Güncelleme Tarihi:
Almanya Türk Toplumu (TGD) Genel Başkan Yardımcısı, Hessen Türk Toplumu Başkanı Atila Karabörklü, Hessen Kültür Bakanı Prof. Dr. Alexander Lorz’a gönderdiği açık mektupta, Yeşiller ile CDU’nun imzaladığı koalisyon anlaşmasına uyulmasını, köken dili olarak Türkçenin desteklenmesini istedi.
Bu talebin TGD, Almanya Türk Öğretmenler Dernekleri Federasyonu (ATÖF) ve Türk Veli Dernekleri Federasyonu (FÖTET) tarafından da desteklendiğini belirten Karabörklü, düşünce ile kimliği oluşmasını sağlayan, bir kültürün önemli elementi olarak dilin, eğitim ve öğretimden ayrılamayacağını vurguladı.
Karabörklü, mektubunda şöyle dedi:
“Anadil zorunlu ders olarak 1’den 10’uncu sınıfa kadar 1997 yılına kadar okutuldu. 1999 yılında başlatılan uygulamayla 1 ile 6’ncı sınıflarda zorunlu ders, yedinci sınıftan itibaren ortaokul ve liselerde seçmeli ders olarak okutulmaya devam edildi. Öğrenciler için bu derse katılım zorunlu, notlar sınıfı geçmede etkili idi. Ancak yapılan düzenlemeyle Ağustos 1999’dan itibaren anadilde sorumluluk adım adım Hessen Eyaleti’nden alınıp ilgili ülkelere verildi. Son 15 yılın tecrübesi çok olumsuz bir tablodur. Bazı anadillere öğrenci talebi aşırı derece düştü, bazı dillerde ise ders hiç yapılmıyor. Bu durumun başlıca nedenleri şunlardır:
İŞTE NEDENLERİ
- Derste artık notun verilmeyişi
- Köken dili değerinin, yemek, futbol gibi derslerin düzeyine indirgenmesi
- Derslerin yalnızca öğleden sonra, okul kapanma saatine yakın bir zamanda yapılması
- Ders saatlerinin en aza indirilmesi
- Azalan öğretmen sayısının konsolosluk öğretmenleriyle takviye edilmesi. İlgili ülkelerin yaşam ve öğrenim gerçeği ile müfredatın çelişmesi, farklı hedeflerin olması
- Her beş yılda değişen konsolosluk öğretmenlerinin (az ya da hiç Almanca bilmemelerinden kaynaklanan) büyük uyum sorunu
- Derslerde kalitenin giderek düşmesi...
Daha eklenebilecek faktörler nedeniyle Türkiye dışında ülkelerin dillerinde dersler sonlandırılmıştır. Bu örnekler köken dili derslerini konsolosluklara vermenin, ters etki yarattığını gösteriyor. Almanya’nın siyasi çevrelerinin Türkçe derslerinin uyumu engelleyen bir faktör olduğu yönündeki endişenin sebebi bu nedenledir. Köken dili derslerinin azalması, ders veren grup sayısının artmasına neden olmuştur. Ancak bu derslerin içeriği ile değer ve hedef anlayışı kuşkuludur.
ZARAR VERİYOR
Düşünce ile kimliği oluşmasını sağlayan, bir kültürün önemli elementi dilin, eğitim ve öğretimden ayrılamaz. Uyum için göçmen kökenli çocuk ve gençler, bütün bir ‘ben’ olarak okulda yer almalı. Kimliklerinin önemli parçası dili ayırmak, gelişimlerinde ve uyum isteği ile becerisinde tamiri mümkün olmayan zararlar veriyor.
Bu nedenle hükümetinizi, koalisyon anlaşmasının gereğini yerine getirmeye, köken dilinin desteklenmeye ve dersin gereği gibi verilmesini, yeniden önem kazandırılmasını, sorumluluğu Hessen Eyaleti’ne alınmasını sağlamaya çağırıyoruz.”
SOL PARTİ’DEN DESTEK
Hessen Meclisi’nde grubu bulunan Sol Parti, Hessen Türk Toplumu’nun ‘anadil dersleri yeniden müfredata alınsın’ talebine destek verdi. Sol Parti Hessen Meclisi Grubu Uyum Sözcüsü Barbara Cardenas, anadilin 1999’da Roland Koch başbakanlığındaki CDU-FDP koalisyon hükümeti tarafından müfredattan çıkardığını belirterek şöyle dedi:
“Pek çok göçmen bu adımı bir dışlama olarak algılamıştı. Köken dilini konsolosluklara bırakmak yanlış bir politikadır. Köken dilini vermek okulların görevidir. Bunun için öğretmen ataması yapılmalıdır. Köken dili eğitim sisteminin ayrılmaz bir parçası olmalıdır. Evlerde konuşulan dili, öğrencilerin kişisel gelişiminin önemli bir kısmıdır. İyi bir dil eğitimi Almancayı olumlu etkiler. Küreselleşme döneminde çok dillilik büyük yarar sağlar, çok dillilik sorun olarak algılanmamalı.”