Güncelleme Tarihi:
CDU lideri Friedrich Merz, Alman sınırlarında göçmenlerin geri çevrilmesi şartının yerine getirilmemesi durumunda, koalisyon ile yapılan müzakerelere devam etmeyeceklerini açıkça belirtti. Yaklaşık üç saat süren toplantının ardından açıklama yapan Faeser, görüşmelerin yoğun, açık ve yapıcı bir şekilde geçtiğini söyledi. Toplantıda bazı konuların gizli olarak ele alındığını ve bunların hukuki açıdan değerlendirileceğini belirten Faeser, bu değerlendirmeler sonrasında müzakerelere devam edileceğini ifade etti. Toplantının içeriğine dair ayrıntılar ise paylaşılmadı.
KATILIMCILARDAN OLUMLU GÖRÜŞLER
SPD’li Aşağı Saksonya İçişleri Bakanı Daniela Behrens de toplantıyı olumlu bulduğunu belirtti. Behrens, önümüzdeki hafta yeniden bir araya gelmeyi planladıklarını ve tüm demokratik güçlerin geniş desteğiyle geniş çaplı önlemler üzerinde anlaşabileceklerine dair gerçek bir umut taşıdığını söyledi. Toplantı öncesinde, CDU/CSU temsilcileri, hükümetin geçen hafta duyurduğu ‘güvenlik paketi’nin yeterli olmadığını dile getirmiş ve özellikle düzensiz göçün sınırlandırılması gerektiğini vurgulamışlardı. CDU/CSU’nun, hükümetin göç politikalarına yönelik eleştirilerinin merkezinde, Almanya sınırlarında uygulanacak sıkı kontroller ve geri çevirme uygulamaları yer alıyor. Hessen İçişleri Bakanı Roman Poseck, göç politikalarında köklü bir değişiklik gerektiğini vurgulayarak, sınır kontrollerinin ve geri çevirmelerin bir an önce uygulanması gerektiğini savundu. Poseck, mevcut göç politikalarının yetersiz olduğunu ve Almanya’nın göçmen akını karşısında daha sert önlemler alması gerektiğini belirtti.
ORTAK GÖÇ POLİTİKASI TEHLİKEYE GİREBİLİR
Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser ise CDU/CSU’nun taleplerine yanıt olarak, hükümetin belirli konuları hukuki olarak inceleyeceğini ve bu değerlendirmeler sonucunda müzakerelere devam edileceğini açıkladı. Göç politikalarında atılacak adımların hukuki zeminini sağlamlaştırmak için detaylı incelemeler yapılacağını belirten Faeser, hükümetin, göçmenlerin geri çevrilmesi gibi sert önlemleri hayata geçirme konusunda dikkatli bir tutum sergilemesi gerektiğini ifade etti. Bu konuda hukuki riskler de gündeme geliyor. Bu tür önlemlerin, Avrupa Birliği’nin (AB) Dublin kurallarına aykırı olabileceği için, Almanya’nın diğer Avrupa ülkeleriyle ilişkilerini zorlaştırabileceği ve AB’nin ortak göç politikalarını tehlikeye atabileceği belirtiliyor. Dublin kurallarına göre, bir göçmenin ilk ayak bastığı Avrupa ülkesi, onun iltica başvurusundan sorumlu oluyor. Almanya’nın bu kurallara aykırı hareket etmesi durumunda, diğer Avrupa ülkelerinin de benzer adımlar atabileceği ve bunun da AB içinde bir domino etkisi yaratabileceği iddia ediliyor.
GÜVENLİK PAKETİ VE MÜZAKERE TEMELLERİ
Solingen’deki bıçaklı saldırının ardından, Alman hükümeti hızla bir ‘güvenlik paketi’ hazırlamış ve bu paketi göç toplantısının temel konusu olarak belirlemişti. Güvenlik paketinde, sığınma başvurusu reddedilen kişilerin ülkelerine geri gönderilmesinde daha sert önlemler, ‘terörle mücadele’ adımları ve silah yasasında sıkılaştırmalar yer alıyor. Ancak CDU/CSU, hükümetin bu adımlarını yetersiz buluyor ve daha sert önlemler alınmasını talep ediyor. Bu süreçte, özellikle sınır kontrolleri ve geri çevirmeler konusunda koalisyon ortakları arasında ciddi görüş ayrılıkları yaşanıyor. Göçmenlere yönelik çalışan Pro Asyl adlı kuruluş ise toplantı öncesinde hükümete, yasa dışı önlemler almama çağrısında bulunmuştu. Kuruluş, CDU’nun bir demokratik parti olarak sorumluluğunu yerine getirmesi ve tartışmaların daha da kutuplaşmasına yol açmaması gerektiğini vurguladı.