniversitelere başörtüleri yasaklama izni verilmesini istiyor.

VE AVRUPA'NIN GENELİ

Bu ay, Fransa'da yasağın kabul edilmesinden üç gün sonra İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin popülist Kuzey Ligi birliği Roma'da benzer bir teklifi gündeme getirdi. Berlusconi'nin bir başka müttefiki ise geçtiğimiz hafta Senato'ya bir yasak yasası taslağı sundu.

İtalyan Katolik Kilisesi'nin gazetesi Avvenire, Fransa'nın yasağını memnuniyetle karşılayarak, başörtüsü takmanın İslami bir dogma olmadığını, "ideolojik bir karakterin kimlik sembolü" olduğunu yazdı.

İspanya'nın Sosyalist hükümeti Temmuz ayında muhafazakâr muhalefetin ülke genelinde kamuya açık yerlerde benzer bir yasak uygulanması teklifini reddetti. Ancak bu sefer de yerel yasaklar baş gösterdi. Barselona Haziran ayında kamu kurumlarında burka ve peçeyi yasakladı. Bu yılın başlarında da iki küçük Katalan kasabası Lerida ve El Vendrell yasak kararı almıştı.

Belçika Parlamentosu'nun alt kanadı Nisan ayında başörtüsü yasağını onayladı ancak konu Senato'nun tartışmasına açılmadan hükümet yıkıldı. Böylece burka konusu da yeni hükümet kurulana kadar askıya alındı.

İsviçre'de geçen yıl beklenmedik bir biçimde başarıyla sonuçlanan minare yasağı referandumunu ortaya atan iki sağcı parti, birçok kantondan federal parlamentonun burka yasağını değerlendirmesini istedi. Kantonlardan henüz bu yönde adım atan olmasdı ancak tartışma sürüyor.

Geçtiğimiz günlerde yapılan bir anket Almanların yüzde 61'inin burka yasağına destek verdiğini gösterdi ancak ülkede tartışmalar daha çok Thilo Sarrazin'in kitabı ve sözleri üzerinden gelişti.

Avusturya'da muhalefetteki Özgürlük Partisi Müslüman karşıtı ve göçmen karşıtı söylemleriyle eyalet anketlerinde ciddi bir ilerleme kaydetti. Sosyalist Başbakan Werner Faymann, bir yasağı "hayal edebileceğini" ve muhafazakâr koalisyon ortaklarının konuyu görüşmek istediğini söyledi.

Konu, Müslümanların nüfusun çoğunluğunu oluşturduğu ancak çok az kadının başörtülü olduğu Bosna'da bile gündeme geldi.

"" başlıklı makaleden derlenmiştir.