Almanya'da gelecekte köken rol oynamayacak

Güncelleme Tarihi:

Almanyada gelecekte köken rol oynamayacak
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2011 19:03

Almanya’nın Aşağı Saksonya eyaleti Sosyal İşler, Kadın, Aile ve Uyum Bakanı Aygül Özkan, Sosyal Demokrat Parti (SPD) Berlin Eyalet Meclisi üyesi Bilkay Öney’in Baden-Württemberg eyaletinde yeni kurulan kabinede, eyalette ilk kez oluşturulacak Uyum Bakanlığı görevine atanmasına çok sevindiğini belirterek, siyasette artık göçmen kökenlilerin bakan olmasının normal hale geldiğini söyledi.

Haberin Devamı

Hristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) Özkan, Hannover kentindeki makamında AA muhabirine verdiği demeçte, çok kültürlü bir toplumda göçmen kökenli bakanların olmasının artık zamanı geldiğini belirterek, "Önemli olan insanların yaşadıkları yere bağlılığıdır, kökeni değil" dedi.

Bilkay Öney’in bakan olmasına çok sevindiğini, bunun artık siyasette normal hale geldiğini ifade eden Özkan, "Kendisine başarılar diliyorum.

Baden-Württemberg eyaleti, Aşağı Saksonya gibi büyük bir eyalet. Alışması gerekecek. Ama çevresinde kendisini destekleyen kişiler olacaktır. Siyasette farklı farklı partilerden göçmen kökenli bakanların olması çok sevindirici.

Eskiden göçmen kökenli milletvekili olduğunda çok sevinirdik, şimdi bakan olduğunda aynı duyguları yaşıyoruz" diye konuştu.

Kendisinden sonra geleceklere yol açtığına inandığını kaydeden Özkan, "Ben göreve ilk geldiğimde ’Göçmenlerin yolu açılacak’ demiştim. Bazı insanlar üzerindeki korkuyu attı. Her eyalette göçmen kökenli bir bakanın olmasını isterim. Diğer alanlarda da göçmen kökenli bakanların olmasını isterim" dedi.

Göreve ilk geldiğinde yapısal anlamda birçok değişikliğe gidildiğini, özellikle sağlık, gençlik, meslek eğitimi ve kadınların toplumsal yaşama uyumu gibi konuları içeren projeler geliştirdiğini belirten Özkan, "Göreve ilk geldiğimden bu yana çok sayıda randevum oldu. Randevulara gitmek benim için çok önemliydi. İnsanlarla kişisel ilişki kurmak istedim. Sağlık, kadın, dil ve meslek eğitimi gibi konulara ağırlık veren projeler geliştirdim" ifadesini kullandı.

Uyum alanında bakanlık olarak kapsamlı çalışmalar yaptıklarını, göçmen kuruluşlarla özellikle ailelerin eğitilmesi ve çocuklarını erken yaşlarda ana okullarına yönlendirmesi konusunda çeşitli faaliyetler yürüttüklerini, topluma ve iş piyasasına katılımın ön koşulunun iyi bir eğitim olduğunu belirten Özkan şunları söyledi:

"Özellikle göçmen kadınların eğitilmesine, toplumun her alanına aktif şekilde katılımını sağlamaya yönelik çeşitli teşvik programları geliştirdik. Bakanlığımızca desteklenen bu program yaklaşık 1 yıldan beri devam ediyor. Kadın ve politikanın önemine değinmek istiyorum. Hangi partiden olursa olsun kadınlarımızın sorumluluk üstlenmesi bakımından yürüttüğümüz bu programla kadınların politik katılımı hedeflenmektedir."

Haberin Devamı


DAHA FAZLA GÖÇMEN KÖKENLİ EĞİTİMCİ VE ÖĞRETMENE İHTİYACIMIZ VAR
Bakan Özkan, kamu dairelerinde çalışan göçmen kökenlilerin sayısının Aşağı Saksonya eyaletinde her geçen gün arttığına dikkat çekerek şunları söyledi:

"Eyaletimizde emniyet birimlerinde çalışan göçmenlerin oranı yüzde 15, adli makamlarda yüzde 11. Daha fazla göçmen kökenli eğitim ve öğretmene ihtiyacımız var. Eyaletimizde bağlı bulunduğum bakanlıkla birlikte yabancı öğretmenlerin bir araya gelmesi ve kültür alışverişinde bulunulması amacıyla bir ağ oluşturduk. Buraya çok sayıda yabancı kökenli öğretmen ve stajyer öğretmen adayı katıldı. Okullarda çok kültürlü bir eğitimin olabilmesi açısından bu tür kültürel buluşmalar çok önemli."

En önemli şeyin Almanca öğrenmek olduğunu vurgulayan Özkan, "Burada doğanların, yetişenlerin ve farklı kökenden buraya gelenlerin toplumsal ve iş yaşamına uyumu ancak iyi bir Almancayla mümkün olabilir. Özellikle göçmen kökenli vatandaşlarla yaptığım görüşmelerde, Almanya’ya ilk geldiklerinde Almanca öğrenemediklerini, bundan dolayı da çok pişmanlık duyduklarını ve bunun büyük bir hata olduğunu dile getiriyorlar. Vatandaşlarımızın dil öğrenmesi, kendi gelecekleri açısından da önemli. Örneğin Amerika’ya gittiğimizde orada da İngilizce öğrenmek zorundayız. Hatta belirli alanlarda Amerika’ya gidebilmek için önceden bazı testleri vermeniz gerekiyor. O nedenle yaşamın başlangıcı çok önemli. Ne kadar erken bir şeye başlanırsa, o kadar çabuk toplumsal yaşama da katılınabilinir."
AKTİF VASIFLI GÖÇMENLERE ALMANYA’NIN İHTİYACI VAR
Özkan, 1 Mayıs’tan itibaren Doğu Avrupa ülkelerinden gelen işçilerin serbest dolaşım hakkı edinmesiyle Almanya’daki kalifiye eleman açığının giderilip giderilemeyeceği sorusuna, "Bu ülke vatandaşlarının eşit haklara kavuşabilmesi açısından bunu çok olumlu ve meşru karşıladım. Bu şekilde yasadışı kaçak işçi çalıştırılması da önlenmiş olacak. Kitlesel anlamda çok büyük bir işçi göçünün olacağını zannetmiyorum. Köken değil, vasıflar önemli. Bizim de ’hoş geldiniz’ kültürünü göstermemiz gerekiyor. Bu bakımdan aktif vasıflı göçmenlere Almanya’nın ihtiyacı var" karşılığını verdi.

Almanya’ya ilk gelen göçmenlere perspektiflerin sunulması açısından geçmişte bazı hataların yapıldığını ifade eden Özkan, "Geçmişte sadece çalışan işçinin kendisiyle ilgilenildi. Onun sonradan getirdiği eşi, çocuğu dikkate alınmadı. Dil öğrenmeden iş yaşamına ve toplumsal hayatın içine katıldılar. Bu bir hataydı. Yeni gelecek göçmenlerde bu hatayı tekrarlamamalıyız. Gelecek kişinin kendisi kadar partnerini, eşini, çocuklarını da dikkate almalıyız" dedi.

Ülke çapında, özellikle sosyal alanlarda bazı kısıtlamalar bulunduğunun ve uyum kurslarına katılabilmek için yabancıların sıra beklediğinin hatırlatılması üzerine de Özkan, "Uyum kursları sunan kurum ve kuruluşlar arasında rekabet vardı. Federal Göçmen ve Mülteciler Dairesi, bu sorunu çözebilmek için bazı kuruluşların sayısını azalttı. Uyum kurslarına katılması zorunlu tutulanlar hemen yer bulmakta. Kim gönüllü olarak bu kurslara katılmak istiyorsa 3 aylık bekleme süresini göz önüne almalı. Bunu da doğal karşılıyorum. Çünkü bu kişiler ne iş kaybı, ne de benzeri bir kayıp tehdidi altında" diye konuştu.

Eyaletler olarak çocuk bakımı sunan uyum kurslarına da ihtiyaç duyulduğunun saptandığını kaydeden Özkan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Uyum ve Almanca kursuna katılmak isteyen katılımcıların yüzde 60’ı kadın. Birçoğu gönüllü olarak başvurmakta. Çocuklarına Almanya’da daha iyi bir gelecek hazırlamak ve yaşamlarını daha da kolaylaştırmak için bu kurslara katılmak istiyorlar. Bu nedenle kadınlarımızı desteklemeliyiz. Bu, Almanya çapında 260 milyon avro demek. Aşağı Saksonya eyaletinde buna ek olarak, uyum ve erken yaşta dil teşvik programları için 80 milyon avro bütçe ayrıldı.

"Özkan, "Aşağı Saksonya eyaletindeki basın kuruluşlarının genel yayın yönetmenlerine, uyuma ve kültürel zenginliğe duyarlı haberler yaparak uyum sürecine destek vermeleri çağrısında bulunduğunun ve bir medya sözleşmesi imzalamalarını talep ettiğinin hatırlatılması ve şu anki durumun sorulması üzerine şöyle konuştu:

"Önemli olan göçmenlerin, yaşamın her alanına katılması. Birçok alanda olduğu gibi gazetecilik ve medya alanında da göçmenlere kapıların açılması gerekiyor. Medyada göçmenlerin sayısı giderek artıyor. Bu alanda pozitif örneklere ihtiyaç var. Nazan Eckes ve Dunya Hayali çok büyük mücadeleler verdi.

İsteğim, gelecekte bu sayının daha da fazla olması. Diğer alanlarda olduğu gibi medyada da başarılı örneklere ihtiyacımız var."

ALMANYA’DA İMAM YETİŞTİRMEYE İHTİYACIMIZ VAR
Bakan Özkan, Almanya’da imam yetiştirmeye ihtiyaç bulunduğunu da belirterek, gelecekte Osnabrück Üniversitesinde bunun için program ve kürsüler planlandığını hatırlattı.

"Geçen yıl Müslümanların Almanya’ya uyumunu daha da iyileştirmek amacıyla imamlara yönelik uyum projesi başlattık. İmamların toplumlar arasındaki köprüyü daha iyi kurabilmesi ve Almanya’daki toplumsal kurumları ve hayatı daha iyi anlaması gerekiyor. Bu nedenle Almancaya iyi hakim imamlara ihtiyacımız bulunmakta. Bu doğrultuda Osnabrück Üniversitesinde din adamları ve teologların yetiştirilmesinin amaçlandığı İslami pedagoji eğitimini olumlu buluyorum" dedi.

Almanya’da yaşayan tüm göçmen kökenli gençlere örnek olmak istediğini kaydeden Özkan, "Almanya’da bir gün köken değil, gelecek önemli olacak. Türk kökenli bakan olmam gelecekte normal karşılanacak. Bu toplum, herkesi içine alan ve geleceğin hep birlikte şekillendirildiği bir toplum olmalı" diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!