Güncelleme Tarihi:
KRİZLER PEŞ PEŞE GELDİ
Evet...
Şu andaki koalisyon hükümeti zor bir dönemde göreve geldi.
Şansölye Scholz, çok sıkıntılı bir dönemde koltuğuna oturdu.
Dünyayı olduğu gibi Almanya’yı da yakıp kavuran Covid-19 belasının üstesinden gelmek için kafa yorarken, koltuğuna oturduktan 2.5 ay sonra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 24 Şubat 2022’de Ukrayna’ya savaş açtı.
Çok geçmeden de NATO ülkelerinin ve Avrupa Birliği’nin (AB) uyguladığı yaptırımlar nedeniyle Putin, bazı ülkelere olduğu gibi Almanya’ya da petrol ve doğalgaz ithalini durdurdu.
Ülkede tüketilen enerjinin yarıya yakınını yıllardır Rusya’dan tedarik eden Almanya’nın yeni Başbakanı Olaf Scholz, beklenmedik bu gelişme nedeniyle ciddi bir şaşkınlık yaşadı.
Neyse ki, çabuk toparlanıp Norveç, Hollanda gibi Avrupa ülkeleri ve bazı Arap ülkeleriyle pazarlık ederek Almanya’nın enerji krizini yara almadan atlatmasını sağladı.
Başlangıçta “Bizim yasalarımıza göre savaş bölgelerine silah vermemiz, silah satmamız yasak” diyerek Ukrayna’ya silah gönderilmesine karşı çıktı.
Ancak ABD’nin, AB ülkelerinin çoğunun ve Almanların büyük bir bölümünün bastırması üzerine tutum değiştirmek zorunda kaldı ve Ukrayna’ya Alman tankları, füzeleri gönderilmesine “Evet” dedi.
Aslında yasalara göre yaptığı doğru olduğu halde, bu kararsız tutumu Scholz’un halkın gözünden düşmesine yol açtı.
BAVYERA VE HESSEN HEZİMETİ
Olaf Scholz’un başbakanlığı döneminde 2022 yılında Saarland ve Aşağı Saksonya’da yapılan eyalet seçimlerinden SPD ‘en güçlü parti’ olarak çıktı.
Ancak aynı yıl Kuzey Ren Vestfalya (KRV) ve Schleswig-Holstein’da yapılan seçimlerde hezimete uğradı.
Bu yılın başlarında Berlin’de yapılan seçimleri kaybederek iktidardan olan SPD, Bremen’de oy oranını artırarak Yeşiller ve Sol Parti ile koalisyonu sürdürme onayını aldı.
8 Ekim 2023’te Bavyera’da ve Hessen’de yapılan seçimlerde ise hezimete uğradı.
Bavyera’da toplam oyların sadece yüzde 8.4’ünü alan SPD, iktidardaki CSU ile Özgür Seçmenler (FW) ve sağ popülist AfD’nin gerisinde kaldı.
Hessen’de de CDU ve AfD’den daha az oy aldı.
GERÇEKLERDEN ÇOK UZAK
İşte bu gelişmeler ışığında başkent Berlin’de cuma günü başlayan ve pazar günü sona eren SPD kurultayında gerçeklerden çok uzak bir atmosfer sergilendi.
Partide her şey güllük gülistanlıkmış bir atmosfer yansıtıldı.
SPD Eş Başkanları Saskia Esken ile Lars Klingbeil ve partinin Genel Sekreteri Kevin Kühnert, koltuklarını korudu.
Kurultayın ikinci günü kürsüye çıkan Şansölye Olaf Scholz, yaklaşık 50 dakika süren konuşmasında, hükümetin pandemi ve enerji krizini Almanya’nın yara almadan atlatması için doğru kararlar aldığını söyledi.
Asgari saat ücretini artırdıklarını, Yurttaş Parası’nı hayata geçirdiklerini, kriz döneminde hem vatandaşların hem de işletmelerin yanında olduklarını vurguladı.
Almanya’nın SPD’li ilk Başbakanı Willy Brandt ile kendisinden görevi devralan Helmut Schmidt’in barış ve sosyal devlet politikasını sürdürmeye kararlı olduklarının altını çizerken, Federal Anayasa Mahkemesi’nin kararı nedeniyle 2024 yılı bütçesinde meydana gelen 20 milyar hacimli boşluğa rağmen “Sosyal devleti koruyacağız” sözü verdi.
İleriye dönük olarak ‘pembe bir tablo’ çizen Scholz, konuşmasını bitirdikten sonra delegeler ve konuklar tarafından ayakta alkışlandı.
Anketlerde diplerde olan Şansölye Scholz, dakikalarca ayakta alkışlandı.
Hem de 5 dakika boyunca.
*
Evet...
SPD kurultayında tam bir dayanışma sergilendi.
Ama sosyal demokratların ‘anıt adamı’ Willy Brandt ve Helmut Schmidt döneminde yüzde 40’ların üzerinde oy alan SPD’nin şu anda ‘halk partisi’ konumundan uzaklaşıp adeta ‘can çekişmekte’ olduğu görmezden, duymazdan gelindi.