Güncelleme Tarihi:
KUZEY Hollanda’nın Zaandam kentinde Zaanstad Türk Yaşlılar Derneği ‘HUZUR’ ile ortaklaşa olarak düzenlenen bilgilendirme toplantısında, Alzheimer hastalığı masaya yatırıldı. Yerel siyasetçiler başta olmak üzere çok sayıda vatandaşın katıldığı toplantıda, Hollanda Alzheimer Vakfı gönüllülerinden Türkan Uludağ (45) ve Bilginur Cankaya (42), verdikleri bilgilerle Alzheimer hastaları ve yakınlarını bilgilendirdiler.
ALZHEİMER TÜRK HASTA SAYISI 14 BİN
Hollanda’da Alzheimer Türk hasta sayısının 14 bine yaklaştığını açıklayan Uludağ ve Cankaya, “Anne ve babalarımız o ilk yıllarda ağır ve stresli işlerde çalıştırılmalarının ve iki kültür arasında kalmalarının faturalarını şimdi ağır bir şekilde ödemeye başladılar” diyerek yaşlıların fiziksel sağlıklarıyla ilgili gözlemlerin düzenli ve dikkatli şekilde yapılması kadar, sosyal ve ruhsal açıdan da duygu ve davranışların takibinin önemli olduğuna değinerek, bu konuda çocuklara büyük görevler düştüğünü söylediler.
Her iki gönüllü, Alzheimer hastalığı tedavi açısından zorluk derecesinin bir hayli yüksek olduğuna değinerek “Tedavinin esasını beyinde eksildiği düşünülen maddelerin geri kazandırılması gelmektedir. Ancak hastalığa neden olan ana faktör bilinmediğinden geri verilen maddelerin yeterince verilip verilmediği de belli olmuyor. Bunun içinde tedavisi de çok zordur” diyerek Alzheimer hastalığı hakkında şu açıklamalarda bulundular:
HASTALIĞIN BELİRTİLERİ VE EVRELERİ
“Hastalığın herkes tarafından kabul edilen bir evrelendirmesi yoktur. Beyindeki değişimlere dayanan evrelendirmeler olduğu gibi klinik bazda evrelendirmeler de vardır. Ancak genel olarak hafif, orta ve ileri evreler olduğu söylenebilir. Hafif evrede sadece bellek bozukluğu vardır. Bu evre bellek bozukluğu yapan diğer nedenlerle karıştırılabilir (depresyon, vitamin azlığı gibi). Orta evrede bellek bozukluğuna dil, beceri, oryantasyon gibi işlevlerin bozukluğu eklenir. Gündelik işlevlerin yapılması zorlaşır. İleri evrede tüm bilişsel işlevler bozulur, davranış anormallikleri çıkar ve hasta çevresine bağımlı hale gelir.
BİLİNMESİ GEREKEN İLK GERÇEK
Bir hasta yakınının hastasının bakım sürecine ilişkin bilmesi gereken ilk gerçek hastasının yeni bilgileri akılda tutmakta zorlanacağı ve yapılacak işler konusunda ona çok sayıda açıklama yapılmasının gerekeceğidir. Bunun yanı sıra hastasının eskiye oranla kişilik ve davranışlarının değişebileceğini ve ona göre davranması gerektiğini bilmelidir. Ama asıl önemli olan hastalığın tespitinin çok erken yapılmasıdır
ÖZVERİLİ VE ANLAYIŞLI OLMAK
Alzheimer hastalarına son derece özverili ve anlayışlı davranılmalıdır. Hastalarla hiçbir konuda tartışılmamalı,söyledikleri yanlış da olsa anlayış gösterilmelidir. Onlara gündelik ihtiyaçları için yardımda bulunulmalıdır. Kızgınlık görmek Alzheimer hastalarının durumunu daha da bozar ve içinde bulundukları depresyonu arttırır. Alzheimer hastaları gündelik hayatta insan içinde ve insanlarla birlikte olmalıdır. Yalnız kalan ve az ilgi gören hastalarda hastalığın daha hızlı ilerlediği bilinmektedir. Hastalar insan içindeyken çoğu kez bilmeden hata yapabilirler. Bu gibi durumlarda insanların içinde onların hatalarını yüzlerine vurmak ve onlara kızmak hastalar üzerinde normal insanlardan daha yıkıcı etkilerde bulunur.
HASTALIK KONUSUNDA BİLGİLİ OLMAK
Hastalık konusunda bilgili olan hasta yakınları hastalarının davranışlarını ve ihtiyaçlarını daha kolay anlarlar. Bu bilgiler eşliğinde doktorları hastaları konusunda daha fazla aydınlatarak hastalarıyla ilgili daha gerçekçi ve doğru yardımlar alırlar. Hastalık konusunda bilgi sahibi olan bir çok hasta yakınının hastalarını şüphe üzerine doktora götürerek erken tanıya yardımcı oldukları bilinmektedir. Bunun aksi davranışlarda da hastalık ihmal edilerek doktora başvurmadan ileri evrelere gelebilir.
EN YORUCU VE YIPRATICI DÖNEM
Hasta yakınları için en yorucu dönem doğal olarak hastalığın ileri evresidir. Bu evrede hasta eski kimliğinden farklı davranışlar içindedir. Hemen hiçbir şeyi kendi başına yapamaz. Bazı hastalar bu evrede yatağa bağlanır. Yatağa bağlanan hastanın bakımı ayaktaki hastadan çok daha zordur. Yatak içinde hareket, yemek yedirme,temizlik ve hijyenini yapmak hasta yakınının üzerine kalır. İleri evre hastalarda yakınlarını algılama ve tanıma problemleri önemli sorunlar çıkarır. Algılama problemleriyle bazı hastalar örneğin oğullarını babaları,kızlarını anneleri sanırlar. Onların öldüklerini bildikleri halde bu yanlış tanımalar onları uygunsuz davranışlara iter ve bazen de paniğe kapılırlar. Kıskançlık ve şüphecilik önemli problemlerin arasında yer alır. Bazı hastalar yakınlarından her şeylerini saklarlar. Telefon açıp yakınlarını hırsız diye ihbar ederler.
HASTA YAKINLARININ RİSKLERİ
Hasta yakınları en çok hastalarının kişilik ve davranış değişikliklerinden etkilenir. Hastalarını eskisi gibi kabul ederler ancak hastaları farklı bir insan gibi davrandığında kabullenmek istemezler. Bu mücadele hasta yakınları için çeşitli sağlık problemleri getirebilir. Bunların başında depresyon gelmektedir. Bunun dışında daha önceden sağlık problemleri olan hastaların bu problemleri artabilir. Örneğin, hipertansiyon,şeker,kalp hastalıkları v.s.
NE YAPILMALI?
Alzheimer hastalığı tek başına hasta yakınının bakacağı bir hastalık değildir. Bu konuda hasta yakınları mutlaka profesyonel yardım almalıdırlar. Bu yardım evde hasta bakan profesyoneller tarafından verilebileceği gibi özel sağlık kuruluşları tarafından da verilebilir. Hasta bakımındaki en önemli tavsiye hastalardaki bellek zayıflaması nedeniyle bilgilerin hastalara bir kere değil bir çok aktarılmasıdır. Ayrıca hastalara negatif ve eleştirel davranılmamalıdır” diyerek toplantıya katılan vatandaşları Alzheim hastalığı konusunda bilgilendirip, konu hakkında daha duyarlı olmalarını istediler.
ROLLER DEĞİŞTİ
Annesi Alzheimer hastası olan Hülya Yağcı (60), hastalığın ilk tespitinin yapılmasında aile fertlerine büyük görevler düştüğünü söyleyerek “Annemizin devamlı bir şeyleri çalınıyordu. Bizlerde ona inanıyorduk. Ama meğer öyle değilmiş. Annemizin Alzheimer hastası olduğunu Türkiye’den uçakla döndükten sonra sergilediği tavırlardan anladık. Şimdi artık o hiçbir şeyi hatırlamıyor. Artık rolleri değiştik. Bizler anne olduk o ise bir çocuk” diyerek bu tür hastalarda en önemli konunun bakım olduğunu söyledi.