Güncelleme Tarihi:
BERLİN’de görev yapan ve yabancı gazetecilerin sorularını yanıtlayan Alman Sanayiciler Birliği (BDI) Başkanı Dieter Kempf, 2019 yılında Alman ekonomisinde yüzde 0 ile yüzde 0.5 arasında bir büyüme beklediklerini söyledi. Bu büyümenin İngiltere’nin AB’den nasıl çıkacağına bağlı olduğunu belirten Dieter Kempf, anlaşmasız Brexit durumunda Alman ekonomisinde daralma ve küçülme tehlikesi yaşanacağını söyledi.
‘RESESYON TEHLİKESİ VAR’
Kempf buna hazırlıklı olduklarını belirtti ve yatırımları artırmak için sıfır borçlanmayla, borçlanma freni arasındaki boşluktan yararlanmayı planladıklarını vurguladı. Kempf şunları kaydetti: “11 yıl sürekli ekonomik büyümenin ardından bir resesyon tehlikesi var. Oldukça yavaşlayan bir ekonomik büyüme ve buna ek olarak büyük bir yatırım açığımız var. Biz BDI olarak borç frenini hiçbir zaman sorgulamadık. Siyaset son yıllarda daha çok sosyal harcamalara yöneldi. Yatırım ihmal edildi. Bu açığı telafi etmemiz lazım. Sıfır borç ile borç freni arasındaki 12-15 milyar Euro’yla yatırımları canlandırmalıyız. Yıl sonunda Maastricht kriterlerini de yerine getireceğimizden hareket ediyoruz.”
CONDOR’A 400 MİLYON EURO
BDI Başkanı Kempf, tur operatörü Thomas Cook’un iflası sonucu iflas eşiğine gelen Condor Havayolları’nı kurtarmak için Alman hükümetinin yaklaşık 400 milyon Euro kredi kararını sevindirici bulduklarını söyledi. Kempf, Alman sanayiciler olarak Merkel hükümetinin iklim paketini de ‘doğru bir sinyal’ olarak niteledi.
‘İKLİME KARŞI ÖNLEM SADECE SANAYİYLE MÜMKÜN’
Kempf şöyle dedi: “Alman sanayicileri Paris sözleşmesindeki hedeflerin arkasında. Ben de şahsen şuna inanıyorum, insanların sebep olduğu iklim değişikliğine karşı ekonomi ve sanayi olarak hepimizin yoğun katkıda bulunması gerekiyor. İklim bilimcisi değilim. Ama iklim bilimcilerine inanıyorum. İklim değişikliğine karşı önlemler sadece sanayiyle mümkün. Biz enerji ihtiyacımızın yüzde 75-80’ini yabancı ülkelerden karşılıyoruz. İklim hedefine ulaşmamız için bir yol bulmamız lazım. Hatta teknik olarak mümkünse daha fazla katkıda bulunmalıyız. Ama verimli ve modern sanayiyi korumak kaydıyla. Hükümet doğru bir yön buldu. Elbette CO2 ücretlendirmesinin düşük olduğu yönünde eleştiriler var. Ama enerji fiyatları çok güçlü artırılırsa, anahtar sanayi olan alüminyum ve kimya sanayiyi kaybederiz. İklim paketi sanayi ve sivil toplum için doğru bir sinyal. Doğal kaynakları istediğimiz gibi kullanma anlayışı artık sona erdi.”