Güncelleme Tarihi:
SURİYE rejiminin kendi halkına yaptığı zulmünü protesto etmek ve mültecilere destek vermek amacıyla Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği önünde gerçekleştirilen gösteriye AK Parti Londra temsilcisi Abdurrahim Boynukalın, MUSİAD (UK) Başkanı Erdal Yetimova, İngiltere Kahramanmaraşlılar Derneği başkanı Ali Kılınç’ın yanı sıra diğer dernek başkanları da katıldı. Abdurrahim Boynukalın, etkinlik öncesi Hürriyet’e şöyle konuştu: “İngiltere’de yaşayan Türk vatandaşları olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin ve hükümetinin izlediği devlet politikasını ve Suriye’de şehitlerimizin kanının yerde kalmaması için yaptıkları operasyona desteğimizi göstermek amacıyla bugün 19 sivil toplum kuruluşundan (STK) oluşan British Turkish Association ile Büyükelçiliğimiz önünde bir basın açıklaması yapıp destek gösterisi yapmaya karar verdik. Bilindiği üzere Türkiye’de sınırlarımızı açmamız sebebiyle Yunanistan’da bütün insanlık için yüz kızartıcı tablolar ortaya çıkıyor. İşte bu sebebler ışığında biz de hükümetimize İngiltere’nin Türkiye ile olan ilişkilerinin oldukça sıcak ve yakın olduğu bu dönemde buradan, İngiltere’nin başkentinden bir ses vermek istedik.”
TÜRKİYE’NİN BAKIŞI DEĞİŞMEDİ
British Turkish Association adına Leicester Diyanet Eğitim & Kültür Derneği Başkanı İbrahim Gökçe şunları söyledi: “STK olarak, İdlib’de Beşar Esad zulmünden kaçan sığınmacıları konu ederek anmaktayız. İblid, Suriye’de diktatör Esad rejiminden kaçan pek çok masum insan Türkiye’yi çare olarak görerek oraya doğru ilerlemektedir zira Türkiye’ye daha önce kaçarak yerleşmiş pek çok Suriyeli mülteci hali hazırda ülke toprakları içindedir. Türkiye’nin mültecilere ve göç olayına olan bakışı değişmemiştir, zulümden kaçan bu masum insanlara yardım etmeye devam edecektir. Türkiye bu bağlamda mültecilere karşılıksız sağlık ve sosyal hizmetler, yanı sıra iş imkanları sunarak, sığınmacılara birer misafir hassasiyetiyle davranmaktadır. Ancak Türkiye’ye doğru gerçekleşen yeni gelen göç dalgasıyla, ülkede aşırı yoğunlaşan mülteci nüfusu nedeniyle yurtiçi kaygılar baş göstermiştir. Bu nedenle başka seçenek olmadığı için Türkiye sınırlarını açmak zorunda kalmıştır. Hiçbir şekilde halen ülke topraklarında yaşayan mültecilere bir zorlama veya ülkeden ayrılmaları için baskı yapma söz konusu değildir. Türkiye’den ayrılmayı isteyenler tamamen kendi iradeleriyke karar vermişlerdir. Avrupa ülkeleri Türkiye’nin mülteci konusundaki ısrarlı yardım çağrılarına, sığınmacı yoğunluğunun artmasıyla oluşan sorunlara kayıtsız ve ilgisiz kalmayı seçmiştir. Türkiye sürekli olarak göç ve artan mülteci krizi konusunda uyarılarda bulunsa da, tüm bu çağrı ve uyarılar yanıtsız bırakılmıştır. Şu an yaklaşık bir milyonun üzerinde yerinden yurdundan edilmiş, Esad’ın kanlı saldırılarından kaçan mültecimiz bulunmaktadır. Uluslarası arenada çözüm bulunamayışı, konuya kayıtsız kalınışı da Esad rejimini cesaretlendirmiştir. Bu duruma daha fazla göz yummayacak ve sorunun daha da kötüleşmesine izin vermeyeceğiz. Zulümden kaçan mültecilerin ve göç olayının neden Türkiye’nin omuzlarına yüklenmesini bekliyoruz? Bu uluslarası, her ülkeyi ilgilendiren bir sorundur ve ortak bir çözümü gerektirmektedir.”
TÜRKİYE GÖÇ SORUNUYLA YALNIZ BIRAKILDI
Türkiye’yi 4 milyon mülteciyle ve göç sorunuyla baş başa bırakan komşu ülkelerin anlaşılamaz eleştirileri son derece yanlış ve objektiflikten uzaktır. Bugün acımasızca sınırlarındaki sığınmacı mültecilere saldıran Yunanistan, 2. Dünya Savaşı yıllarında Sovyet ve Nazi zulmünden kaçan Avrupalı nüfusun çoğunluğunu oluşturuyordu ve bu sığınmacılara, Suriye, Filistin ve Mısır kapılarını açmış, onları güvenle kendi vatanlarına kabul etmişlerdi. Şimdi aynı duruma düşen Suriyeli sığınmacılara Avrupa ülkeleri tarafından uygulanan acımasız, ilgisiz politika utanç vericidir. Bu tarihsel gerçeğin bu kadar çabuk unutulması ne acıdır! Mesajımız İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerine yöneltilmektedir.
Buna göre;
1. Avrupa Birliği’nin, mülteci krizi konusunda üzerine düşen rol ve görevleri yapmıyor olduğunu öğrenmek British Turkish Association tarafından üzüntüyle karşılanmaktadır. Oysa bu, tüm ülkelerin imzaladıkları bir anlaşmadır ki Tükiye’ye doğru yönlenmiş, çok yoğun mülteci sayısını ve bu konu için ayrılmış fonları da içermektedir.
2. İngiltere ve Avrupa Birliği gerek politik gerekse insanı nedenlerle Avrupa sınırını geçmek isteyen sığınmacıların önünü kesmemek için gerekli adımları atmalıdır.
3. Yurtsuz ve yersiz kalan bu insanlarla alakalı olarak oluşması muhtemel her türlü trajedinin önlenmesi amaçlı uluslararası kurum ve kuruluşlar sorumluluk bilinciyle hareket etmelidirler.
4. Medeni dünyanın birlik beraberlik içinde çalışarak Suriye kasabının neden olduğu ve kendi halkını hedeflediği bu acı ve zulümü durdurması, engellemesi gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanı Sayın Fahrettin Altun, Türkiye’nin, Ruanda, Bosna Hersek gibi ülkelerde yaşanan ve şimdilerde de Suriye İdlib’de gözlenen soykırıma sessiz kalamayacağını belirtmiştir.
5. British Turkish Association, tüm uluslararası kurum ve kuruluşları sivil halkı korumak ve İdlib bölgesinde acil olarak güvenli bölge oluşturmak amacıyla birlik, beraberli ve dayanışmaya davet etmektedir.”
BÜYÜKELÇİ YALÇIN KABUL ETTİ
Gösteri ardından büyükelçiliğe davet edilen British Turkish Association görevlileri daha sonra Büyükelçi Ümit Yalçın tarafından kabul edildi. Büyükelçi Yalçın, British Turkish Association ile ilgili Boynukalın tarafından bilgilendirildi. Büyük bir gururla karşıladığını belirten Yalçın, tüm dernek başkanlarına ve katılımcılara teşekkür etti.