Arjantinli’ye var Türk’e yok

Güncelleme Tarihi:

Arjantinli’ye var Türk’e yok
Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 2013 00:00

Alman Hükümetinin İnsan Hakları Sorumlusu Markus Löning’in, başkalarına çifte vatandaşlık hakkı tanınırken, Türklerin bu haktan yararlandırılmamasının eşitlik ilkesine aykırı bulduğunu söylemesi Almanya’da yeni bir tartışma başlattı.

Haberin Devamı

Hür Demokrat Partili (FDP) Löning, aslında yeni bir şey söylemedi. Yıllardır bizim üstüne basa basa söylediğimiz ve yazdığımız şeyleri dile getirdi. Löning, yıllar önce Arjantin’e göç eden Almanların torunlarına ve onların çocuklarına çifte vatandaşlık hakkı tanınırken, burada doğup büyüyen Türk kökenlilere opsiyon modeli (doğuştan Alman vatandaşlığını da kazanan, ancak 18-23 yaşları arasında tek vatandaşlıkta karar kılmaları mecburiyeti) uygulanmasını çağdaş bulmadığını söyledi.

FDP’li politikacı, 3 aydır Almanya’da yaşayan ve bazı ülkelerden gelen insanlar yerel seçimlere katılma hakkına sahip oldukları halde, yıllardır bu ülkede yaşayan, hatta bu ülkede doğan Türklerin bu haktan mahrum bırakılmasının bir mantığı olmadığını söyledi. Yurtdışına yaptığı resmi ziyaretlerde kendisine bunun bir insan hakkı ihlali olduğu ve eşitlik ilkesiyle bağdaşmadığının söylendiğini dile getirdi. Löning’e destek aynı partili Federal Adalet Bakanı Sabine Leutheusser- Schnarrenberger’den geldi.

Alman Vatandaşlık Yasası’nda reform yapılarak özellikle çifte vatandaşlık yolunun daha fazla insana açılmasını gündeme getirdi. Hatta çifte vatandaşlık yoluyla uyumun gerçekleşmesine katkıda bulunabileceğini bile söyledi. Ama küçük ortağın bu yaklaşımı Almanya’da kardeş partiler olarak bilinen Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ile Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) mensubu politikacıların hiç işine gelmedi. Aynı zamanda CDU Genel Başkanı olan Başbakan Angela Merkel, şu anda geçerli Alman Vatandaşlık Yasası’nda değişiklik için bir neden görmediğini sözcüsü aracılığıyla kamuoyuna duyurmakla yetindi. CDU’lu bazı politikacılar ise baştan “Nein”ı (hayır) çekti...

CSU Genel Sekreteri Alexander Dobrindt, “Çifte vatandaşlık ucuza elden çıkarılacak döküntü mal değildir” diyerek kesinlikle buna karşı olduklarını ilan etti. Bununla da yetinmeyip, “Kim Alman olmak istiyorsa, kayıtsız şartsız ülkemizi ve temel düzenini kabullenmelidir” demeyi de ihmal etmedi. Acaba bu nasıl bir mantıktır?

Almanya’da her yıl Alman vatandaşlığına geçen on binlerce çifte vatandaş vardır. Acaba bu insanlar Almanya’yı ve bu ülkenin temel düzenini kabullenmiyorlar mı? Türklerin çifte vatandaşlığı söz konusu olduğunda, muhafazakar kanat politikacılar hep bunun sadakatla bağdaşmayacağını savunuyorlar. İyi de bu ülkede çifte vatandaş statüsünde milyonlarca insan var. Bu insanlar Almanya’ya sadakat göstermiyorlar mı? Çifte vatandaşlık hakkı doğduğu için Amerikan vatandaşı, Kanada vatandaşı, Avustralya vatandaşı ve Avrupa Birliği (AB) üyesi herhangi bir ülke vatandaşı olan yüzbinlerce Alman var.

Bunlar Almanya’ya sadakat göstermiyorlar mı? Türklerin çifte vatandaşı söz konusu olduğunda, aynı çevreler, “Suç işleyen bir Türk’ü Alman vatandaşlığı olsa bile Türkiye iade etmiyor” gibi kabul edilmesi mümkün olmayan bir gerekçe gösteriyorlar. Acaba böyle sorunlu kaç olay yaşanmıştır ve yaşanmaktadır? Kaldı ki, suç işleyip Kanada’ya kaçan ve aynı zamanda Kanada vatandaşı olan bir Alman için de aynı durum geçerlidir. Acaba bu durum niye bir sorun olarak görülmüyor da, Türklerin çifte vatandaşlığı sorun olarak görülüyor?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!