Güncelleme Tarihi:
Kısa sürede oldukça yoğun görüşmeler yapıldı. Üç federal milletvekilinin bulunduğu dokuz kişilik heyet AKP'den Başkan Yardımcıları Dengir Fırat ve Egemen Bağış, Bakan Mehmet Şimşek, TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış, Dış İşleri Komisyonu Başkanı Murat Mercan, milletvekilleri Burhan Kayatürk ve Prof. Dr. Yusuf Ziya İrbeç ile görüştü. Ayrıca AB Genel Sekreterliği'nin başındaki Büyükelçi Oğuz Demiralp, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez, AB Büyükelçisi Marc Pierini, gazeteciler Yalçın Doğan, Nur Batur, Muharrem Sarıkaya ve Murat Yetkin ile de görüş alış verişi olanağı oldu.
Alman milletvekilleri "Türkiye'de İnsan Hakları" konusunu ele almak amacıyla bu alanda aktif konumda olan sivil toplum temsilcileri ve avukatları ile görüştüklerinde polisten, mahkemelerden ve vaat edilip de gerçekleştirilmeyen reformlardan şikayet edildi. Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Türkel de hükümetin işçilere yönelik uygulamalarını eleştirdi. DTP'li politikacılar Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, Sırrı Sakık ve Akın Birdal da kaçırılan şansı dile getirdiler. Onlar da AKP'nin yasaklar konusunda kendi "başı derde girdiğinde" demokrasiyi hatırladığından yakındılar. AKP'li muhataplar dışında kimse Türkiye'nin gidişinden memnun değildi. AKP'nin de yasaklamalar konusunda dile getirdiği sıkıntılar düşünülecek olursa aslında Türkiye oldukça sorunlu bir ülke resmi sunmakta. SHP Başkanı Murat Karayalçın ile de görüşen SPD Heyeti CHP ile görüşmedi.
Heyet Almanya'ya döndüğünde sanırım kafalar Türkiye konusunda gezinin başladığı günden çok daha karışık olacak. Yola çıkarken AKP'nin Türkiye'de demokrasi, insan hakları ve AB reformları konusunda yapıcı bir rol oynadığına inanılmaktaydı. Ancak görüşülen muhatapların dile getirdiği aksaklıklar ve eleştirilen uygulamalar durumun dışarıdan gözüktüğü gibi olmadığı konusunda şüphelere neden oldu. Gerçi tüm muhataplar AKP'nin hali hazırda alternatifinin de olmadığını ve CHP ya da MHP gibi partilerin Türkiye için bir gelecek sunmalarının söz konusu olamayacağını da belirttiler.
Öte yandan SPD Heyeti "demokratik bir şekilde seçilenlere mahkemeler üzerinden yasaklar getirilmesini" anlamanın mümkün olmadığını sürekli dile getirdi. Özellikle AKP ve DTP'nin yasaklanması durumunda büyük bir seçmen kitlesi tarafından seçilmiş partilerin parlamento dışı bırakılmasını sanırım değil Almanya'da AB ülkelerinin hiç birinde anlaşılır bir şekilde anlatabilmek mümkün olmayacaktır. Yani anlayacağınız sadece Almanlar için bir sorun değil Ankara'yı anlayabilmenin zorluğu!