‘Almanya’yı hiç samimi bulmuyorum’

Güncelleme Tarihi:

‘Almanya’yı hiç samimi bulmuyorum’
Oluşturulma Tarihi: Mart 12, 2020 10:28

Almanya’da çocuk hakları savunucusu Kamil Altay, hükümetin, Yunanistan’daki mülteci kamplarında bulunan bin 500 çocuğu ülkeye alabileceğini açıklamasının ardından, DHA’ya değerlendirmelerde bulundu. Alman hükümetinin söz konusu açıklamasını samimi bulmadığını belirten Altay, şunları söyledi:

Haberin Devamı

“ÇÜNKÜ daha önceki senelerde 9 bin çocuğun koruma altındayken kaybolduğunu biliyoruz ve bu konuda da samimi ciddiyet içeren bir açıklama şimdiye kadar duymuş değiliz. Zaten gençlik dairesi veya Almanya’nın bu konudaki politikasına baktığımız zaman gerçekleri görebiliriz. Yani 2018 yılında tüm Almanya genelinde 52 bin çocuk koruma altına alınmış ve bu çocuklar konsolosluklara bildirilmiyor, yakın akrabaya verilmiyor, ana dil, kültür ve dini değerlerine hiçbir hassasiyet gösterilmiyor. Almanya’da göçmen çocukların kayıtları yok. Yani Almanya’da ağaçlar bile kayıtlara geçerken, Türk çocukları veya göçmen çocukları konusunda böylesine bir samimiyetsizliğin olması, sorumsuzluğun olması tabii ki bizi endişelendiriyor. Aynı zamanda Viyana Konsolosluklar Sözleşmesi’ne göre, koruma altına alınan tüm çocukların konsolosluklara bildirilmesi lazım. Ama bugüne kadar tek bir Türk çocuğunun konsolosluklara bildirilmediğini biliyoruz. Onun için Türk çocuklarının konsolosluklara bildirilmesi, yakın akrabaya verilmesi, ana dil, kültür ve dini değerlere sahip çıkılması bizim için çok büyük bir önem teşkil ediyor. Her yıl en az 4-5 bin çocuğumuzu bu şekilde kaybettiğimizi düşünüyoruz. İnanın bana savaşlarda dahi biz bu kadar çocuk kaybetmiyoruz.”

Haberin Devamı

‘Almanya’yı hiç samimi bulmuyorum’

TÜRK AİLLERE VERİLMELİ
Duisburgda 30 yıldır gazetecilik yapan Hayrettin Özcan da Türklerin en büyük sıkıntısının çocuklarına gençlik daireleri tarafından el konulması olduğunu söyledi: “Neden bu çocuklara el konuluyor? Neden akrabalarına verilmiyor? Aklımıza tuhaf sorular geliyor. Bu çocuklar alınıyor ve asosyal ailelerin hizmetkârlığına veriliyor. Özellikle bu terimi kullanıyorum. Bu çocukların akrabalarına verilmesi lazım. Türkiye kökenli ise Türk ailelere verilmesi lazım.”

BAKMADAN GEÇME!