Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’da SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan koalisyon hükümetinde yaşanan görüş ayrılıkları depreme dönüştü ve Başbakan Olaf Scholz, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’den Federal Maliye Bakanı Christian Lindner’i görevden almasını istedi. Ekonomik alanda yaşanan durgunluğun atlatılması ve 2025 yılı bütçe tasarısında uzlaşmaya varılması için dün akşam bir arayaya gelen ve koalisyon partilerinin üst yöneticilerinden oluşan ‘Koalisyon Komisyonu’ görüşmeleri devam ederken, SPD ve Yeşiller’e ‘ültimatom’ gibi bir ‘Temel Ekonomi Belgesi’ sunan küçük ortak FDP lideri Christian Lindner erken seçime gidilmesinde ısrar edince ipler tamamen koptu. Görüşmeler sırasında telefona sarılan Scholz, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’i arayarak ciddi güven kaybı yaşandığını vurguladı ve Lindner’i görevden almasını istedi. “Başbakan benim” diyen ve Lindner’in taleplerinin kabul edilmesinin ülkenin ve halkın refahına uygun olmadığını söyleyen Scholz, Lindner ve küçük ortak FDP ile iş birliğine son verildiğini ilan etti. Bunun üzerine görüşmeye katılan FDP’li bakanlar ve Federal Meclis Grup Başkanı Christian Dürr, Başbakanlığı terk etti. Dürr, FDP’nin ‘üçlü koalisyonu’ terk ettiğini ve FDP’li diğer bakanların da Federal Meclis’e istifalarını sunacaklarını açıkladı.
ERKEN SEÇİM YOLU AÇILIYOR
Scholz, Lindner’in görevden alınması ve FDP ile ortaklığın sonlandırılması kararından sonra Başbakanlık’ta basına gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu. Ocak ayının ilk haftasında Federal Meclis’ten güven oyu isteyeceğini söyleyen Scholz, “Erken seçim yolunun açılıp açılmayacağına milletvekilleri karar verecektir. Bu da mart ayı sonuna kadar mümkün olur” dedi. Almanya’nın ülkeyi ileri taşıyacak ve gereken somut kararları alacak bir hükümete ihtiyacı olduğunu vurgularken, Lindner’le bunun mümkün olmadığının altını çizdi: “Son 3 yıldır bunun için yoğun çaba gösterdim. Bugün öğleyin koalisyon ortağı FDP’ye bütçe açığının kapatılması için geniş kapsamlı önerilerde bulundum. Karşı karşıya olduğumuz meydan okumaların üstesinden gelmek için mali kaynaklara gereksinim var. Almanya’nın ekonomisinin güçlendirilmesi için işletmelere enerji yardımı yapılması, otomotiv sanayi ve yedek parça üreten işletmelere katkıda bulunarak iş yerlerinin korunması, vergi kolaylığı ve yatırım primi yoluyla yatırımların artırılması ve yaklaşan kış günlerinde Ukrayna’ya yardımın sürdürülmesini önerdik. Bu, ABD’deki seçimlerden sonra ‘Bize güvenebilirsiniz’ yönünde iyi bir sinyal olacaktı. Ama Federal Maliye Bakanı, ülkemizin ve halkımızın refahına olan bu önerilere karşı çıktı.”
‘GEREKLİ GÜVENİ KAYBETTİ’
“Ben ülkemizin geleceği için böyle bir tutumu kabul edemezdim. Böyle zor bir karar almak zorunda kalmayı istemezdim. Ekonomimizin gelişmesi ve işletmelerimizin üretimi sürdürmeleri için gereken desteği vermeye hazır olunmamasına bu ülkenin başbakanı olarak göz yumamam. Başbakan olarak tüm ülke için, halk için tüm sorumluluğu üstlenmek benim görevimdir. Bakan Lindner bilerek, ideolojik nedenlerle birçok kez girişimlerimizi bloke etti. Parti politikası taktiklerle benim güvenimi kaybetti. Bütçe tasarısında uzlaşmaya vardığımız halde, tek taraflı iptal etti. İş birliğinin devam etmesi için gerekli güveni kaybetti. Bir hükümette görev üstlenen, bunu ciddi ve dürüst olarak yerine getirmelidir. Zor dönemlerde yan çizmemelidir. Halkın refahı ve çıkarı için çabalamalıdır. Ama Christian Lindner için bu önemli değil. Lindner için kendi ‘taraftarları’ önemli. Partisinin kısa süreli olarak yaşaması önemli.”
‘HALKIN REFAHI İÇİN YEMİN ETTİM’
“Amerika’da seçimlerin yapıldığı önemli bir günde Lindner’in sergilediği bu bencilliği anlamak mümkün değildir. Düzensiz göçün engellenmesi, enerji fiyatlarındaki artışın durdurulması, rüzgâr ve güneş enerjisinde ulaştığımız seviye, enflasyonun yüzde 2’ye düşmesi, ücretlerin ve emekli aylıklarının artması bu hükümetin başarısıdır. Bunlar iyi haberledir. Bunu SPD, Yeşiller ve FDP birlikte başarmıştır. Başbakan olarak göreve başlarken ülkenin ve halkın refahı ve güvenliği için yemin ettim. Ben buna çok değer veriyorum. Federal Maliye Bakanı, farklı bir politika peşinde. İyi kazanan küçük bir azınlığa milyarlarca Euro kıyak çekmek istiyor. Tüm emeklilerin aylıklarında kesinti istiyor. Bu adil değil, bu dürüstçe değil. Bu, zor koşullar altında çalışmış ve yıllarca emeklilik sigortası primi ödemiş insanlarımıza saygısızlık. Makul bir bütçe için çözümler vardır. Bakan Lindner’e bu yönde önerilerde bulundum. Alman Anayasası ışığında önerilerdi bunlar. Rusya’nın başlattığı ve üçüncü yılını doldurmakta olan bu savaş bunu gerekli kılmaktadır. Acil durum söz konusu olunca, hükümetin bunu yerine getirme görevi vardır.”
HABECK’LE GÖREVE DEVAM
“Şimdi ne olacak? Federal Maliye Bakanı Lindner, Cumhurbaşkanı Steinmeier tarafından görevden alınacak. Başbakan Yardımcısı Robert Habeck’le Almanya’nın çok hızlı siyasi kararlara ihtiyacı olduğu konusunda hemfikiriz. Gelecek yıl sonbaharda yapılması öngörülen seçimlere daha uzun süre var. Federal Meclis’in Noel’e kadar olan oturumlarında tüm yasa tasarılarını sunacağız. Yeni yılın ilk haftasındaki oturumunda güven oyu isteyeceğim. 15 Ocak’ta oylama yapılacak. Federal Meclis erken seçim olup olmayacağına karar verecek. Bu seçim, anayasada öngörülen şekilde en geç gelecek yıl mart ayı sonuna kadar yapılabilir. Almanya’nın geleceği için tüm gücümle görevimi yerine getirmeyi sürdüreceğim.”
Scholz, SPD ile Yeşiller’in ortaklığı sürdüreceklerini de söyledi. Ayrıca ana muhalefet CDU/CSU ile önümüzdeki haftalarda son gelişmeleri görüşeceğini açıkladı.
SCHOLZ’A AĞIR SUÇLAMA
Lindner ise Başbakan Scholz’a ağır suçlamalarda bulundu. Kendisinin ekonomik alanda değişim için önemli önerilerde bulunduğunu belirten Lindner, şunları söyledi: “Olaf Scholz, uzun süredir ülkemizin yeni bir ekonomik canlanmaya ihtiyacı olduğunu fark edemedi. Vatandaşın ekonomik tedirginliklerini hep küçümsedi. Scholz, ülkeyi kalkındıracak güce sahip olmadığını gösterdi. Hatta bugün bile, vatandaşların Almanya ile tekrar gurur duymalarını sağlayacak gerekli kararları sorguluyor. Şansölye’nin önerileri yetersiz, iddiasız ve ülkemizin temel büyüme konusundaki zayıflığını aşmaya katkıda bulunmuyor. Benden makamımla bağdaşmayan bir tutum izleyip borç freninden feragat etmemi istedi. Benimle ve FDP’yle iş birliğini sonlandırdı. Bu koalisyonu bilerek bitirmek demektir. Net ilkelerimiz ve inançlarımız var. Şimdi ülkemiz yeni bir yön kararıyla karşı karşıya. Yeni bir büyüme, refah ve inovasyon çağına ihtiyacımız var ve Hür Demokratlar hâlâ bu ülke için sorumluluk almaya hazır ve gelecek yıl başka bir hükümette de aynısını yapmak için mücadele edeceğiz.”
‘ALMANYA İÇİN İYİ BİR GÜN DEĞİL’
Aynı zamanda Başbakan Yardımcısı olan Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck (Yeşiller) ile Federal Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock (Yeşiller) da “Bugün Almanya için iyi bir gün değil” derken, bir dizi öneriler olduğu halde uzlaşmaya yanaşmayan FDP’yi ortaklığı bozmakla suçladılar. “FDP bizimle beraber yürümek istemedi” dediler. Erken seçim yolunu açmaya hazır olduklarını ve yapılacak seçimlere kadar SPD ile birlikte görevlerini sürdüreceklerini vurguladılar. Bakan Habeck, “Sık sık tartıştık ancak bu akşamın bizim için yanlış ve doğru olmadığını, neredeyse trajik olduğunu söylemek istiyorum. Biz Avrupa’da barış ve özgürlük istiyoruz ve burada özel bir rolümüz var. FDP, bu fırsatları değerlendirmeye, bu yollara girmeye hazır değildi” dedi.
FDP’DEN İSTİFA ETTİ
FDP’li Federal Dijitalleşme ve Ulaştırma Bakanı Volker Wissing, partisinden istifa ederek görevde kalmaya karar verdi: “Dün akşamki koalisyon görüşmelerinin ardından Başbakan Scholz, bana yeni koşullar altında görevi sürdürmeye hazır olup olmadığımı sordu. Düşündüm, taşındım ve ‘Evet’ dedim. Bu kararımla partime yük olmak istemedim ve bu sabah FDP Genel Başkanı Christian Lindner’e partiden istifa ettiğimi söyledim. Başka bir partiye girmek istemiyorum. Bu benim kişisel kararımdır. Bu, sorumluluk üstlenme anlayışımla ilgilidir. Ben kendime sadık kalmak ve görevimi sürdürmek istiyorum.”
‘KAYBEDECEK ZAMAN YOK’
Ana muhalefet CDU/CDU zaman kaybetmeden Başbakan Olaf Scholz’un güven oyu isteyerek erken seçim yolunu açmasını istedi. CDU/CSU’nun başbakan adayı ve CDU Genel Başkanı Friedrich Merz, “Dün akşam ‘üçlü koalisyon’ bitmiş ve çoğunluğu kaybetmiştir. Bu yasama dönemi sona ermiştir. Almanya’nın kaybedecek zamanı yoktur. Başbakan Scholz, en geç gelecek hafta başında güven oyu istemelidir. Ondan sonra da Cumhurbaşkanı Federal Meclisi feshederek anayasada öngörülen şekilde erken seçim tarihini belirlemelidir. Biz erken seçimin gelecek yıl şubat ayında yapılmasını istiyoruz” dedi.
‘HÜKÜMET TARİH OLDU’
CSU Genel Başkanı ve Bavyera Başbakanı Markus Söder ise ocak ayı ortasında değil, derhal Federal Meclis’te bir güven oylaması çağrısında bulundu. Söder, X’ten yaptığı paylaşımda, “Hükümet tarih oldu. Artık daha fazla zaman kaybedilemez. Almanya’nın artık hızlı bir şekilde yeni seçimlere ve yeni bir hükümete ihtiyacı var. Taktiksel gecikmeler olmamalı” ifadelerini kullandı.
CSU Federal Meclis Grup Başkanı Alexander Dobrindt de “Çoğunluğu kaybettiği halde SPD ile Yeşiller’in iktidarda kalmayı sürdürmek istemesi seçmene saygısızlıktır. Almanya’nın değişime ihtiyacı vardır. Hem de derhal. Bu nedenle Başbakan Scholz zaman kaybetmeden güvenoyu talep etmeli ve erken seçim yolunu açmalıdır. Başbakan Scholz’un güven oyu istemek için ocak ayını beklemesine gerek yok” dedi.
HÜKÜMET KRİZİNE GİDEN SÜREÇ
Almanya’da bir süredir ekonomik konularda koalisyonu oluşturan SPD, Yeşiller ve FDP arasında sorunlar yaşanıyordu. Hükümet, 2025 bütçesi, ikinci emeklilik paketi ve ‘Büyüme Girişimi-Almanya için Yeni Ekonomik Dinamikler’ adı verilen bir büyüme paketi konusunda zorluk yaşıyor. Özellikle FDP’nin mali açıdan şahin tutumu 2025 için hazırlanacak bütçe konusunda ortakları anlaşmazlığa düşürdü ve ülkede hükümet krizi havası oluşturdu. Maliye Bakanı Christian Lindner ve Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck, ekonominin canlandırılması için farklı ve birbirlerinden bağımsız olarak öneriler sundu. Partiler arasında koordineli bir şekilde yapılmayan bu öneriler koalisyonda derin bir ayrışma olduğunu gösterdi. Yaşanan hükümet krizi nedeniyle 28 Eylül 2025’te yapılması beklenen genel seçimlerin erken bir tarihe çekilmesi bekleniyor. Başbakan Scholz, bu amaçla 15 Ocak 2025’te güven oylaması isteyeceğini duyurdu. Scholz, güven oyu alamaması durumunda Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’den seçime gitmesini isteyecek ve bu sürecin ardından Almanya’da 60 gün içinde seçime gidilebilecek. Almanya'da en erken 9 Mart 2025'te erken seçim yapılması mümkün olabilecek.