Ahmet KÜLAHÇI / BERLİN
Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2021 11:07
Almanya’ya ihtisas yapmak amacıyla gelen ve bir daha geri dönmeyen, hâlâ da Frankfurt’ta özel bir klinikte diş hekimi olarak çalışan Tayfun Çilingir, ‘misafir işçilerin’ çocuklarının artık, işveren, doktor, mühendis, öğretmen ve üniversite hocası olduğunu söyledi. Almanya’daki Türk toplumunun gelecekte daha fazla başarılara imza atacağına inandığını da vurgulayan Çilingir, Almanya macerasıyla ilgili sorularımızı şöyle yanıtladı:
ALMANYA’ya neden ve ne zaman geldiniz?
Nisan 1977’de geldim. Bursa’da kendi kliniğimde diş hekimi olarak çalışıyordum. Amacım, mesleki olarak bir uzmanlık alanında ihtisas yapmaktı. O yıllarda yurt dışında dört sene çalıştıktan sonra dönenlere tanınan mesleki aletleri gümrüksüz ithal etme izninden yararlanarak modern bir muayenehane açmaktı hedefim. Ancak, Türkiye’den gelen göçmenlerin birçoğu gibi planladığımız dört senenin arkasına bir dört daha ekleyerek 44 seneyi doldurduk. O günün şartlarında savaştan çıkalı 20 yıldan biraz fazla olmasına rağmen, Almanya farklı alanlarda teknolojik olarak dünyanın birçok ülkesinden çok daha öndeydi. Bizim alışık olmadığımız biraz fazla (!) düzenli bir ülke olarak buldum Almanya’yı.
‘MEMLEKETTEN HABERLERİ ÖZLERDİK’İlk dönemlerde ne gibi zorluklarla karşılaştınız?Aslında ben Almanya’ya geldiğimde lisan dışında bir zorluk yaşamadım. Ağırlıklı olarak Alman hastalarım olduğu için de hemen hemen hiç sorun olmadı ama Türk olduğum için gelmeyen Almanlar da olabilir. Genel olarak ise Almanya’ya geçici olarak geldiği düşünülen Türklerin artık kalıcı olmaya başlamaları ve ailelerini yanlarına getirmeleri Almanların Türklere pek de olumlu bakmadıkları bir dönemdi.
Türkiye’nin en çok neyini özlediniz?Almanya’ya geldiğim ilk yıllarda en çok özlediğim şey memleketten haberlerdi. Transistörlü radyodan kısa dalga üzerinden Türkiye haberlerini ve maçları dinlemek çok zevkliydi. Aradaki mesafeyi neredeyse ortadan kaldırırdı. Akşamları Köln Radyosu’nu mutlaka dinlerdim. Tabii bir de Türk gıda maddelerinin özlemini duyardık. Türk marketleri bu kadar yaygın olmadığı için 40 kilometre uzağa alışverişe gittiğimiz oluyordu. Bu kadar sene sonra ise memleketin havası, güneşi, denizi özellikle Almanya’nın karanlık kış aylarında en çok özlediklerimin başında geliyor. Tabii yaş ilerleyince sıladaki akraba ve dost hasreti de daha bir hissedilir oluyor.
‘İKİ ÜLKE DE HATA YAPTI’Uyum konusunda Alman tarafın hiç şüphesiz birtakım hataları oldu. Türkler bu alanda ne gibi hatalar yaptı? Zamanla oluşan Türk dernek ve cemiyetlerin, çatı örgütlerinin hiç mi hataları olmamıştır?Bence uyum konusunda her iki ülkenin yönetimleri de hata yapmıştır. Türkiye’den başlayacak olursak; her şeyiyle değişik bir ülkeye gidecek insanlarımızı hiçbir eğitimden geçirmeden göndermek en büyük yanlıştı. Anadolu’nun bağrından kopup gelen insanlarımız bir anda başka bir dil, inanç, kültür ve yaşam tarzıyla karşı karşıya kaldı. Bu da başlangıçta içine kapanık bir Türk toplumu oluşmasına neden oldu. Almanlar da gelen Türkler nasıl olsa birkaç yıl sonra geri dönecekler diye bu konuya hiç eğilmediler. Uyum için gerekli olan tüm çabayı neredeyse hep biz Türklerden beklediler. Türkiye açısından ‘ülkeye döviz kazandıracak insanlar’, Almanya açısından da ‘misafir işçiler’ olarak görüldüler. Türkler tarafından kurulan derneklere gelince; başlangıçta bunların büyük bir çoğunluğu inanç, birlikteliği, hemşerilik gibi bir arada yaşamayı öngören derneklerdi. Almanya’daki Türklerin sorunlarına her iki ülkede de çözüm aramak, sorunları ilgililere aktarmak gibi amaçları olan ve Türk toplumunun büyük bir kesimini temsil eden dernekler daha sonraları kuruldu. Bunların başında Alman resmi kurumları tarafından da muhatap alınan ve son 25 yıldır da burada yaşayan Türklerin sorunlarını dile getiren
Almanya Türk Toplumu Derneği (ATTD) gelmektedir.
‘DAHA ÇOK MESAFE VAR’Zamanla neler değişti? Türk toplumu nereye geldi, nereye gidiyor?Zaman içinde Almanların, Türklerin artık kalıcı olduklarını anladıklarını düşünüyorum. Ayrıca Alman çocukları ile birlikte okula giden, iş hayatında beraber çalışan Türkiye kökenliler de geçmişten çok farklı olarak Alman toplumuna uyum sağlamış. Türkler, Almanların Türk toplumuna bakışlarını bence değiştirmiştir. Aslında bu konuda alınacak daha çok mesafe vardır ama geçmişe oranla ben daha iyi bir ortam olduğu düşüncesindeyim. Türk toplumu Almanya’ya göçün başlangıcından bugüne kadar olan süreçte kesinlikle değişmiştir. Üniversiteye giden gençlerimiz, işverenlerimiz, doktor, avukat, noter, mühendis, öğretmen ve üniversite hocaları gibi Alman toplumuna da hizmet veren Türklerin yanı sıra birçok siyasi partiden eyalet parlamentolarına ve federal parlamentoya giren, yönetim kademelerinde görev yapan çok sayıda insanımızın olması Türk toplumunun değiştiğinin göstergesidir. Bence geleceğe dönük olarak bu değişim çok olumlu değerlendirilmelidir. Ben şahsen bu gençlerimizin bir sonraki nesle rol model olacaklarını ve ileride çok başarılı bir Türk toplumunun Almanya’da çok değişik branşlarda başarılara imza atacaklarına inanıyorum.
‘ALMANYA O ZAMAN CAZİPTİ’Bir daha dünyaya gelsen yine Almanya’ya gelirliydiniz?Bu soru oldukça ilginç. O günlerin şartlarında Almanya daha cazipti ama bugün dünya, gelişen teknoloji sayesinde daha da küçülmüş gibi. O yıllarda Frankfurt’tan Türkiye’ye günde sadece birkaç uçak gidip gelirken, bugün bu sayı en az iki üç misli arttı. Dolayısıyla ulaşım ve iletişimdeki gelişmeler dünyanın her köşesine gitmeyi kolaylaştırdı ve her yerde Türk insanının bulunabildiği bir dünya yarattı. O nedenle bu soruya bugünün şartları ile cevap vermek biraz zor gibi. Ama burada geçen 44 yıl içinde kazanılan dostlukları, çocukları, torunları göz önüne alacak olursak, sanki yine Almanya’ya gelirim diyebilirim.
TAYFUN ÇİLİNGİR KİMDİR?Tayfur Çilingir, 1950’de Bursa’da doğdu. Orta öğrenimini Eskişehir Maarif Koleji’nde, diş hekimliği öğrenimini Ankara’da yaptı. 1974-1976 arası Bursa’da kendi kliniğinde çalıştı. 13 Nisan 1977 tarihinde Almanya’ya geldi. 1987’ye kadar bir özel klinikte, 1987-2015 yıllarında da kendi açtığı klinikte çalıştı. 2019 yılından beri de Frankfurt’ta bir özel klinikte diş hekimi olarak çalışıyor. Eczacı Hülya Çilingir’le evli olan Tayfun Çilingir’in iki erkek çocuğu ve üç torunu var. Hessen Türk Toplumu, Frankfurt Türk Alman Kulübü ve Hessen Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kurucu üyesi.