Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 2015 10:29
- EVA ile beni seçip Dr. Mengele’ye (Nazi döneminde Auschwitz toplama kampında yüzbinlerce Yahudi üzerinde korkunç deneyler yapan cani doktor Joseph Mengele) götürdüler.
- Hepsinin gaz odalarına götürüleceğini bilmiyorduk.
- İnsanlar öleceklerini bildikleri için ağlıyorlardı.
- Kurtulmak için Belzek’te trenden atladım ama kendimi Auschwitz’de buldum.
- Kasaba götürülen bir kuzu gibi hissettim kendimi.
- İnsanlar ölüm yolunda ‘Şema Yisrael’ (Dinle-duy İsrail) diye dua ediyorlardı.
- Nöbetçi ateş açtı, kurşun kafama isabet etti ve kendimi yerde buldum.
- Beni ve annemi ayırdılar. Annem 10 gün sonra öldü.
- Plaszov’dan bizi 20 kez Auschwitz’e götürdüler.
- Benim kaldığım barakadaki bin 200 çocuktan sadece ikisi hayatta kaldı.
- Adım atacak gücü olmayanları derhal kurşunladılar.
- Kendi kendimize duştan gaz mı, yoksa su mu geldiğini soruyorduk.
* * *
Almanya’da Nasyonal Sosyalizmin Kurbanlarını Anma Günü ilan edilen 27 Ocak öncesi Almanya’nın en yüksek tirajlı günlük gazetesi Bild’in internet sitesinde yayınlanan video görüntülerinin üst başlıkları bunlar.
Nazi dönemindeki ölüm kamplarının en büyüğü olan Auschwitz’de ölümle göz göze gelen ve şans eseri kurtulup hayatta kalan Yahudi kökenli insanların söyledikleri bunlar.
Alman televizyon kanallarında da 27 Ocak 1945 tarihinde Kızıl Ordu’nun (dönemin Sovyetler Birliği ordusu) Auschwitz toplama kampına girişinin ve ölümü bekleyen insanları kurtarışının 70’inci yıldönümü vesilesiyle yayınlanan programları izliyorum.
Nazi toplama kamplarında anne-babaları öldürülen Yahudi asıllı iki yaşlı kadın.
Kendileri de toplama kamplarında ölümle göz göze gelmişler.
Ama hayatta kalmayı başarmışlar.
* * *
Şu anda 93 yaşında olanı toplama kampından kurtulduktan sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) yerleşmiş.
Yıllarca Almanya’ya ayak basmamış, basamamış.
Karar verip yıllar sonra doğduğu Berlin’e geri dönüp yerleşmiş.
4 yıldan beri Berlin’deki orta dereceli okullarda öğrencilere Auschwitz’i anlatıyor.
Çok acı çekmiş.
Ama öfke ve kinden eser yok yüzünde de, sesinde de.
Şu anda 84 yaşında olan diğer kadın da toplama kampından kurtulduktan sonra tanıştığı bir Yahudi kökenli gençle İsrail’e yerleşmiş.
Orada evlenip yaşama sıfırdan başlamış.
O da Almanya’daki yeni nesilleri suçlamıyor.
Ancak Almanların tarihine kapkara bir sayfa olarak geçen Nazi döneminin ve Nazi katliamının, yani holocaust olarak bilinen Yahudi soykırımının unutulmaması gerektiğinin de altını çiziyor.
Unutulmamalıdır da.
Auschwitz de, diğer toplama kampları da unutulmamalıdır.
Unutturulmamalıdır...
* * *
Polonya sınırları içinde kalan Krakau yakınlarındaki Oswiecim, yani Auschwitz kentinde inşa edilen toplama kampında bir milyon yüz bin Yahudi, 140 bin Polonyalı, 20 bin Roman, binlerce rejim karşıtı, 10 bin de esir alınan Sovyet asker katledilmiş.
Nazi döneminde 6-7 milyonu Yahudi olmak üzere toplam 12 milyon kişinin hunharca öldürüldüğünden hareket edilmekte.
Berlin yakınlarındaki Sachsenhausen toplama kampından sağ olarak kurtulmayı başaran ve şu anda 95 yaşında olan Yahudi kökenli Peter Josef Snep’le bundan birkaç yıl önce bir araya gelmiştik.
Berlin’de akredite yabancı medya mensuplarıyla bir buluşmaydı bu.
Gözlerinin önünde insanların nasıl kurşunlanarak öldürüldüğünü, köle işçilerin hangi koşullar altında çalıştırıldığını dinledik ondan.
Tabii gaz odalarında çayır cayır yanarak can verenlerin, ölümü beklerken çektikleri acıları da.
Türkiye’den gelen konuklarla Sachsenhausen toplama kampına ne zaman gitsem, o insanların çektikleri acıları, korkuları hep yüreğimde hissederim.
Ders olsun diye hala korunan o gaz odalarını her gördüğümde de “İnsanlar nasıl olur da bu kadar acımasız ve kalpsiz olabilir?” diye kendi kendime sorarım.