Güncelleme Tarihi:
Avusturya Millet Meclisi'nde kabul edilen "İslam Yasası" ile ilgili İstanbul Sebahattin Zaim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı kültürel antropolog Prof. Dr. Kadir Canatan, "Avrupa Müslüman nüfustan rahatsızlık duyuyor" dedi.
Canatan "Tarihe ve demografik verilere rağmen Avrupa'nın İslam'ı benimsemediğinin" altını çizerek "Avrupa İslam'ı kendi coğrafyasına ve medeniyetine ait bir olgu olarak kabul etmiyor. Tarihsel ve demografik hakikat böyle olsa da...
Özellikle göç hareketleri yoluyla giderek artan Müslüman nüfustan rahatsızlık duyuyor" ifadelerini kullandı.
Genç kuşakların kendi kökünden uzaklaşacağı öngörülmüştü
"Başlangıçta genç kuşakların Avrupa kültürüne adapte olacağı ve kendi kökünden uzaklaşacağı" öngörüsü ve beklentisinin hakim olduğu Avrupa'da şimdi kaygı ve korkuların ortaya çıktığını savunan Canatan şöyle devam etti:
"Fakat bu beklentinin gerçekleşmemesi ve tam tersine azınlık psikolojisi içinde artan dini duyarlılık ve bunun tezahürleri ortaya çıktıkça gerilimler tırmanmaya başladı. Farklılıklarla birlikte yaşamanın bir avantaj olabileceği henüz tam olarak anlaşılmıyor."
Avusturya örneği yeni değil
"Avusturya örneği yeni değil" diyen Canatan, daha önce İsviçre'nin Müslüman dernek ve vakıfları yasal abluka altına aldığına, örgütlenme özgürlüğüne sınırlamalar getirdiğine dikkati çekti.
Avusturya'nın İsviçre'yi izlediğini vurgulayan bilim adamı başka ülkelerin de bu iki örneği izleyebileceği öngörüsünde bulunarak şöyle konuştu:
"Bu iki örneği kısa zamanda izleyebilecek ülkeler arasında Hollanda yer alıyor. Çünkü geçtiğimiz seneden beri Hollanda Müslüman dernekleri mercek altına altına aldı ve tartışmalar yaptı. Ülkedeki aşırı gruplara bakılırsa, camiler bile kapatılmalı."
Cemaatler kendi imamlarını yetiştirecek
Kültürel antropolog Canatan yeni yasanın olumlu ve olumsuz yönlerini şu sözleriyle değerlendirdi:
"Yeni yasa, gördüğümüz kadarıyla bir yandan İslami derneklerin ve camilerin yurt dışından finanse edilmesi uygulamasına son veriyor. Diğer taraftan Müslümanların topluma uyumunu sağlamak için din adamlarının yabancı ülkeler tarafından finanse edilmesi yasaklanıyor. Bundan böyle imamlar Avusturya'da eğitilecek. Yasanın olumsuz yanı, laiklik, insan hakları ve özgürlükleri ve diğer Avrupai değer ve ilkelere inandığını söyleyen bir devlet Müslümanların cemaat haklarına önemli bir kısıtlama getiriyor. Hem de küreselleşen bir dünyada bunu yapıyor. Diğer taraftan kendi imamlarını Avrupa'da yetiştirme konusunda geç kalan örgüt ve cemaatleri buna zorluyor. Belki bu da işin olumlu yanı."
Yasa "hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmıyor"
"Aslına bakılırsa İslam yasası, yabancılar yasası gibi spesifik bir gruba uygulanacak bir yasa. Halbuki yasa yapımı, eşit muamele ve laiklik uygulamalarına göre herkese yönelik olur" diyen Canatan sözlerini şöyle tamamladı:
"Eğer ortada spesifik bir grubu düzenleyen ve üstelik olumsuz bir şekilde konumlandıran bir yasa varsa, bu hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz. Ama bunun da olumlu bir yanı var. Homojen hukuk anlayışına sahip olan Avrupa hukukta çeşitlilik konusunda da bir adım atmış oluyor."
Avusturya'da "İslam Yasası" tartışmaları
Avusturya millet meclisinin 25 Şubat'ta kabul ettiği, 1912 tarihli "İslam yasası"nı güncelleyen yeni yasaya yönelik eleştiriler genel hatlarıyla şöyle sıralanıyor:
- Müslümanlara yönelik şüphe: Yasanın birçok maddesinde Müslümanlara yönelik "devlete ve topluma karşı olumlu tutum içinde olmaları", "yasa dışı girişimlerde bulunmamaları" ve "yasalara uymaları" gibi şüpheci ve suçlayıcı ifadeler bulunuyor.
- Finansman yasağı: Yasadaki "yurt dışından finansman yasağı" maddesine göre, Türkiye'den gelen ve camilerde görev yapan 65 imamın görevi bir yıl içinde sona erecek.
- Cemaati tanıma ve iptal etme yetkisi: Bakanlar Kurulu, "bir dini cemaati tanıma ve lağvetmeye" yetkili.
- İmam yetiştirilmesi: Sadece üniversitede kurulacak İslam teoloji bölümünden mezun olanlar imam olabilecek.
- Camilerin durumu: Dernek statüsündeki camiler ya kamu tüzel kişiliği kazanarak İslam cemaatinin birer parçası olacak ya da kapanacak.
- Etkinliklerin iptal edilmesi: "Toplumsal güvenlik, düzen ve sağlığın ya da milli güvenliğin, diğer bireylerin güvenliğinin, hak veya özgürlüğünün kısıtlanmasına yol açabileceği düşünülen etkinlikler" iptal edilebilecek.