Güncelleme Tarihi:
31 Aralık 2020’de Brexit süreciyle birlikte sona eren vize türü kapsamında geçen yıl rekor sayıda başvuru gerçekleşmişti. İçişleri Bakanlığı istatistiklerine göre 2020 yılında yapılan başvurular, bir önceki yıla göre yüzde 670 artarak 31 bin 51 olarak gerçekleşmişti. 2019’da toplam 4 bin 18 başvuru olduğuna işaret eden İçişleri Bakanlığı, geçen yılın sadece son üç ayında 20 binden fazla Türk vatandaşının Ankara Anlaşması olarak bilinen ECAA kapsamında vize talebinde bulunduğunu aktardı. 2020 yılı boyunca toplam 4 bin 785 Türk vatandaşına Ankara Anlaşması kapsamında oturum veren İçişleri, bu yıl ise binlerce kişinin başvurusunu ise reddetti. Bakanlığın, ocak-mart dönemini kapsayan ilk 3 aylık verilerine göre, başvurusu değerlendirilen toplam 12 bin 457 kişinin 10 bin 619’u ‘ret’ cevabıyla karşılaştı. Başvuruların yüzde 85’ten fazlasına olumsuz yanıt veren Bakanlık, sadece 1783 kişinin başvurusunu onayladı. İstatistiklere göre 2005-2021 yılları arasında, 30 binden fazlası sadece geçen yıl olmak üzere toplam 46 bin Ankara Anlaşması kapsamında vize başvurusu gerçekleştirildi. Bu başvurulardan 17 bin 187’sine ret veren Bakanlık, 12 bin 248 başvuruya da olumlu yanıt verdi.
‘KURALLAR KATI YORUMLANIYOR’
Bakanlığın istatistiklerini değerlendiren avukat Nicol Lamaa, özellikle Brexit’in yürürlülüğe gireceği 1 Ocak tarihinden önceki son bir ayda yapılan başvuruların yoğun olarak reddedildiğinin gözlemlediğini kaydetti. Londra merkezinde faaliyet gösteren Stoke White adlı avukatlık bürosu uzmanlarından Lamaa, İçişleri Bakanlığı’nın resmi bir politika değişikliğine gitmemekle birlikte, Ankara Anlaşması başvurularının Brexit ve son yıllarda göçmenlik yasalarında yapılan düzenlemelerin etkisiyle değerlendirildiğinin anlaşıldığını söyledi: “Kuralları daha katı yorumluyorlar. Örneğin bir iş planı zorunluluğu olmadığı halde pek çok dosyayı iş planlarını gerekçe göstererek reddediyorlar. Ankara Anlaşması gibi göçmen girişimcilere hangi sektörden olursa olsun, kendi mesleklerinde ticaret yapma olanağı sunan vize türleri, yerini, inovatif olarak nitelendirilebilecek kişi ve mesleklere bıraktı. Girişimcilerin mesleki formasyonlarını öne çıkaran, inovasyona uyumlu meslek gruplarına öncelik veren bir vize uygulaması söz konusu. Bu anlayış binlerce kişiye ret verilmesinin en önemli nedenlerinin başında geliyor. Çoğu zaman subjektif, yeterince detaylı incelenmeden yapılan retlere karşı tek itiraz yolu, dosyanın yeniden değerlendirilmesini istemek. ‘Administrative review’ olarak adlandırılan bu yöntem de maalesef daha çok eksik evrak veya İçişleri Bakanlığı hatalarında işe yarıyor. Personelin yaptığı değerlendirmelerin ve yorumların yeniden gözden geçirilmesi için etkisi bulunmuyor. İçişleri Bakanlığı kararını mahkemeye taşıyarak yeniden değerlendirme istemek ise hem zaman açısından oldukça uzun bir süreç hem de daha maliyetli oluyor.”
ANKARA ANLAŞMASI’NDAN DOĞAN HAKLAR
Ankara Anlaşması, 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara’da, Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) arasında imzalanan ortaklık anlaşmasıdır. Anlaşma, Ek Protokol ve Ortaklık Konseyi Kararları ile birlikte AET hukukunun bir parçası. Avrupa Adalet Divanı, AET üye devletlerine saygı ve AET yasaları gereğince Türk vatandaşlarına ve işletmelere özgü haklar vermeye karar verdi. Ankara Anlaşması kapsamında ilgili şartları sağlayabilen Türk Vatandaşları bu vize kapsamında oturum hakkı, İngiltere’de yeni bir iş kurmak veya mevcut bir işletmeyi yönetmek için başvuru yapabiliyor.