Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’da sigara tüketimi azalırken nargileye talepte artış devam ediyor. Almanya’da bağımlılık konusunda çalışmalar yürüten DHS kurumunun yayınladığı ve 2021 yılı verilerini içeren Bağımlılık Raporuna göre, geçen yıl hazır sigara tüketimi yüzde 2.8 daha gerileyerek 71.8 milyar sigara olarak kaydedildi. DW Türkçe’nin dpa’dan derlediği habere göre bu sayının kişi başına 863 sigarayla, 1990 yılında Almanya’nın yeniden birleşmesi sonrasında kaydedilen en düşük rakam olduğu bildirildi. Sarma sigaralarda da tüketim yüzde 5.6 azalarak 37.3 milyar adede geriledi. Almanya’da sigara tüketimi azalırken özellikle gençler arasında nargile içme alışkanlığı hızla yayılıyor. Rapora göre nargile tütünü tüketimi 2021’de yüzde 40’lık artışla yaklaşık 8 bin 400 tona yükseldi. Geçen yıl toplamda 29.4 milyar euroluk tütün ürünü tüketildi. Eldeki son verilere göre 2018’de yaklaşık 127 bin kişi tütün ürünleri tüketimiyle bağlantılı hastalıklardan dolayı yaşamını yitirdi. Tütün ürünleri bağlantılı hastalıkların tedavisinin ekonomide 97 milyar euroluk maliyete yol açtığı tahmin ediliyor.
ALKOL SORUNU SÜRÜYOR
Almanya, alkol tüketiminde ise dünyanın önde gelen ülkeleri arasındaki yerini koruyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün son verilerine göre 2016’da Almanya’da alkolle bağlantılı 62 bin ölüm vakası kaydedildi. Buna rağmen yıllara yayıldığında alkol tüketiminde de azalma kaydedildi. 1970 yılında 15 yaşın üzerindeki her Alman vatandaşı ortalama 14.4 litre saf alkol tüketirken bu rakam 2020’de 10.2 litreye geriledi. Alman hükümetinin uyuşturucu ile mücadele sorumlusu Burkhard Blienert, toplum sağlığına en büyük zararı sigara ve alkolün verdiğini belirterek nargilelerin hızlı yayılmasına karşı da harekete geçilmesi gerektiğini vurguladı. Blienert, mevcut yasama döneminde tütün ürünlerinin sponsorluğunı yasaklayan ve alkol reklamlarına sınırlamalar getiren bir tasarı üzerinde çalışılması gerektiğini kaydetti.
PANDEMİNİN ETKİSİ OLDU MU?
Raporda, koronavirüs pandemisinin ruh sağlığı üzerinde güçlü olumsuz etkilere yol açtığına ve insanların kriz durumlarında bağımlılık yapan maddelere eğilim gösterdiğine işaret edildi. Ancak raporda, korona pandemisinin Almanlarda bağımlılığı artırdığına dair elde bir veri bulunmadığına da vurgu yapıldı. Raporda özellikle gençler ve önceden sağlık problemi veya psikososyal problem yaşamış kişilerin salgın döneminde daha fazla zorlandığı belirtilerek bu dönemde risk altındaki gruplara daha fazla destek verilmesi gerektiğinin altı çizildi.