Almanya’nın 130. madde tehdidi

Güncelleme Tarihi:

Almanya’nın 130. madde tehdidi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 03, 2024 13:19

Almanya’da Müslüman karşıtlığı davalarına bakan ceza avukatı Yalçın Tekinoğlu, hükümetin Alman Ceza Kanunu’nun 130’uncu maddesini (soykırımı inkar/halkı kin ve nefrete sürükleme) Filistin destekçilerini korkutmak ve sindirmek için kullandığını söyledi. Söz konusu maddenin Almanya’ya özel bir madde olduğunu belirten Tekinoğlu, özetle şunları söyledi:

Haberin Devamı

“BURADA Yahudi soykırımı oldu, bundan dolayı özellikle ülkedeki Yahudilere ve genel olarak göçmenlere ya da başka bir topluluğa hakaret eden, aşağılayan, kötüleyen ve soykırımı inkâr edenlere bir ceza uygulanıyor. Bu cezanın uygulanabilmesi için halkı kin ve nefrete sürüklemen de gerekiyor. Bu madde, 7 Ekim’de Hamas’ın, ardından da İsrail’in Gazze saldırılarından önce çok fazla işletilmiyordu. İsrail’in Gazze saldırılarının Almanya’da protesto edilmesinden sonra 130. madde silah olarak kullanılmaya başlandı. Sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlar bile halkı kin ve düşmanlığa sevk edecek ya da Almanya’daki barış ortamını bozacak bir suç olarak algılanarak o seviyede yargılanmaya başlandı. Bu madde yasaya dün konulmadı uzun zamandır var ama 7 Ekim’den beri aktif olarak işletiliyor.”

Almanya’nın 130. madde tehdidi
ÇİFTE STANDART VAR
“Geçen yıllarda soykırımı inkâr ve küçümseme konusunda ağır bir ceza verilmiyordu. En ağır ceza bir miktar para cezası ya da denetimli serbestlik verilen bir hapis cezası oluyordu. Daha önce ben Müslümanların ya da Türklerin aşağılandığı, hakaret edildiği davalara baktığımda ya da suç duyusunda bulunduğumda hep bu maddeyi dile getiriyordum ama mahkeme maalesef bu maddeden bir ceza vermiyordu. Burada çifte standart var. Mahkemenin Yahudilere karşı hakaret edenlere ne ceza veriyorsa, Müslüman topluma hakaret edenlere de aynı cezayı vermesi lazım. Şu an Yahudi toplumunu korumak için bu davalara normal savcılık değil Federal Savcılık bakıyor. Federal Savcılığın bu davalara bakması demek, daha ağır ceza alınmasına ve deport etmeye kadar gidiyor. Almanya, Filistin destekçilerini korkutmak ve sindirmek için bu maddenin önemini artırdı. Bu uygulama ‘dengesiz ve adaletsiz’. Almanya’nın, Avrupa’nın en kalabalık Filistin kökenli insanlara ev sahipliği yapması da bu maddenin 7 Ekim’den sonra daha sert uygulamasında bir etken. Bana bir sürü Alman polisinin bu maddeyi sebepsiz yere uyguladığı mağdur geldi.”

Haberin Devamı

HUKUK ÖNÜNDE HERKES EŞİT
“Almanya’da her sene ayrımcılık istatistiği açıklanır ve Müslüman karşıtlığı genelde bin civarı çıkar ama bu istatistik doğru değil çünkü benim kulağıma bir ayda o kadar Müslüman karşıtlığı davası geliyor. Bunun sebebi, Alman mahkemelerinin bazı Müslüman karşıtı suçları o kapsamda değerlendirmemesi. Mesela mahkeme bazen cami kundaklama suçundan yakalanan adamı Müslüman karşıtlığı suçundan saymıyor ama Filistin’i destekleyen bir protestoda tutuklandın, hemen 130. maddeden işlem görürsün ve antisemitist olarak istatistiğe koyarlar. Almanya, antisemitizmi kamuoyundan düşürmemek için istatistikleri kullanıyor. Alman makamları, antisemitizmi kendi üstlerinden atmak için Müslümanları kurban olarak seçiyor. Alman polisi sosyal medyayı da aktif olarak. İsrail’in Gazze’ye saldırmasını resmeden bir karikatürü paylaşan binlerce kişiye tebligat gitti. Federal savcı davaları şu an emsal karar oluşturmasın diye mahkemeye sunmuyor ve insanlar mağdur ediliyor. Davalar görülmediği için insanların oturumları, öğretimleri sıkıntıya giriyor. Protesto hakkı ya da diğer haklar bir kesimin istediği şekilde değiştirilemez. Siyasi açıklama ve yönelimlerin hukukun önüne geçmemesi gerekir.”

Haberin Devamı

‘ÇOK BÜYÜK AYRIMCILIK VAR’
Almanya’nın bu yanlı bir tutumu, kendi hukuk devleti algısına da veriyor. Maalesef çok büyük oranda ayrımcılık var. Okullarda, iş yerlerinde ve kamusal alanda Müslümanlara, yabancı kökenlilere hatta Almanya’da doğan dördüncü nesil vatandaşlara karşı bile ayrımcılık uygulanıyor. Geçenlerde Filistin forması giyerek okula giden bir öğrenci öğretmeni tarafından ciddi şekilde aşağılandı. Belki siyasetçi ideolojisine binaen ayrımcı sözler kullanabilir ama öğretmen, hâkim ya da savcı ayrımcılık yapamaz. Anayasamızda ifade özgürlüğü yazıyorsa ve bizim hoşumuza gitmese bile biz bazı insanların fikirlerine saygı duyuyorsak, diğer kesimlerde bu şekilde davranması lazım. Maalesef Filistin’i destekleyenlere karşı ciddi bir haksızlık yaşanıyor.”
Söz konusu madde, kamu huzurunu bozacak şekilde nefret ve şiddeti teşvik edenler, belirli bir gruba ve bireye karşı aşağılayıcı ve onur kırıcı eylemlerde bulunanlar ve Nazi yönetiminde işlenen suçları inkâr edenler için 3 yıla kadar hapis ya da para cezası istiyor.

 

BAKMADAN GEÇME!