Deutsche Welle
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 17, 2014 09:31
Almanya'da ırkçı şiddetle daha etkin şekilde mücadele için harekete geçen Aşağı Saksonya Anayasayı Koruma Dairesi, göçmen örgütlerle birlikte bir reform taslağı hazırlıyor.
Almanya'da aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yer altı Örgütü NSU'nun 8'i Türk, 10 kişinin katili olduğu ortaya çıkınca, gözler güvenlik birimlerine çevrilmişti. Özellikle ırkçı motifli suçları takip eden Anayasayı Koruma Dairesi, NSU'nun ortaya çıkarılmasında başarısız kaldığı gerekçesiyle eleştirilerin de hedefi haline gelmişti. Eleştiriler sadece istihbarat yetersizliğiyle sınırlı kalmıyordu. Üst düzey yetkililerin ihmalleri, yanlış yönlendirmeleri, muhbirlerin hataları da eleştirilen diğer hususlardı.
Alman hükümeti, NSU cinayetleriyle ilgili gecikmeden dolayı özür diledi. Ve ardından özellikle istihbarat konusunda yapılan hataların bir daha tekrarlanmaması için acil önlemler alınacağının sözünü verdi. Şimdi bu sözler yerine getiriliyor. Aşağı Saksonya Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi göçmenlerin de görüşlerini alarak bir reform paketi hazırlıyor.
Aşağı Saksonya öncü oldu
Almanya'da federal hükümet aşırı sağla daha yoğun şekilde mücadele için düğmeye basarken, eleştirilerin hedefindeki anayasayı koruma daireleri de kendi içlerinde yeni yapılanma yollarına yöneldi.
Bu konuda en etkili adımı Aşağı Saksonya Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi attı. Geçen yıl reform çalışmalarına başlayan daire, Almanya'da bir ilki gerçekleştirerek, tüm göçmen kuruluşlarını da bu reform sürecine dahil etti.
Çevredeki göçmen temsilcilerinden fikirleri alındı, önerileri değerlendirildi. Şu sıralara reform üzerine çalışmalar sürüyor.
Anayasayı Koruma Dairelerine daha demokratik ve etkili bir yapı kazandırmayı amaçladıklarını belirten Aşağı Saksonya Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi Başkanı Maren Brandenburger , "Daha etkin şekilde, şeffaflık ilkesiyle kendimizi kamuoyuna açmak istiyoruz. Aşırı suçları sadece analiz edip, dosyalara yerleştirip, rafa kaldırmak niyetinde değiliz. Elde ettiğimiz istihbaratı ve olası tehlikeleri kamuoyuyla paylaşmak amacındayız. Özellikle aşırıların hedefinde olan göçmen gruplarıyla bu bilgileri paylaşmak istiyoruz. Aynı zamanda aşırı sağcıların hedefinde bulunan grupların da neler düşündüğünü ve durumlarını bilmek istiyoruz” dedi.
NSU ders oldu
NSU çetesinin Almanya'da 10 yıl boyunca ırkçı cinayetler işlediğini belirten Brandenburger, söz konusu çetenin vaktinde ortaya çıkarılamamasının kendileri için bir ders anlamına geldiğini belirterek öncelikle amaçlarının Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü'nde (NSU) olduğu gibi daha önceki hatalardan dersler çıkarmak olduğunu söylüyor. Anayasayı Koruma Dairesi olarak, yaşanan bu deneyimlerden sonuç elde etmek istedikelirin belirten Brandenburger, NSU'daki ihmal, yanlış değerlendirmeler, güvenlik birimleri arasında işbirliğindeki aksamalarını irdeleyip, bir reform hareketi başlattıklarını vurguluyor.
"Fildişi kuleden iniyoruz"
Brandenburger, özellikle Afrikalı, Müslüman ve Yahudi temsilcilerinin de görüşleri doğrultusunda yürütülen reform çalışmalarının içeriğiyle ilgili şöyle konuşuyor:
“Standartlar belirlemekle işe başladık. Mesela muhbirleri nasıl, seçiyor, nasıl yetiştiriyor ve nasıl yönetiyoruz? Operasyonları nasıl yöneteceğimize dair standartlar geliştirdik. Elemanlarımızı bir defaya mahsus değil, sürekli eğitimlerden geçiriyoruz. Bunun gibi konseptler geliştirdik. Anayasayı Koruma Dairesi'ni, fildişi kulelerinden halkın içine taşımak istiyoruz. Halkla daha güçlü diyalog kurmak amacındayız.”
Sürekli Almanlarla konuşulması yanlıştı
Almanya'daki anayasayı koruma dairelerinde görev yapan tek kadın başkan olan Brandenburger, önceden yapılan en büyük hatayı ise diyalog ortamının sağlanamaması olarak görüyor. Sürekli çoğunluk toplumuyla konuşulmasından şikayet eden Brandenburger, aşırı sağ tehdit altında kalanlarla yeteri kadar görüş alışverişinde bulunulmamasını bir hata olarak değerlendiriyor.
NSU sürecinde yaşanan skandalların halkta, özellikle de göçmenlerde güven sorununa yol açtığını ifade eden Brandenburger, yeniden güven kazanmak için izleyecekleri yolu şöyle özetliyor:
“Kurumumuza yönelik güveni yeniden tesis etmek istiyoruz. Bunu kamuya açılarak ve şeffaflık ilkesini yaygınlaştırarak yapacağız. Elbette işimizi de iyi yaparak bu güveni kazanacağız. Irkçılarla ilgili analizlerimizi ve değerlendirmelerimizi yaptıktan sonra mümkün olduğunca halka bunları açıklayacağız. Bunları yaparken de elemanlarımızda, yapılanmalarımızda uygulamasına geçeceğiz. Kurum içinde özeleştiri kültürü oluşturup, yanlışlarımızı konuşacağız. Hata yapan elemanlarımızla konuşup, bu hatalardan ders çıkarılmasını sağlayacağız. “
Brandenburger, Almanya'da benzeri olmayan çalışmalarının diğer kurumlara örnek teşkil etmesinden memnuniyet duyacaklarını da sözlerine ekliyor.