Güncelleme Tarihi:
Hamburg’da uyum, sosyal ve eğitim projeleri uygulayan Verikom ile "Basis & Woge" adlı dernek tarafından Altona ilçesinde düzenlenen "Ayrımcılık okullarda sorun mu" konulu toplantıda konuşan Schneider, AB’nin bir yan kuruluşu niteliğindeki Temel Haklar Ajansı (FRA) ile Avrupa Konseyine bağlı "Irkçılık, Yabancı Düşmanlığı ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Mücadele Komisyonu"nun (EKRI) yayımladığı son rapora göre, Avrupa ülkelerinin Müslüman düşmanlığının kıskacında olduğunu ve özellikle Almanya’da ırkçılık ve ayrımcılığın, siyasi partilerin göçmen ve yabancıları kötüleyen politik söylemlerinden kaynaklandığını ifade etti.
Dini ve etnik ayrımcılık arttı
Avrupa ülkelerinde en çok Almanya ve Belçika’da yabancıların ırkçılığa ve ayrımcılığa maruz kaldığını belirten Schneider, ayrımcılığın en fazla dini ve etnik kökenden kaynaklandığını söyledi. Araştırma sonuçlarına göre, Avrupa’daki politikacıların yabancılarla ilişki kurma ve farklılıkları bir arada yaşatabilme görevini yerine getiremediğini kaydeden Schneider, son yıllarda İslamiyet’e karşı korku ve nefretten kaynaklanan İslam ve Türk düşmanlığının etkisiyle dini ve etnik ayrımcılığın daha da arttığını sözlerine ekledi. Verikom adlı kuruluşta görev yapan Hamburg Üniversitesi Siyaset Bölümü öğrencisi Arzu Değirmenci ile Hamburg Üniversitesi Etnoloji Bölümü öğrencisi Sally Mary Riedel de, Alman eğitim sisteminin dışlayıcı olduğunu belirterek, okul eğitimi boyunca kendi yaşadıkları olumsuz deneyimleri anlattı.
Değirmenci ve Riedel, göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Wilhelmsburg ve Billstedt semtlerinde öğrenimlerini tamamladıklarını, başarılı olmalarına rağmen "Abitur" (yüksek öğrenim yeterlilik belgesi) için öğretmenlerinden tavsiye alamadıklarını ve çeşitli zorluklar çektiklerini ifade etti. Alman eğitiminin yapısal olarak ve içerik bakımından değiştirilmesi gerektiğini kaydeden Değirmenci ve Riedel, Almanya’da kapsamlı bir uyum politikasına ihtiyaç bulunduğunu söyledi.