Güncelleme Tarihi:
AB Komisyonu tarafından fonlanan iki yıllık proje, akademi ve akademi dışı uzmanları bir araya getirdi. Tanıtımda konuşan uzmanlar, AB’nin siyaset yapıcılarına ve üye devletlere İslamofobiyle mücadelede daha aktif politika yürütmeleri ve yasal zemini güçlendirmeleri çağrısında bulundu.
Proje ekibinin hazırladığı raporun bulgularında, İslamofobinin Müslümanların günlük yaşamını ciddi biçimde etkilediğinin altı çizilerek şöyle denildi:
“İslamofobinin Müslümanların günlük hayatına etkisi, iş hayatından okula kadar yapılan ayrımcılık olarak kendini gösteriyor. Ayrıca, camilere ya da insanlara fiziksel saldırılar, hakaret, tehdit, ya da kamusal alanda doğrudan sözlü ve fiziksel şiddete sıkça rastlanıyor. Bazı saldırılar, eski klişelerden kaynaklanıyor. Diğerleri de yeni düşüncelerden. Saldırıların nedenleri arasında siyasetçiler tarafından oluşturulan politikalar ve Müslümanların medyada yansıtılma biçimi başta geliyor.”
CIK’IN TAVSİYELERİ
Proje üyeleri toplantı sonunda İslamofobiyle mücadeleye karşı söylem geliştirmek için ‘10 adım’ tavsiyesinde bulundu. Buna göre, ‘İslam tehdidi’ kavramıyla mücadele edilmesi ve net biçimde tanımlanması gerektiği birinci madde olarak gösterildi. Diğer maddeler ise şu şekilde sıralandı:
“Dışlayıcı ve ayrıştırıcı devlet projeleriyle mücadele etmek, kültürel ve etnik gruplara yönelik ayrımcılıkla mücadele etmek, çoğulculuğu teşvik etmek, cinsiyetçilikle savaşmak, kapsayıcı gelecek inşa etmek, kurumsal İslamofobiye karşı çıkmak, ayrıştırıcı söylemle mücadele etmek, Müslümanlara yaşam alanı açılması ve Müslümanların seçimle göreve gelerek daha çok temsil edilmesi.”