Ahmet KÜLAHÇI
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 18, 2024 08:45
Almanya’nın eski Başbakanı Angela Merkel’in anılarını içeren kitabının bu yıl kasım ayında okuyucuyla bulaşacağını okuyunca, kendimi birden 1990’lı yılların başlarında buluverdim.
9 Kasım 1989’da ‘Berlin Duvarı’ çöktükten sonra 18 Mart 1990’da eski Doğu Almanya olarak bilinen Alman Demokratik Cumhuriyeti’nde (DDR) yapılan ilk ‘özgür seçimde’ Lothar de Maiziere başbakanlık koltuğuna oturdu.
Doğu Almanya’nın seçimle gelen ilk ve son başbakanı olanı de Maiziere, Angela Merkel’i Hükümet Sözcü Yardımcısı yaptı.
Ben o zamanlar ‘Batı Almanya’ olarak bilinen Almanya Federal Cumhuriyeti’nin başkenti Bonn’da Hürriyet’in temsilcisiydim.
İşte ilk kez o günlerde televizyon ekranlarında gördüm Angela Merkel’i.
Çok geçmeden Yabancı Gazeteciler Cemiyeti (VAP) olarak Doğu Berlin’de Başbakan Lothar de Maiziere ile bir araya geldik.
Hükümet Sözcü Yardımcısı Angela Merkel eşlik etmişti kendisine.
Merkel’le ilk kez o toplantıda karşılaştım şahsen.
Utangaç, ama çok sempatikti.
1990’DA MİLLETVEKİLİ SEÇİLDİ
İki Almanya 3 Ekim 1990 tarihinde Almanya Federal Cumhuriyeti çatısı altında resmen birleştikten sonra ‘Birleşik Almanya’da 2 Aralık 1990’da yapılan genel seçimlerde Angela Merkel milletvekili seçilerek Federal Meclis’e girdi.
Dönemin CDU’lu Başbakanı Helmut Kohl, CDU/CSU’nun FDP’yle yeniden kurduğu koalisyon hükümetinde Merkel’i Federal Kadınlar ve Gençlik Bakanı yaptı.
Kohl, “Maedchen” (kız çocuğu) dediği Merkel’e sahip çıkarak daha sonraki yıllarda Federal Çevre, Doğa Koruma ve Reaktör Güvenliği Bakanı olarak görev verdi.
O dönemlerde Angela Merkel’le Bonn’daki bazı etkinliklerde karşılaştım.
Helmut Kohl, 1998 yılında genel seçimleri kaybedince CDU Genel Başkanlığı’nı da bıraktı ve yerine geçen Wolfgang Schaeuble, Merkel’i Genel Sekreterliğe getirdi.
Adı parti bağışı skandalına karışan Helmut Kohl, “Kendilerine şeref sözü verdim” diyerek bağışta bulunanların isimlerini vermemekte diretince, Genel Sekreter Merkel’in günlük gazetelerden Frankfurter Allgemeine Zeitung’da (FAZ) bir makalesi yayımlandı.
Merkel, o yazısında, “Parti, yürümesini öğrenmeli, gelecekte de kendisini ‘eski savaşçı’ olarak niteleyen Helmut Kohl gibiler olmadan da politik rakiplerine karşı mücadele etme güvenine sahip olmalı. Reşit olup da evden ayrılanlar gibi, parti kendi yolunda yürümeli, kendi ayakları üzerinde durmalı” diyerek Kohl’ü birden devre dışı bırakıverdi.
Bu makalesi nedeniyle Merkel’i “Baba katili” olarak niteleyenler bile oldu.
TÜRKLERE ÖVGÜLER YAĞDIRDI
Kohl’den sonra Schaeuble’nin de adı parti bağışı skandalına karışınca Angela Merkel, 16 Şubat 2000’de CDU Genel Başkanı seçildi.
Kısa bir süre sonra Angela Merkel’le başkent Berlin’de CDU Genel Merkezi’nde uzun bir söyleşi yaptım.
Almanya’daki Türklere ve Türkiye kökenlilere övgüler yağdırdı.
“Almanya Türklere çok şey borçlu. Türklere minnettarız” dedi.
2005-2021 yıllarında Almanya Başbakanı olarak aralıksız 16 yıl görev yapan Angela Merkel’le birkaç kez söyleşi yaptım.
14 Eylül 2006’da Hürriyet Gazetesi’nin Frankfurt yakınlarındaki Mörfelden-Walldorf’taki tesislerini birlikte ziyaret ettik.
Gazetenin o dönemdeki sahibi Aydın Doğan ve ailesi ev sahipliği yaparken Başbakan Merkel, Hürriyetçilerle tam 4.5 saat geçirdi.
6 Ekim 2006’da Merkel’in Türkiye’ye yaptığı resmi ziyarette katıldım.
Yolculuk ettiğimiz ‘devlet uçağında’ kendisiyle söyleşi yaptım.
‘BAKIN BUGÜN HÜRRİYET’TESİNİZ’
12 Temmuz 2007’de Merkel’in ev sahipliğinde başbakanlıkta düzenlenen ‘2. Uyum Zirvesi’ne Hürriyet adına ben katıldım.
Öğleye doğru toplantıya ara verildiğinde, başkalarından istenmezken, hükümetin Türkiye’den gelecek eşlerden Almanca bilmelerinin istemesi politikası nedeniyle o gün ‘Düpedüz ırkçılık’ manşetiyle yayınlanan Hürriyet’i göstererek, “Bakın bugün Hürriyet’tesiniz” dedim ama içeriğini söylemedim.
Toplantı bittikten sonra düzenlenen basın toplantısında, Alman meslektaşlar manşeti tercüme edip, “Buna ne diyeceksiniz?” diye sordular.
“Böyle durumlarda her zaman olduğu gibi basın özgürlüğü vardır diyorum. Bu benim yazılan her şeyle hemfikir olduğum anlamına gelmez. Karşılıklı olarak birbirimizi doğru ve somut bir şekilde enforme etmemiz gerektiğini düşünüyorum” yanıtını verdi.
Sigmar Gabriel, Angela Merkel, Ahmet Külahçı‘İŞTE UYUM BİZİZ’
2013 yılında CDU/CSU ile SPD arasında ‘Koalisyon Protokolü’ imzalandıktan sonra verilen kokteylde, SPD lideri Sigmar Gabriel beni görünce yanıma geldi ve “Çok iyi yaptık değil mi?” dedi.
Belli ki, Türkiye kökenli Aydan Özoğuz’un Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanlığı’na getirilmesini kastediyordu.
Bizim sohbet ettiğimizi görünce Başbakan Angela Merkel de yanımıza geldi ve “Merhaba” dedikten sonra da aynı olguyu kastederek “İşte uyum biziz” dedi.
Tabii bu sahneyi orada bulunan Alman ve diğer yabancı medya mensupları şaşkın şaşkın izledi.
Başbakan Angela Merkel’le daha sonraki yıllarda da söyleşiler yaptım.
Gördüğü her yerde yanıma gelerek “Merhaba” derdi.
Evet...
İşte, Angela Merkel’in ‘yoldaki anıları’, anıları canlandırdı.