‘Ateşim yükseldi, ağrılarım arttı... Öksürmekten konuşamıyordum’

Güncelleme Tarihi:

‘Ateşim yükseldi, ağrılarım arttı... Öksürmekten konuşamıyordum’
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 18, 2020 13:11

Babasının koronavirüse yakalanmasının ardından ona daha iyi bakabilmek için kendi evine davet eden gurbetçi Sibel Cora, duygulandıran hikâyesini Demirören Haber Ajansı’na (DHA) anlattı. Almanya’nın Bielefeld kentinde yaşayan Trabzon doğumlu Sibel Cora’ya da babasından koronavirüs bulaştı. Cora, 55 günlük karantina süreci yaşarken, babası ise teşhis konulduktan 3 gün sonra vefat etti.

Haberin Devamı

BU sırada Cora’ya doktoru, kendisiyle birlikte kocası ve çocuğunun evden çıkmamalarını söyledi. Eşi kısa sürede hastalığı atlatırken, Cora 55 gün kendini karantinaya alarak hastalıkla mücadele etti. Yaşadıklarını anlatırken nefes almakta zorlanan Cora, karantina sürecini şöyle anlattı: “Biz ayrı oturuyoruz, kardeşimle babam ayrı. Babam hastalanınca kardeşim onu hastaneye götürmüş, grip teşhisi konulmuş. Sonra da çıkarmışlar, bana getirdiğinde biraz ateşi vardı, öksürüyordu. Babam doktordan deldiği gece saat bir gibi kendini oradan oraya atıyordu. Cumartesi sabahı ambulans çağırdık, babamın kalp krizi geçirdiğini söylediler. Sonra bizim evde kalmamızı söyleyip babamı hastaneye götürdüler. Ertesi gün sabah telefonla babamın koronavirüs testinin pozitif çıktığı açıklandı. Babamla bizi görüştürmediler, sadece pazar sabahı bir kez telefonla görüştük, akşamında ise vefat etti. Eldiven, maske ve koruyucu elbise giyerek babamızı görmeye gittik. Ertesi gün de eşim ve benim testlerimiz pozitif, oğlunun ise negatif çıktı. Babamla temasın beşinci gününden itibaren ağrılarım arttı, ateşim yükseldi, öksürmekten konuşamıyordum. Aradan 15 gün geçti ilk defa iki dilim ekmek yedim. Kendi kendime ‘Güneş tekrar doğdu’ dedim. O sürede babam hiç aklımdan çıkmadı. Ağlıyordum, acılarım için mi babam için mi, her şey karman çorman olmuştu.”

‘Ateşim yükseldi, ağrılarım arttı... Öksürmekten konuşamıyordum’
‘BENİ YALNIZ BIRAKMADILAR’
“Çevremden, akrabalarımdan Allah razı olsun, beni yalnız bırakmadılar. Öyle bir süreç ki, mutfağa gidemiyorsunuz o tarafta oğlunuz var, salona gidemiyorsunuz orada kocanız var. 15 gün kapınıza yemeği getiriyorlar, dışarı çıkamıyorsunuz. Bu süreçte beş kere test oldum hepsi de pozitif çıktı. Zaten üçüncü testim de pozitif çıkınca o kadar korktum ki, ‘Neden bu üçüncü kez de böyle’ dedim. Ama kendi kendime umut verdim. Vermek de zorundaydım çünkü acım vardı, bitkindim. Kendi kendime şakalar yapmaya başladım. Kendi kendime dedim ki, ‘Sibel sen Karadenizlisin, bunlar seni çok seviyor. Sen gitmeyeceksin’ diye espriler yapmaya başladım. Duygularım karıştı. Güleyim mi ağlıyayım mı bilemedim. Hiç güzel bir süreç değil. Dediğim gibi, üçüncü testten sonra çok korkmaya başladım, doktorumu aradım. ‘Lütfen beni hastaneye yollayın çok korkuyorum’ dedim. Doktorum hastane adını duyunca, ‘Kesinlikle hayır. Eğer seni hastaneye gönderirsem zaten testin pozitif hastane bakterisinden kaparsan işin daha da zorlaşır. Sonra bu zamana kadar nasıl yaptıysak öyle devam edeceğiz’ dedi. Doktoruma çok teşekkür ediyorum. Her gün aradı, ne yapmam gerektiğini ve ne yiyip içeceğimi söyledi.”
55 gün sonra evden çıkan Cora, her yerin, tüm sokağın duvar gibi kendisine bembeyaz geldiğini söyledi. Ne yapacağını şaşırdığını belirten Cora, ilk iş olarak babasının mezarını ziyaret etti.
‘Ateşim yükseldi, ağrılarım arttı... Öksürmekten konuşamıyordum’

BAKMADAN GEÇME!