Güncelleme Tarihi:
Batı Avrupa’nın genelinde ortayolcu politikacılar rahatsız edici bir eğilim içine girdi. Göçmen karşıtı radikal partiler kıtanın genelinde güç kazanıyor.
Bu durumun en son kanıtı da geçen haftaki İtalya bölgesel seçimlerinde yaşandı. Ülkede yabancı karşıtı Kuzey Birliği oyların yüzde 13’ünü elde ederken Fransa’da aşırı sağcı Ulusal Cephe, geçtiğimiz günlerde düzenlenen yerel seçimlerde ülkenin belli bölgelerinde yüzde 20’den fazla oy elde ederek ciddi bir geri dönüş yaşamış oldu.
İngiliz Ulusal Partisi’nin de önümüzdeki genel seçimlerde başarı elde etmesi bekleniyor. Göç karşıtı propaganda Hollanda’da Haziran ayında yapılacak seçimlerde de önemli bir rol oynayacak.
Ortayolcu politikacıların ırkçılığı kınamak ve “göçü durdurmak” yönündeki iddiaları ne uygulanabilecek bir plan ne de istenen bir şey. Ancak bu içgüdüler eğer çok ileri giderse tehlikeli olabilir.
Irkçılığa hoşgörü gösterilemez ve açık açık reddedilmelidir. Ancak sıradan seçmenlerin kitlesel göçle ilgili ciddi kaygıları söz konusu ve politikacıların bu kaygıları göz ardı etmesi bir sorumsuzluk olur. Örneğin İngiltere’de Avrupa’nın diğer yerlerinden gelen göçmenlerin sayısındaki artış bazı bölgelerde kamu hizmetlerinin aksamasına yol açtı. Ameliyatlar, emlak ve okullar için bekleme listeleri günden güne uzadı.
Müslüman dünyasından gelen Müslümanların yarattığı kültürel kaygılara da yanıt verilmesi gerekiyor. Geçen hafta Belçika’da bir meclis komitesi kamu içinde burka giyilmesini yasaklayan bir karar aldı. İsviçre’de de geçtiğimiz günlerde yapılan bir referandum minare inşaatını yasakladı.
Bu önlemlerin çok ağır olduğunu düşünenlerin sadece kınayıcı açıklamalar yapması yeterli olmuyor. Bunun yerine ne yapılacağını açıklamak ve aşırı sağın yükselişinin asıl kaynağı olan kamuoyunun içinde bulunduğu gerginliği sakinleştirecek bir çözüm bulmak gerekiyor.
Kamu hizmetlerinin verilmesi konusunda ise hükümetlerin, yeni vatandaşların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için en kısa zamanda kapasite artırımına gitmesi gerekiyor. Ancak aynı zamanda yetkililerin bu hizmetlerin dağılımı hakkında da açık olmaları gerekiyor. Hükümetin bazı grupları kayırdığı yönündeki söylentiler, ırkçılar arasında gün geçtikçe yaygınlaşıyor.
Kültürel asimilasyon konusuna yapılan güçlü vurgu da meşru görülüyor. Asimilasyon tartışmaları yeni göçmenlerin gittikleri ülkenin dilini öğrenmeleri ve kadın ya da eşcinsel hakları gibi Batılı değerleri savunmaları yönündeki baskıları da kapsıyor.
Bu durum liberallerin midesini bulandırabilir ancak aşırı sağın yükselişinin gönderdiği uyarıları göz ardı etmenin sonuçları çok daha tehlikeli olabilir.