Güncelleme Tarihi:
Erkek çocuğunun babasından görerek, örnek alarak öğreneceği değerlerle, kız çocuğunun annesinden öğreneceği, örnek alacağı değerlerin ve davranış biçimlerinin hepsi aynı değildir. Bir noktadan sonra baba annenin yerine geçemez, anne de babanın yerine. Geçmeye çalışırsa, çocukların kişilik gelişiminde sorunlar ortaya çıkar.
Babasının gurur duyduğu erkek çocuklarda özgüven duygusu daha iyi gelişir. Aynı şey kız çocukları için de geçerli. Babasıyla olumlu bir ilişkisi olan kızlar, diğer gençlerle daha dengeli bir ilişki kurabilir. Dengeli ve sağlıklı bir ailede ilişkiler geometrideki kareye benzer. Karenin üst ve alt kenarında anne ve baba yer alır. Sağ ve sol kenarında ise kız ve erkek çocuğu. Başka bir deyişle, kız çocuğunun annesine olan yakınlığı ile babasına olan yakınlığı aynıdır. Aynı şey erkek çocuğu için de geçerlidir. Erkek çocuğu da annesine ve babasına aynı mesafede durur.
Ne yazık ki ailelerimizin bir kısmında böyle bir ilişkiler karesi yoktur. Yani aile bireyleri arasındaki yakınlık aynı mesafede değildir. Bilimsel araştırmalarda en çok vurgulanan konu anne ile erkek çocuğu arasındaki yakınlıktır. Aile bireyleri arasındaki ilişkiler yamuğa benzer. Yani ailedeki denge bozulur. Buna psikiyatride s e m b i y o z i s (Symbiose) denir.
Sembiyozis nedir?
Normal bir gelişimde çocuk büyüdükçe ayrı bir kimliği oluşur. Yani annenin ayrı bir kimliği vardır, çocuğun ayrı bir kimliği. Yani iki ayrı kimlik. Sembiyoziste ise bu iki kimlik birbirine karışmıştır. Sonuç olarak ortada sadece bir kimlik vardır. Anne ve çocuk aynı kimliğe sahiptir.
Sembiyozis ilişkisinde anne ile çocuk arasında olması gereken mesafe kaybolur. Mesafe kaybolunca, psişik açıdan anne çocuk gibi olur, çocuk da anne gibi. Sonuç olarak anne çocuklaşmaya başlar. Çocuğun her davranışını bir yetişkin gözüyle objektif olarak değerlendiremez. Bir kavgadan sonra çocuk, ben haklıydım, diyorsa, anne çocuğun bu fikrini hiç düşünmeden benimser. Sonunda her fikrinin doğru olduğuna inanan ve sorumluluk duygusu eksik olan bir çocuk yetişir.
Bebeklik döneminde sembiyotik bir ilişki normaldir ve gereklidir. Fakat çocuk büyüdükten sonra sadece biyolojik göbek bağının kesilmiş olması yeterli değildir. Psikolojik göbek bağının da kesilmiş olması gerekir. Yani çocuğun kendi öz kimliğinin de gelişmesi gerekir. Annenin kimliğine bağımlı olmayan ayrı bir kimliğin.
Bu ayrı kimliği yanlış anlamayalım. Çocuğun anneye veya annenin çocuğa bağımlı olmaması, ikisinin arasında bir bağ kalmaması anlamına gelmez. Anne ile erkek çocuk arasında elbette bir anne-oğul bağı olmalı. Fakat anne-oğul bağımlılığı değil.
Babanın bulunmadığı veya babanın pasif kaldığı ailelerde sembiyotik bir ilişkinin ortaya çıkması kolaylaşır. Yani anne ile oğul arasındaki bağın, bir bağımlılığa dönüşmesi kolaylaşır. Bağımlı bir ilişkide ise, ne anne özgürdür, ne de oğul. Özgür olmayan oğulun ilerde kendi ayakları üstünde durması, hayatla mücadele etmesi zordur. Toplumumuzda bunlara genellikle ana kuzusu denir.
İyi bir baba olmak istiyorsanız, şunları göz önünde tutmanızda yarar var:
Sembiyotik bir ilişkide baba-oğul ilişkisi anne üzerinden kurulur. Kare şeklindeki sağlıklı ilişkide ise, babalar oğullarıyla doğrudan doğruya ilişki kurar. Böylece hem baba-oğul ilişkisi gelişmiş olur, hem de sembiyotik bir ilişki engellenmiş olur.
Günümüzün çalışma şartlarından dolayı, yukarıdaki engellemeyi yapmak kolay olmayabilir. Fakat ne yazık ki, eve para getirmek, parasal baba olmak yetmiyor. Psikolojik baba da olmak gerekiyor. Psikolojik baba olmak istiyorsanız, zaman gerekir. Çocuklarınızla birlikte oynamaya, herhangi bir hobiyi birlikte yapmaya zaman ayırmak. Anne ve baba arasındaki sevgi bağı her ailede istenen düzeyde olmayabilir. Aradığı sevgiyi ve saygıyı eşinde bulamayan kimi anneler, bu sevgiyi ve saygıyı çocuklarında ararlar. Çocukların üstüne fazla düşerler. Gösterdikleri duygu seliyle oğullarının tüm ruhunu adeta boğarlar. Bu nedenle eşlerin birbirini anlaması, sevmesi, hem eşlerin özgür olmasını kolaylaştırır, hem de çocukların.
İyi baba olmak mükemmel baba olmak değildir. İyi bir baba olmak insanın kendisiyle yarışmasıdır. Başka babalarla yarışması değil. İnsanın kendisiyle yarışması, kendini her gün biraz daha fazla geliştirmeye çalıştırmasıdır. D e v a m l ı çaba göstermesidir. "Ben iyi baba oldum artık", dediğiniz an, baba olma sürecinde gerilemeye başlarsınız.
Eşinizden boşanabilirsiniz, fakat çocuğunuzdan boşanamazsınız. Ölünceye kadar babasınız.
Kısacası parasal baba olmakla, psikolojik baba olmak arasındaki dengeyi aşağı yukarı tutturabiliyorsanız, ne mutlu size!