Güncelleme Tarihi:
GÖÇÜN Almanya için kazanımlarını anlatırken artan nefrete de dikkati çeken Wulff, şöyle konuştu: “Ülkemizde artan nefret ve düşmanlıktan, bu nefretin bazı bölgelerde seçim malzemesi olarak kullanılmasından hepimiz endişe etmeliyiz. Çatışma temasını ele alan yazar Bastian Berbner, ‘Nefrete karşı hikâyeler’ adlı kitabında insanları bir araya getirip karşılıklı yüz yüze temas kurulduğu zaman diğerlerinin kendilerinden farklı olmadığını, farklı ihtiyaçları olmadığını göreceklerini ve hangi etnik kökenden olursa olsun, hangi dine ait olursa olsun dostluğun, hoşgörünün ve karşılıklı anlayışın başlayacağını belirtiyor. Biz de Almanya Uyum Vakfı olarak farklı kültürden gelen insanların birlikte huzur içinde yaşamaları için çalışmaya devam edeceğiz.”
‘GÖÇMENLER DE ALMANYA DA KAZANDI’
Resepsiyonun ardından Hürriyet’e de konuşan Wulff, şunları söyledi: “Başlangıçta insanların ailesi olmadan, dil bilmeden ve uyuma hazırlanmadan buraya gelmesi tam anlamıyla hafife alındı. ‘Misafir işçi’ kavramı bile insanların kısa süreliğine gelerek çalışıp eve döneceklerini çağrıştırıyordu. Buraya insanların geldiği, aileleriyle yaşamak istedikleri ve burada kalmak istediklerinin anlaşılması yıllar sürdü. Bu ailelerin Alman vatandaşı olan ve Almanya’ya çok iyi uyum sağlamış çocukları oldu. Ancak yıllar sonra bugün, bunun bir başarı hikâyesi olarak değerlendirildiğini ve Almanya’nın bugünkü refahının biraz da Türkiye’den gelen göçmen işçilere borçlu olduğu anlaşıldı. Ve bugün, göçmen çocukları sporda, kültürde, bilimde, ekonomide harikalar yaratıyor, önemli roller üstleniyor. Herkes göçten yararlandı, buraya gelen göçmenler ve ülkemiz de. Bu bir anlamda kazan-kazan durumuydu. Bu nedenle teşekkür etmek ve saygı göstermek Almanya Uyum Vakfı’nın bu etkinliği yapma nedenlerinden biriydi.”
‘DAHA ÇOK ŞEY YAPABİLİRDİK’
Federal Göç ve Uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Annette Widmann-Mauz da yaptığı konuşmada, Almanya’da göçün herkesin gurur duyacağı başarı hikâyeleriyle dolu olduğunu söyledi. Yurt dışından Almanya’ya bakıldığında bu başarının görüldüğünü belirten Widmann-Mauz, başarının, göçmenlerin kendi çabalarıyla olduğunu kaydetti: “Bizler, sizler için iş imkânları sunduk, ancak en sonunda herkesin gurur duyacağı başarılı aile hikâyelerinin çıkması sizin eseriniz ve övgüyü hak ediyorsunuz. Şimdi baktığımızda, sizler için daha fazla şeyler yapabileceğimizi düşündüğümüzde utanıyoruz. Bugün bu konuda daha fazla şeyler biliyoruz ve gelecekte daha iyi olabilmek için bunu bir görev olarak alıyoruz. Çünkü biz bir göç ülkesiyiz. Her zaman söylerim; Birlik içinde çeşitlilik. Bunun şekillendirilmesi gerekir. Ve umarım bu ülkeyi kendiniz ve aileniz için vatan yapan sizlerle birlikte bu ülkeyi ‘biz’ olarak şekillendiririz.”