Güncelleme Tarihi:
VENEDİK ve Cannes’ın yanı sıra dünyanın en en prestijli festivallerinin başında gelen Berlinale’de bu yıl ‘Altın Ayı’ ve ‘Gümüş Ayı’ için 20 film yarıştı. Oscar ödüllü Kenya-Meksika kökenli sinema sanatçısı Lupita Nyong’o başkanlığında Alman rejisör Christian Petzold, Brady Corbet, Ann Hui, Albert Serra, Jasmine Trinca ve Oskana Zabuzhko’dan oluşan jüri, 1892 yılında Fransız sömürge güçlerinin Afrika’daki bugünkü adı ‘Benin Cumhuriyeti’ olan dönemin Dahomey Krallığı’ndan yağmalayarak Fransa’ya getirdikleri 7 bine yakın eserden 26’sının 2021 yılında iade edilmesini içeren belgeseli ‘Altın Ayı’ ödülüne layık gördü.
İkinci büyük ödül olan Gümüş Ayı’yı ise Güney Koreli rejisör Hong Sangsoo’nun ‘Yeohaengjaui Pilyo’ (Bir Gezginin İhtiyaçları) filmi kazandı. Fransız kadın oyuncu Isabelle Huppert’in başrolünü üstlendiği film, bir Fransız kadının Güney Kore’de kimlik ve benlik arayışını anlatıyor.
Berlinale’de ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülü, Katolik Kilisesi tarafından 1820’lerden 1996’ya kadar işletilen ve ‘düşmüş genç kadınların’ köleleştirildiği yurtları konu eden İrlanda-Belçika ortak yapımı ‘Small Things Like These’ (Böyle Küçük Şeyler) filmindeki rolüyle Emily Watson’a verildi.
‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülüne de ‘A Different Man’ (Başka Bir Adam) isimli trajikomik filmin başrol oyuncusu Sebastian Stan layık görüldü. Türkiye’de çekilen iki film de Berlinale’de ödül aldı. Berlin’de yaşayan yönetmen Aslı Özge’nin Türkiye-Almanya ortak yapımı ‘Faruk’ adlı filmi uluslararası eleştirmenlerin oluşturduğu ‘Fibresci Jürisi’ ödülünü kazandı. Berlinale’de prömiyerini yapan ve İstanbul’un kentsel dönüşümünü konu eden ‘Faruk’, festivalin yan programı Panorama’da gösterildi. Gürcistan’dan kaçıp İstanbul’a sığınan trans yeğenini bulmak için Türkiye’ye gelen 60 yaşlarındaki Lia ile peşine takılan 20’li yaşlardaki işsiz güçsüz Achi’nin serüvenini içeren Gürcü yönetmen Levan Akin’in ‘Crossing’ (Geçit) filmi de ‘Panorama Seyirci Ödülü’ ve LGBTQ konulu filmelere verilen ‘Teddy Ödülü’nü aldı.
ATEŞKES ÇAĞRISI
Bu yıl Berlinale’ye siyaset de damga vurdu. Ödül töreninde sahneye çıkan bazı sanatçılar hem aşırı sağcı gelişmelere hem de İsrail’in Gazze’de giriştiği katliamlara tepki gösterdi. Bazı sanatçılar “Ateşkes şimdi” yazılı afişlerle savaşın durdurulması çağrısında bulundu. Yönetmen Mati Diop, “Filistin’in yanındayım!” diyerek İsrail’in tutumunu kınadı. ‘En İyi Belgesel’ ödülüne layık görülen ‘No Other Land’ (Başka Ülke Yok) filminin yapımcısı Basel Arda, İsrail’in binlerce kişiyi öldürdüğüne dikkati çekerek, Almanya’ya silah vermeme çağrısı yaptı. Filistin poşusu (atkısı-şalı) ile sahneye çıkan ‘Direct Action’ belgeselinin rejisörü Ben Russel de İsrail’e soykırım suçlamasında bulundu. Russel, “Tabii biz yaşamdan yanayız, biz soykırıma karşıyız, biz silahların susması, ateşkes için yoldaşlarımızla dayanışma içindeyiz” dedi.