Güncelleme Tarihi:
Almanya 10 yıl vadeli tahvil faizleri, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) teşviklerinin tüm gücüyle devam etmesine karşın son 3 haftada yüzde 0,07’den yüzde 0,80’e kadar yükseldi.
Bu hafta sert hareketliliklerin görüldüğü 10 yıllık tahvil faizleri, perşembe günü gördüğü yüzde 0,80 seviyesinden düşüşe geçerek 0,55 – 0,60 aralığında dengelendi.
Analistler, petrol fiyatlarındaki yükselişin dünya genelinde enflasyon beklentilerinin yükselmesine neden olduğunu, ayrıca Euro Bölgesi’nde son açıklanan makroekonomik verilerin ekonomideki toparlanmaya işaret ettiğini belirtiyor.
"Küresel iktisadi faaliyette kısmi bir canlanmadan bahsedilebilir"
Ziraat Yatırım Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz konuya ilişkin değerlendirmesinde, normal piyasa koşullarında ABD piyasa faizlerinin küresel faiz oranlarına liderlik etmesinin beklendiğini belirterek, ancak nisan ayı içerisinde Alman devlet tahvili getirilerinin tek haneli oranlara gerilemesiyle piyasada anomalinin belirdiğini ve liderliği Alman devlet tahvillerinin ele geçirdiğini kaydetti.
Bu nedenle içinden geçilen süreçte Alman tahvil getirilerinin uç seviyelerden daha kabul edilebilir seviyelere kendilerini düzelttiklerini aktaran Yılmaz, ancak sıfır seviyesine çok yakın olunan noktada fiyat hareketlerinin piyasalardaki etkilerinin son derece şiddetli olabildiğini vurguladı.
Faiz hareketinin verim eğrisinin uzun tarafında gerçekleştiğine dikkati çeken Yılmaz, bunun sebebinin de Euro Bölgesi'nde ivme kazanan iktisadi faaliyet ve artan enflasyon beklentileri olduğunu söyledi.
"İyileşmenin inandırıcı olması için zamana ihtiyaç bulunduğu yolunda görüşler dikkati çekiyor"
Phillip Capital Araştırma Direktörü Özlem Bayraktar Gökşen ise global faiz hadlerinde bir süredir devam eden yükselişin tedirginlik yarattığını kaydetti.
Gökşen, QE tarafındaki baskıyı gündeme getirebilecek unsurların içerisinde Euro Bölgesi'ndeki toparlanmanın daha inandırıcı boyutlara geldiği yorumlarının da yer aldığını söyledi.
Ancak söz konusu yorumların yanı sıra Avrupa'daki iyileşmenin daha inandırıcı olması için biraz daha zamana ihtiyaç bulunduğu yolunda görüşlerin de dikkati çektiğini ifade eden Gökşen, şöyle dedi:
"Bir diğer unsur ise aslında ABD tarafında parasal normalizasyonun yakınlaştığı beklentisi içerisinde artık uzun vadeli kağıtlardaki baskının biraz daha görünür hale geleceği dillendirilmeye başlandı. Ancak bu görüşü savunanlar, ABD dışındaki diğer gelişmiş ülke tahvil faizlerinde yeniden düşüş görülebileceği beklentisinin de altını çiziyorlar. Zira halen dünya da yaklaşık 30 merkez bankası gevşek para politikası uyguluyor ve bunlar ekonomik büyüklük açısından küresel ekonominin yüzde 30'unu oluşturuyor."