Güncelleme Tarihi:
Ancak “Anti Atom Santrali Hareketi”nin buna tepkisi gecikmedi.
Nitekim 1973 yılında Whyl'de nükleer santral inşa edilmesi öngörülen alanı “atom karşıtları” işgal etti.
Tabii polis buna gözyummadı ve birkaç gün sonra göstericiler sürüklenerek inşaat alanından uzaklaştırıldı.
Ama protestoların etkisi ve mahkemenin kararıyla Whyl'de nükleer santral inşa edilmesi engellendi.
1976 yılında Brokdarf'ta, 1977 yılında Kalkar'da nükleer santral inşasına karşı sık sık protesto gösterileri düzenlendi.
1985 yılında da onbinlerce insan Wackersdorf'da atom atıklarının yeniden işlenmesi için planlanan santralin yapımını engellemek için yollara döküldü.
Protestolar günlerce devam etti.
Bu protesto eylemlerinde Yeşiller Partili politikacılar aktif olarak yer aldı.
Nitekim, “Atom karşıtları” Almanya'da Yeşiller Partisi'nin çekirdeğini oluşturdu.
Alman Yeşiller (Die Grünen), yalnız Almanya'da değil, daha sonraki yıllarda Avrupa genelinde nükleer enerjiye karşı çıkan “atom karşıtları”na örnek oldu.
“Atom enerjisi mi? Hayır” sloganıyla politika yapan Yeşiller, 1998 yılında Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile koalisyon hükümetini oluşturunca inandırıcılıklarını koruyabilmek için nükleer enerjiden feragatta ısrar ettiler.
Nitekim SPD ile Yeşiller koalisyonu 2002 yılında “Atom Yasası”nda uzlaşmaya vararak Almanya'daki 17 nükleer santralin kademeli olarak 2022 yılına kadar kapatılmasını karara bağladı.
Ancak Fransa, İngiltere, İtalya ve İsveç gibi Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin yeni nükleer santral inşa etme planları üzerine Almanya'da da aynı yönde yeni bir tartışma başladı.
Zaten SPD'nin “bastırmasıyla” Yeşiller döneminde kabul edilen “Atom Yasası”na gönülsüz de olsa destek vermek zorunda kalan Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri'ne(CDU/CSU) İngiltere'nin 10, Fransa'nın 2, İtalya'nın (sayısı henüz açık) ve İsveç'in 10 yeni nükleer santral inşa etme planı adeta “ilaç” gibi geldi.
Hür Demokrat Parti (FDP) de zaten baştan beri nükleer santral yapımına destek verdiği için Almanya'da 27 Eylül 2009 tarihinde yapılacak genel seçimlerden sonra “atom politikası”nda yeni bir yol izleneceği sinyalleri şimdiden gelmeye başladı.
Yani şu andaki kamuoyu yoklamalarının gösterdiği şekilde genel seçimlerden sonra CDU/CSU ve FDP'nin (siyah-sarı koalisyon” oluşturması halinde nükleer santrallerin kademeli olarak kapatılması kararı rafa kaldırılacak.
Başka bir deyişle; “nükleer enerjiden feragat politikasından feragat” hayata geçirilecek.
Böyle bir uygulama da Almanya'da hiç şüphesiz yeni sürtüşmeleri de beraberinde getirecek.