Ahmet KÜLAHÇI / Fotoğraflar: dpa
Oluşturulma Tarihi: Nisan 03, 2019 10:17
Federal Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Dönem Başkanı olarak toplantılara katılmak üzere önceki sabah ‘hükümet uçağı’ ile Berlin’den New York’a hareket etti.
‘Konrad Adenauer’ isimli Airbus A340 tipi özel uçak, New York’taki John F. Kennedy Havalimanına iniş yaparken lastiği patladı.
Park pozisyonunu alabilmesi için pilot yardım istedi.
Uçağın çekilmesi gerekiyordu.
Tabii bu da zaman aldı.
Bakan Maas ve beraberindeki heyet, uçağın içinde bir saat bekledi.
Uçağın park pozisyonunu alması için beklenen yardımın gelmesi uzun sürünce, Bakan Maas uçağı terk edip, özel bir araçla yola koyuldu.
Ama resmi açılış öncesi düzenlenen oturuma yetişemedi.
Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ile randevusunu da kaçırdı.
Aslında bu, Maas’ın başına ilk kez gelmiyordu.
Maas, şubat ayı sonunda Burkina Faso, Sierra Leona ve Mali’yi içeren 5 günlük bir resmî ziyarette bulundu.
A319 tipi ‘hükümet uçağı’ arızalandığı için berebarindeki heyetle havaalanından dönüp başkent Bamado’da bir otele yerleşti.
Geceyi orada geçiren Maas ve beraberindeki heyet, Berlin’den Bamado’ya uçan ‘Theodor Heuss’ isimli Airbus A340 tipi ikinci ‘hükümet uçağı’ ile bir gün gecikmeli
Almanya’ya döndü.
Her ne kadar “Görevim boyunca 300 bin km. yol katettim. Böyle şeyler olabilir” diyerek olayı dramatize etmek istemese de, kızgındı.
Çünkü bu gecikme yüzünden oğlunun doğum gününe katılamamamıştı.
Yalnız Bakan
Heiko Maas değil, daha önceki yıllarda Federal Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Joschka Fischer ile Almanya’nın şu andaki Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier de aynı kaderi paylaşmışlardı.
Hatta Cumhurbaşkanı Steinmeier, uçağı çalışmadığı için kısa bir süre önce Güney Afrika’da kızgın güneş altında bir saatten fazla beklemek zorunda kaldı.
*
Geçen yıl da ‘hükümet uçakları’ ile ciddi sorunlar yaşandı.
Ekim ayında Bali’de Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) etkinliğine katılan Federal Maliye Bakanı Olaf Scholz’u ve beraberindeki heyeti taşıyan ‘hükümet uçağı’ arızalandığı için kalkmadı.
Scholz, arıza giderilemeyince heyetin bir bölümü ile basın mensuplarını orada bırakıp, tarifeli yolcu uçaklarından biriyle Almanya’ya uçtu.
Başbakan Angela Merkel de aynı kâbusu yaşadı.
Arjantin’in başkenti Buenos Aires’de geçen yıl kasım ayı sonunda düzenlenen G20 Zirvesi’ne katılmak için Başbakan Merkel ve beraberindeki heyet, ‘hükümet uçağı Konrad Adenauer’ ile Berlin’den hareket etti.
Ancak haberleşme sistemindeki teknik bir arıza nedeniyle uçak Hollanda hava sahasından geri dönüp Köln/Bonn Havaalanına iniş yaptı.
Merkel ve beraberindeki heyet geceyi Bonn’da geçirdi.
Ertesi gün Berlin’nden gönderilen Hava Kuvvetleri’ne ait bir uçak ile İspanya’nın başkenti Madrid’e uçtu.
Oradan da tarifeli sefer yapan ‘normal yolcu uçağı’ ile Buenos Aires’e.
Tabii bu gecikme yüzünden G20 Zirvesi’nin açılışına katılamadı.
‘Dünya Ekonomisinin Konumu’ ve ‘Uluslarası Ticari İlişkilerde Sürtüşme’ başlıklı oturumları da kaçırdı.
Ertelenen Putin ve Trump görüşmelerini ise gecikmeli de olsa gerçekleştirdi.
Bu yıl ocak ayı başlarında Afrika ülkelerine resmi bir ziyarette bulunan Federal Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanı Gerd Müller’i de ‘Bombardier Global 5000’ tipi ‘hükümet uçağı’ yolda bıraktı.
Hem de iki kez.
Uçak önce Malavi’de, bir gün sonra da Zambiya’da teknik arıza nedeniyle havalanamadı.
Geri kalmış Afrika ülkelerine ‘kalkınma yadımı’ çerçevesinde ‘para dağıtan’ Bakan Müller, böyle bir duruma düşmekten utanç duydu.
“Bu, sanayi devi Almanya için gerçekten utanç verici bir durum” dedi.
“Bu, ‘Made in Germany’ (Alman yapımı) markasına verilebilecek en büyük zarardır” dedi.
*
Gerçekten de öyle.
Almanya deyince akla, dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri gelir.
Almanya deyince akla, dünyanın en zengin ülkelerinden biri gelir.
Almanya deyince akla, en son teknik gelişmelere imza atan ülkelerden biri gelir.
İşte bu yüzden Başbakan Merkel, Cumhurbaşkanı Steinmeier, bakanlar, Federal Meclis Başkanı, Eyaletler Meclisi Başkanı, Federal Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın seyahat ettikleri ‘hükümet uçaklarının’, politikacıları ve devlet adamlarını farklı arızalar yüzünden yarı yolda bırakması Almanya’ya yakışmıyor.
Hem de hiç yakışmıyor.