Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk!

Güncelleme Tarihi:

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk
Oluşturulma Tarihi: Mart 18, 2025 16:0111dk okuma

Almanya’nın soğuk ve puslu havasından kaçıp, doğum günümü de fırsat bilip Atina’nın tarihi ve kültürel dokusunu keşfetmek için üç günlük bir kaçamak yaptım. Avrupa’nın göbeğinde yaşayıp da bu inanılmaz heyecanlı şehre ilk kez gidiyor olmak benim ayıbım olsun! Acropolis ve Plaka sokaklarından Monastiraki Meydanı’na kadar şehrin en ikonik noktalarını gezdim. Antik yapılar, canlı tavernalar ve eşsiz manzaralarla dolu bu şehir, kısa sürede keşfedilebilecek harika bir destinasyon. Atina, tarih ve eğlencenin iç içe geçtiği bir başkent olarak kesinlikle görülmeyi hak ediyor!

Haberin Devamı

Bu şehir belki şimdiye kadar gördüğünüz en güzel şehir olmayacak ama kesinlikle çok sıcak ve sempatik bir şehir! Seçtiğiniz otelin konumuna göre neredeyse şehrin bütün turistik yerlerini yürüyerek dolaşabilirsiniz. Ben şehir merkezindeki Okupa Hotel’de konakladım ve gönül rahatlığıyla önerebilirim. Hem fiyat hem de kalite bakımından bugüne kadar kaldığım en iyi hosteldi. Sadece hostel diye düşünmeyin çünkü bildiğiniz beş yıldızlı otelden hiçbir farkı yoktu. Atina’da gezilecek yerler, görülmesi gereken hippi trendi semtler hepsi birbirine çok yakın yürüyüş mesafesinde yer alıyor. Bence dolu dolu üç günde Atina’yı rahatlıkla gezebilirsiniz. Bir başka deyişle, Atina’ya bir hafta sonu gezisi için bile gitmeye değer.

İLK DURAK ACROPOLİS
Atina gezimde ilk durağım Acropolis. Atina gezisi için yollara düşmemin asıl sebebi tabii ki, Acropolis’i görmekti. Acropolis’i çoğumuz o fotoğraflardaki ikonik klasik yapı olan “Parthenon Tapınağı” ile özdeşleştirsek de aslında tepeye çıktığınızda çok daha kapsamlı birçok yeri bir arada göreceksiniz. Acropolis, günümüze kadar bütün bir şekilde ulaşabilen Yunan Antik dünyasına ait en çarpıcı anıt kompleksi olmasıyla da UNESCO dünya mirası listesinde yer alıyor. Parthenon’un yanında Athena Nike Tapınağı, Erekhthenion ve giriş kapısı olan Proplaia var. Meşhur Heredos Tiyatrosu ise güneyinde kalıyor. Bu arada buraya bir vasıtayla çıkmanız gerektiğini düşünüyorsanız durum aslında pek de öyle değil. Yürüyerek ‘Plaka ve Anafiotika Bölgesi’nden gidin. Akropolis’e beyaz taş evli sokaklardan, etrafına dizili cafeler, restoranlar ve rengarenk çiçekli evler, yani tabiri caizse tam bir Yunanistan manzaraları eşliğinde yürüyerek gitmek isterseniz ‘Plaka ve Anafiotika Bölgesi’nden gitmenizi öneririm. Bölgeye çıkış biraz yokuş yukarı fakat sokaklar o kadar güzel ki kesinlikle tavsiye ederim.

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk

Haberin Devamı

BÖLGENİN EN TURİSTİK YERİ
Tabii ki, Akropolis Atina’nın en turistik yeri olduğu için, bölgenin çıkışına yakın restoranlar çok pahalı bence benim gibi bol bol fotoğraf çekip yolunuza devam edin. Atina deyince gözünüzde ilk canlanan Athena’ya adanmış ikonik yapı “Parthenon”: Yunan Tanrıçası Athena’ya ithaf edilmiş olan Parthenon, Acropolis üzerindeki en önemli ve en büyük tapınak. Dünya üzerindeki en ikonik yapılardan biri olan Parthenon, üzerindeki dekoratif heykellerle de antik Yunan sanatının zirvesi olarak kabul ediliyor. On yıl gibi kısa bir zamanda tamamlanan Parthenon, aynı zamanda mimari açıdan da eşsiz. Mesela sütunları optik ilüzyonlar kullanılarak içe doğru bombeli şekilde inşa edilmiş. Böylece Acropolis’in eteklerinden Parthenon’a doğru bakan halk her zaman tapınağı dik olarak görebiliyormuş.

Haberin Devamı

NİKE ADINI ADINI YUNAN TANRIÇASINDAN ALMIŞ
Erehteyon Tapınağı: Akropolis’te yer alan bir diğer önemli Yunan tapınağı ise Erehteyon’dur. Erehteyon ismini Antik Yunan’daki, Atina Kralı olan Erechtheus’tan aldığı biliniyor. Özellikle sıra dışı asimetrik yapısı ve sütun olarak kullanılmış kadın figürleriyle ünlü. Athena ve Poseidon Yunan tanrılarına adanmış tapınağın önündeki zeytin ağacının, Athena’nın mızrağını yere dokundurması ile oluştuğu rivayet ediliyor. Acropolis sit alanına güney batısındaki giriş noktasında ise “Athena Nike Tapınağı bulunuyor.” Burası, Acropolis üzerindeki en küçük tapınak ve Zafer Tanrıçası, Athena Nike için inşa edilmiş. Ünlü spor markası olan Nike, Yunan tanrıçası Nike’den ismini almış.

Haberin Devamı

ACROPOLİS BAYRAK TEPESİNDEN MANZARA
Acropolis üzerindeki bayrak tepesinden 360 derece Atina manzarası görülebiliyor. Acropolis’in güneydoğu eteklerinde Hadrian Arkı, Olimpos Zeus tapınağı kalıntıları ve yeşillikler arasındaki Olimpiyat oyunlarının doğum yeri olan Panathenaic Stadyumunu görüyoruz. Acropolis’in kuzey eteklerinde ise Antik Agora, Roma Agorası ve tarihi Atina sokakları görülebiliyorsunuz. Dionysus Tiyatrosu ve Herodes Atticus Odeonu ise, Acropolis’in güney yamacında bulunuyor. Tüm bu Antik eserler tek bir “Acropolis ve yamaçları” biletiyle gezilebiliyor. Acropolis’in güney girişinden girdiğinizde ilk önemli antik eser olan Dionysus tiyatrosu ile karşılaşıyorsunuz. Burası dünya üzerinde inşa edilmiş en eski tiyatro ve dolayısıyla en eski Antik tiyatro. Yunan tanrısı Dionysus’a (şarap ve oyun tanrısı) ithaf edilmiş olan bu arena, aynı zamanda tiyatronun doğduğu yer.

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk

Haberin Devamı

BİRÇOK ÜNLÜNÜN KONSER VERDİĞİ HERADES ATTİCUS ODEON
Acropolis’e çıkışta göreceğiniz diğer tiyatro ise Herades Atticus Odeon: Acropolis sınırları içinde yer alan Herod Atticus Odeonu da önemli bir yapı. Günümüzde hala konser alanı olarak kullanılan bu yerde, Frank Sinatra’dan Pavarotti’ye, Elton John’dan Andrea Bocelli’ye kadar birçok ünlü isim konser vermiş. Burada bir konser dinlemek mükemmel olurdu.

ARES’İN TEPESİ
Acropolis’e giriş ücreti kasım-mart arası 10 Euro, nisan-ekim arası ise 20 Euro. Ziyaret saatleri döneme göre değişiklik gösteriyor, gitmeden kontrol etmekte fayda var. Acropolis’in ana girişinin hemen yakınında “Areopagus tepesi” bulunuyor. Kelime anlamı olarak savaş tanrısı Ares’in tepesi demekmiş. Roma’lılarda savaş tanrısı Mars olduğundan, Mars Tepesi olarak da biliniyor. Areopagus Tepesi’nden Acropolis’in batı cephesine karşı, Atina Agoraları ve eski şehire karşı nefis bir manzara bulunuyor. Hem şehrin dokusunu hissetmek hem de Akropolis’in mimarisini bir bütün olarak görmek için ideal yerlerden. Ayrıca burası geceleri de keyifli oluyor. İnsanlar kayaların üzerinde şehir ışıklarına ve ışıklandırılmış Akropolis’e karşı mini piknikler yapıyor veya güneşi burada batırıyor...

Haberin Devamı

SOKROTES’İN HAPİS OLDUĞU TEPE
Philopappos Tepesi: Yine Akropolis’in karşısındaki bir başka tepe de Philopappos Tepesi. Bu yeşil tepe zirvesindeki dikili anıttan da hemen anlaşılıyor. Tepenin adı da bu anıttan geliyor. Tepedeki mağaralardan birinde zamanında Sokrates hapis tutulmuş. 20 dakikalık bir tırmanışla zirveye ulaşabiliyorsunuz. Burası aynı zamanda Akropolis’i başka bir açıdan fotoğraflamak için de güzel bir nokta.

TÜM ANTİK ESERLERİN SERGİLENDİĞİ MÜZE
Acropolis Müzesi: Acropolis’in güney yamaçlarında yer alan Acropolis Müzesi, Atina Acropolisi’nde bulunmuş tüm antik eserlerin sergilendiği bir arkeoloji müzesi. Acropolis geziniz sırasında genelde replikalarını gördüğünüz tarihi eserlerin orijinalleri bu müzede sergileniyor.
Yukarıda sıraladığım her bir Acropolis yapısını Acropolis bileti ile ziyaret edebiliyorken, Acropolis sınırları dışında yer alan Acropolis Müzesi için ne yazık ki ayrı bir bilet almanız gerekiyor.

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk

RENGARENK TAVERNALAR
Plaka Bölgesi: Akropolis’in hemen eteklerinde bulunan bu bölge, uzun ince sokaklar, sıra sıra dizilmiş iki katlı cumbalı evler ve bu sokaklarda sağlı sollu dizilmiş rengarenk tavernalardan oluşuyor. Ben Akropolis’ten çıktıktan sonra, öğleden sonra ve akşamın tamamını burada takılarak geçirdim. Akşama doğru bu sokaklar inanılmaz kalabalıklaşıyor insanlar merdivenlere oturup tavernalardan sipariş veriyor ben de dahil. Akşam Yunan canlı müzikleriyle eğlence doruk noktasına ulaşıyor. Benim önerim burada üç restorandan oluşan Taverna ‘Geros toy Moria’ çünkü birinde müzik bittiğinde bardağınızı alıp diğerine geçiş yapabiliyorsunuz.

ATİNA’NIN EN ESKİ SOKAĞI
Tripodon sokağı: Plaka sokaklarında dolaşırken çok güzel restore edilmiş, rengarenk evlerin bulunduğu bir sokaktan geçtim. Adı Tripodon sokağı. Meğerse Tripodon sokağı, Atina’nın en eski sokağı olarak kabul ediliyormuş ve Yunan Guinness rekorlarında da geçiyormuş. Antik zamanlarda bu sokağı kullanarak Agora’dan Dionysus tiyatrosuna tiyatro performansı izlemeye gidiliyormuş. Tarihi geçmişinin öneminin yanı sıra, Tripodon sokağı çok güzel restore edilmiş rengarenk evler ile çok estetik bir sokak. Yer yer begonvillerin, ya da asmaların süslediği cafe ve restoranlar da var. Dolaşması çok keyifli bir yer. Tripodon’da dolaşırken rastladığım Melina restoranının önündeki kocaman begonvilli yer, birçok kişinin sırf bunun için geldiği ünlü bir instaspot.

RENKLİ ALIŞVERİŞ MERKEZİ
Monastiraki Meydanı: Monastiraki’de yer alan birçok antik Yunan eserinin yanı sıra (Antik Agora, Roma Agorası, Hadrian Kütüphanesi vb) burası aynı zamanda şehrin renkli bir alışveriş merkezi. Monastiraki da bit pazarı sokağı boyunca dizili satıcılar, vintage dükkanlar, turistik eşya satan dükkanlar karşınıza çıkıyor. Monastiraki sokaklarından Agora’ya doğru devam ederseniz her köşesinde çok güzel restore edilmiş bir sürü ev, sokaklarda yeşil ağaç gölgelerine serpiştirilmiş masalarda daha uygun fiyatlara bir sürü cafe bulunuyor.

SEKİZGEN KULE ‘RÜZGAR KULESİ’
Roma Agorası: Monastiraki meydanının hemen ilerisinde bulunan Roma Agorası, Plaka ile Monastiraki kesişiminde, arkasında Acropolis manzarası ile çok güzel bir konumda bulunuyor. Agora, kelime anlamı olarak buluşma yeri anlamına geliyor ve Antik zamanlarında Roma Agorası alışveriş alanı olarak kullanılıyormuş. Hadrian zamanında agoranın hemen yanına, ünlü Hadrian Kütüphanesi de inşa edilmiş. Roma Agorası’nda tüm kalıntılar arasında dimdik ayakta duran sekizgen kule “Rüzgar Kulesi” hemen dikkat çekiyor. Kulenin her bir yüzeyinde Yunan mitolojisindeki sekiz rüzgar tasvir edilmiş. Roma Agorası kenarında oldukça iyi bir durumdaki Fethiye Camii de bulunuyor. Antik zamanlarda Atina’nın en büyük kütüphanesi, devlet arşivi ve filozof okulu olan Hadrian Kütüphanesi’nden maalesef günümüze pek bir şey kalmamış. Kütüphanenin Monastiraki meydanının hemen yanında, birkaç sütununu ve duvarını görebiliyorsunuz...

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk

ANTİK ZAMANDA SOSYAL HAYATIN MERKEZİ
Antik Agora: Roma Agorası’ndan Monastraki sokakları boyunca devam edince, Antik Agora’ya ulaşıyorsunuz. Acropolis’in kuzeybatı eteklerindeki bir yeşil alanda yer alan Antik Agora antik zamanlarda yönetim, ticaret ve sosyal hayatın merkeziymiş. Antik Agora aynı zamanda, demokrasinin, felsefenin ve bilimin farklı dallarının Antik Yunan’da ilk tohumlarının atıldığı yer olarak adlandırılıyor...

EĞLENCE MERKEZLERİNDEN BİRİ
Psyri Bölgesi: Antik Agora’dan beş dakika yürüyüş mesafesi uzaklıktaki Psiri, Atina’nın eğlence merkezlerinden biri. Bundan on yıl öncesine kadar bu bölge oldukça fakirmiş. Son yıllarda sokakları güzelleştirilerek, bir sürü kafe, taverna, restoran ve butik açılmış. Üstelik burası Plaka’ya oranla daha hesaplı ve daha çok yerli halkın vakit geçirdiği sokaklar. Psyri sokaklarında rengarenk grafitiler, eski günlerin izlerini taşıyan eskiciler, antikacılar ve oldukça eski binalar da var...

BALIK VE ET ALIŞVERİŞİ
Varvakeios Pazarı: Atina’daki birçok lezzet turunun uğradığı bir nokta. Varvakeios üstü kapalı pazar alanı, Atinalıların günlük balık ve et alışverişi için gittikleri bir yer. Bu kapalı pazarın etrafındaki sokaklar da baharat, aktar ve benzeri dükkanlar bulunuyor. Varvakeios pazarından Atina’nın ünlü Ermou alışveriş sokağı ve Monastiraki meydanına doğru yürürseniz Atina’nın en eski caddelerinden biri olan, Aiolou caddesine ulaşıyorsunuz önceleri daha çok tekstil alışveriş caddesi olan buralar, günümüzde Atina’nın yerlilerinin buluşup vakit geçirdiği yer...

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk

MİLLİ PARKI DA ZİYARET EDİN
Atina Milli Parkı ve Panathenaic Stadyumu: Parlamento binasına kadar gitmişken, hemen arkasındaki milli parkı da ziyaret edebilirsiniz...

PROTESTOLAR BU MEYDANDA YAPILIYOR
Syntagma Meydanı: Şehrin en ünlü meydanı, tüm protestolar Syntagma Meydanında yapılıyor. Şehrin turistik noktalarından biri olan ve parlamento binasının da bulunduğu bu meydana mümkünse bir saat başı denk gelmeye çalışın ve hazır gitmişken her saat başı gerçekleşen asker değişim törenini de izleyin. Eğer en büyük olan töreni görmek isterseniz, pazar günleri saat 11.00’de gerçekleşiyor. Burası şehrin göbeğinde bir nokta olduğu için civarınızda gezmek isteyeceğiniz pek çok yer olacaktır.

BİRKAÇ SÜTUNDAN BAŞKA ŞEY YOK
Olimpos Zeus tapınağı: Atina milli parkının alt tarafında, Olimpos Zeus tapınağı ve tapınağın kenarında Hadrian kemeri bulunuyor. Maalesef Olypian Zeus tapınağından günümüze birkaç sütundan başka çok bir şey kalmamış. Tapınak ilginizi çekiyor ve ziyaret etmek isterseniz, Acropolis’in kombine biletinde buraya giriş de dahil...

KOŞUCU HEYKELİ
The Runner Heykeli: “The Runner” yani “Koşucu” olarak adlandırılan bu heykel binlerce keskin, pürüzlü, uzun cam parçasından oluşuyor. Bakar bakmaz bir koşucu figürü olduğunu anlayabiliyorsunuz. Costas Varotsos, koşucunun hareket sınırında bir halini yakalamaya çalışmış ve ortaya bu özgün yorum çıkmış heykel Kolonaki’de bulunuyor...

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk

BİZANS KİLİSESİ
Kapnikarea Kilisesi: Ermou Caddesi’nin tam ortasında kalan, Atina’nın en eski Rum Ortodoks kiliselerinden biri. 11. yüzyılda inşa edilmiş bu küçük ama oldukça süslü Bizans kilisesini mutlaka ziyaret edin...

MODERN MİMARİ DETAYLARI
Aya İrini Meydanı ve Kilisesi: Aya İrini Meydanı, ismini aynı yerde bulunan bu güzel kiliseden alan küçük bir meydan. Kafeler, restoranlar, barlar, büfeler, kitapçılarla dolu bir meydan. Kaldırımlarında oturup etrafı izlemek, ayaküstü ne görürseniz yemek için ideal noktalardan. Meydanda bulunan Aya İrini Kilisesi de modern mimari detayları olan güzel bir kilise. Yunan bağımsızlık savaşında ağır hasar görse de onarılmış. Kilise Neoklasik kubbesi ve tavanıyla ünlü...

MİLLİ KURTULUŞ SAVAŞINDA ÖLENLERİN ANISINA...
Atina Metropol Katedrali: Atina Metropol Katedrali, Yunan Ortodoks Kilisesi’nin ana katedrali. 1862’de inşa edilmiş ve Yunanistan’ın bağımsızlığından sonra milli kurtuluş savaşı sırasında ölenlerin anısına inşa edilen ilk büyük kilise olmuş. Ana Katedral olduğu için dini açıdan önemi büyük ve mimari açıdan görülmesi keyifli bir yer. Özellikle de katedralin giriş cephesindeki dini tasvirler içeren renkli ve yaldızlı kısım oldukça güzel...

11 BİNDEN FAZLA ESER
Ulusal Tarih Müzesi: Ulusal Tarih Müzesi sadece Atina’nın değil tüm Yunanistan’ın en önemli ve en büyük müzelerinden. Görkemli neoklasik binası aslında zamanında parlamento binası olarak kullanılmış. Müze ise 1829’da kurulmuş ve titiz bir çalışma ile kapsamlı bir müzeye dönüşmüş. İçinde tarih öncesi dönemden başlayan 11 bin’den fazla eser sergileniyor. Dört ayrı koleksiyona ayrılıyor: Tarih Öncesi Koleksiyon, Heykel Koleksiyonu, Vazo Koleksiyonu ve tam olarak kategorileştirilemeyen diğer eserlerin yer aldığı koleksiyon alanı. Poseidon’un meşhur bronz bir heykeli de içeride sergileniyor. Müze pazartesileri kapalı. Hafta sonu saat 10.00’da, hafta içiyse saat 09.00’da açılıyor...

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk

İSLAMİ ESERLER KOLEKSİYONU
Benaki Müzesi: Benaki Müzesi, Benaki Ailesi’nin sanat koleksiyonunu barındıran neoklasik tarzda bir yapı. 1930’da Antonis Benakis tarafından kurulmuş. Tarih öncesi dönemlerden 20. yüzyıla dek uzanan Yunan eserlerini inceleyebiliyorsunuz. Bizans eserleri de sergilenenler arasında. Ulusal Müze kadar geniş bir koleksiyona sahip olmasa da görülmeye değer. Kerameikos’taki ek binasında İslami eserler koleksiyonu da bulunuyor. Süreli sergilere de ev sahipliği yaptığından bilet almadan evvel müzenin sitesine göz atmak da fayda var. Salı günleri kapalı. Diğer hafta içi günlerinde ise saat 10.00-18.00 arasında ziyaret edebilirsiniz. Perşembe günleri 23.30 ve pazar günleriyse 16.00’ya dek açık...

ŞEHRİ EN TEPEDEN GÖRMEK İSTİYORSANIZ...
Lycabettus Tepesi: Tüm şehri daha da yüksekten görmek istiyorsanız, Lycabettus Tepesi’ni ziyaret etmelisiniz. Buraya ulaşmak için kondisyona ihtiyaç var. Bu nedenle bence, 1965’ten beri Kolonaki Aristipou Caddesi’nden tepeye işleyen sarı füniküleri kullanın... Atina’dan günübirlik gezmeye gideceğiniz çeşitli yerler de mevcut, örneğin yeterince vaktiniz varsa Delphi ya da Meteora’yı ziyaret edebilirsiniz veya denize girmek için Atina’nın en güzel sahili ve sayfiyesi Glyfada’ya gidebilirsiniz. Denizi ile ünlü bir yer olduğu için Atinalıların yazlıklarının olduğu bölgelerden. Beach club ve partileriyle ünlü bir plajı var...

HAVAALANI İÇİN 3 SEÇENEK
Atina Havaalanı’ndan şehir merkezine ulaşmak için taksi, metro ve otobüs şeklinde 3 seçeneğiniz var. Metro sizi havaalanından Syntagma veya Monastiraki Meydanı’na kadar ulaştırıyor ve her yarım saatte bir sefer var. Tek yön 9 Euro gidiş dönüş 16 Euro. Taksilerin bölgelere göre sabit ücretleri var, 45 Euro civarında fakat gece yarısından sabah 05.00’e kadarki aralıkta ücret 65 Euro’ya kadar çıkıyor. Otobüs kullanmak isterseniz tek yön ücret 5.5 Euro ve X95 No’lu otobüs sizi Syntagma Meydanı’na kadar ulaştırıyor.

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk

Atina’da antik dönemden günümüze yolculuk


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!