Güncelleme Tarihi:
İSVEÇ’TE SEÇİM VAR
İşte bugünlerde gözler İsveç’e çevirdi.
11 Eylül Pazar günü (bugün) İsveç’te genel seçimler yapılacak.
Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin (S) Genel Başkanı olan İsveç’in kadın Başbakanı Magdalena Andersson koltuğunu korumak için mücadele edecek.
2018 yılındaki genel seçimlerden yüzde 19.8’le Sosyal Demokratlar’ın ardından ‘en güçlü parti’ olarak çıkan muhafazakâr Ilımlı Birlik Partisi (M) lideri Ulf Kristersson, Magdalena Andersson’un yerine geçmek için her yolu deneyecek.
Ulf Kristersson’u Liberaller ile aşırı sağcı SD de desteklemektedir.
Ama son günlerde yapılan kamuoyu yoklamalarına bakıldığında, Magdalena Andersson’un Yeşiller’le oluşturduğu azınlık hükümetinin iktidarda olduğu İsveç’te, genel seçimlerden sonra yeni bir hükümet kurmanın hiç de kolay olmayacağı görülmektedir.
Çünkü bangır bangır “Biz de varız, geliyoruz” diyerek yollara düşen aşırı sağcı ‘İsveç Demokratları’nın (SD) pazar günü yapılacak seçimlerde yüzde 18 oy alması bekleniyor.
Sosyal Demokratlar’ın yüzde 29.5, M’nin yüzde 20 civarında.
Ama bazı kamuoyu yoklamalarına göre, aşırı sağcı SD’nin muhafazakâr M’yi ‘sağlayıp’ önüne bile geçeceğinden hareket edilmektedir.
İsveç’te Sosyal Demokratlar da diğer partiler de aşırı sağcı ‘İsveç Demokratları’ ile kesinlikle iş birliği yapmak istemiyor.
Ancak Türkiye’nin eski Başbakanı ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in “Dün dündür, bugün bugündür” söylemi de unutulmamalıdır.
Yani politikada seçim öncesi söylenenler ile seçim sonrası verilen kararlar hiç de bağdaşmayabilir.
Başka bir deyişle, “Evdeki hesap çarşıya uymayabilir”.
Yani İsveç Demokratları, seçimden ‘ikinci güçlü parti’ olarak çıkarsa, İsveç’teki çoğulcu demokrasiye, demokratik hukuk devletine beklenmedik ilk darbeyi vurabilir.
İTALYA’DAN DA PİS KOKULAR GELİYOR
25 Eylül’de de İtalya’da ‘erken genel seçim’ yapılacak.
İtalya’dan da ‘pis kokular’ geliyor.
Her ne kadar “Ben faşist değilim” dese de kapanan neo-faşist ‘Movimento Sociale Italiano’ (MSI-İtalyan Sosyal Hareketi) Partisi’nin İtalya’nın ulusal renkleri yeşil-beyaz-kırmızı renklerinden oluşan alev simgesini devralan aşırı sağcı ‘Fratelli d’Italia’nın (FdI-İtalya’nın Kardeşleri) lideri Giorgia Meloni de istifa eden İtalya Başbakanı Mario Draghi’den boşalan koltuğa göz dikti.
Hem de “Ben İtalya’nın ilk kadın başbakanı olmak istiyorum” diyerek.
45 yaşındaki Giorgia Meloni’ye yıllarca birlikte politika yaptığı ‘Lega’ (Lig Partisi) lideri Matteo Salvini ile 1994-2013 yılları arasında İtalya’da 4 kez başbakanlık koltuğuna oturan ve şu anda Avrupa Parlamentosu milletvekili olan İtalya’nın en büyük medya kuruluşunun patronu Silvio Berlusconi’nin kurucularından olduğu ‘Forza İtalia’ (Haydi İtalya) da destek vermektedir.
Giorgia Meloni, “Biz hazırız. Ben hazırım. İtalya’nın Kardeşleri hazır. Bana göre bugün ortanın sağı 25 Eylül’den sonra İtalya’yı yönetmeye tamamen hazır” diyerek ülkenin her yanını durmak, yorulmak bilmeden dolaşıp seçim kampanyası sürdürüyor.
Son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamaları aşırı sağcı Georgia Meloni’nin koşar adımlarla gelmekte olduğunu gösteriyor.
Tabii İsveç ve İtalya’daki bu gelişmeler Avrupa’nın, Avrupa Birliği’nin (AB) geleceği için tehlike çanlarının çalmaya başladığı yönünde ciddi sinyaller de vermektedir.