Güncelleme Tarihi:
Bu sorunun cevabını, hukukçu olmamama rağmen, edindiğim bilgilere göre değerlendirmeye çalışacağım. Fakat bundan önce bu konuda „Frankfurter Allgemeine Zeitung“ FAZ’de nisan/mayıs 2008’de, yani tam Türkçe Gönüllülerinin 2008 mart sonu NRW eyaletinde „anadili kampanyasının“ akabinde yapılan bir tartışmaya dikkatinizi çekmek istiyorum (http://lesesaal.faz.net/limbach/exp_forum.php?rid=10).
Anadilleri korumak devletin görevidir (Seyran Ateş)
Bu tartışma platformunda avukat Seyran Ateş’in söylemiyle konuyu şu şekilde özetleyebiliriz: „Anadili konusunda bir temel hak yok. Çok kültürlü toplumların, göçmen kabul eden ülkelerin, göçmenlerin anadillerinin yok olmaması ve hatta yasaklanmaması için kanuni bir sorumluluğu vardır“. Es gibt kein Grundrecht auf Muttersprache. Eine multikulturelle Gesellschaft, ein Einwanderungsland trägt jedoch eine auch - gesetzliche Verantwortung dafür, dass "Muttersprachen", "Herkunftssprachen" mit der Einwanderung in das Land nicht ausgelöscht oder gar verboten werden. “
„Anadilini iyi bilen almancayı da daha iyi öğreni“ söylemi bir efsanedir (Feridun Zaimoğlu)
Bakın aynı tartışmada Feridun Zaimoğlu ne diyor: „Bana ‚anadillerini iyi bilen çocukların almancayı da daha iyi öğrenirler’ dendiği zaman ben hep tuhaf bakmışımdır. Bu bir efsanedir. Buna böyle inanmak isteniyor, çünkü liberal ve orta kesimde çok dillilik çok önemlidir. Fakat aynı gerçeği işçi kesimine uyarlamak mümkün değildir. Ich habe immer ein bisschen scheel geguckt, wenn man mir weismachen wollte, dass nur Migrantenkinder, die ihre Muttersprache gut beherrschen, das Deutsche besser lernen. Das ist ein Mythos. Man möchte das glauben, weil in den liberalen, bürgerlich angehauchten Kreisen Bilingualität ein hoher Wert ist. Aber diese Leute übertragen bürgerliche Verhältnisse auf solche der Unterschicht und das klappt nicht.“
Alman devleti temel hak olarak anadillerini destekleme zorunda değil (Cem Özdemir)
Aynı forumda Yeşiller eşbaşkanı Cem Özdemir şöyle demekte: “Alman devleti temel hak olarak göçmenlerin (bir çok) anadillerini destekleme zorunda değil. Buna rağmen çocukların anadillerini eğitim sistemi içerisinde öğrenme ve korumada desteklememesine bir engel yok. Der deutsche Staat ist nicht per Grundgesetz oder Grundrecht verpflichtet, die (zahlreichen) Muttersprachen seiner eingewanderten Bevölkerung aktiv zu fördern. Dennoch spricht nichts dagegen, Kinder aus Einwandererfamilien (von denen inzwischen viele deutsche Staatsbürger sind) dabei zu unterstützen, ihre Muttersprache zu lernen bzw. zu pflegen, etwa im Rahmen unseres Bildungssystems. “
Anadilin temelini öğrenmek kaçınılmaz bir şarttır
Yukarıdaki açıklamaları kendi açımdan fazla değerlendirmek istemiyorum. Fakat özellikle Feridun Zaimoğlunun açıklaması bana çok garip geldi ve bu konuda „midesiyle“ değil „beyniyle“ konuşmasını tavsiye ediyorum. Hangi bilimsel verilere dayanarak böyle konuşuyor merak ediyorum doğrusu. Elbette iyi almanca öğrenmek için anadillerini bilmek gerekmiyor, zira anadilini bilmeden çok iyi almanca öğrenmek elbette mümkün. Fakat sosyalizasyonunu anadiliyle başlayan çocuklarda (bu Almanya’da yaşayan Türkler için olağan durumdur) ikinci dilleri öğrenebilmek için anadilin temelini öğrenmek kaçınılmaz bir şarttır ve bilimsel olarak da defalarca kanıtlanmştır.
Peki azınlıkların gerçekten anadillerini öğrenme hakkı yok mu?
Almanya’da Danimarkalılar, Sorblar ve Frezler (Friesen) dışında kabul görmüş azınlıkların dışındaki göçmen grupların böyle bir kanuni hakkı yok. Buna rağmen alışılmış uygulamaya ve eşit haklar ölçüsü çerçevesinde böyle bir „hakkı“ özellikle NRW eyaletinde talep edebilirz. Bu konuda elimde olan bir mahkeme kararında konu şu sekilde yorumlanıyor: Konuyla ilgili olarak, davacıların öznel olarak talep ettikleri kamu hakları konusunda aşağıdakileri sayabiliriz.
1) Velilerin çocuklarının eğitim ve terbiyesinde karar verme hakları.
Das Recht der Eltern, die Erziehung und Bildung der Kinder zu bestimmen (Art.8 Abs 2 Satz 1LV NRW, Art.6 Abs. 2 Satz 1 GG).
2) Velilerin çocuklarının eğitim, terbiye ve kişisel desteğin korunması hakkı
Das Recht der Eltern, dass das Recht der Kinder auf schulische Bildung, Erziehung und individuelle Förderung gewahrt wird (§ 1 Abs 1 Satz 1 SchulG NRW, Art. 8 Abs.1 Satz 1 LV NRW, Art. 2 Abs 1 GG).
3) Eşitlilik hakkı; eski eğitim ve kültür bakanlığı (Kultusministerium NRW) tarafından 23.03.1982 yayınlanmış olan kararname (BABI NRW sayfa 140) ve en son 19 mayıs 2005’deki „yabancı çocuklara dersler“ geçerli şekliyle kabul gören ve uygulama çerçevesinde edinilmiş hak.
Das Recht auf Gleichbehandlung (Art 3 Abs 1 GG) in Verbindung mit der auf dem Runderlass des früheren Kultusministeriums vom 23.03.1982, GABI NRW S.140, in der Fassung vom 19. Mai 2005 „Unterricht für ausländische Schülerinnen und Schüler“ (bereinigte Fassung: BASS 13-63 Nr. 3) beruhenden Verwaltungspraxis.
Sonuç olarak şunu belirtmekte fayda vardır. Hiç bir zaman hiç bir ülkede azınlıklara hak ettikleri hukuki haklar mücadele etmeksizin verilmemiştir. Öyle bir hakkımız var ise (Almanya hukukunda olmasa da uluslararası anlaşmalara göre var) Almanya Türk toplumu olarak, siyasi görüşleri ne olursa olsun, birleşerek dayanışma içine girerek anadili hususunda birlikte mücadele ederek bir çok hak pekala alınabilinir. Böyle bir hakkın olmadığını düşünsek bile, hak yaratmak gene bizim elimizdedir. Fakat bunun için çetin bir siyasi ve kültürel ve toplumsal bir mücadele şarttır.