Deutsche Welle
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 01, 2014 09:41
Almanya'da Münster Üniversitesi'nin hazırladığı bir rapor, şiddete meyilli olmanın köken ya da inançla değil, sosyal dışlanmışlık ile ilgili olduğunu vurguladı.
“Esmer, siyah saçlı, yabancı görünümlü şüpheli aranıyor.” Almanya'daki polis teşkilatları hemen her gün buna benzer ilanlar yayınlıyor. Münster Üniversitesi'nde görevli suç bilimci Christian Walburg, bu tip tariflerin kamuoyunda büyük bir gruba karşı önyargılar oluşturduğunu ifade ediyor. Gençlerin suç eğilimi hakkında bir rapor yayınlayan Walburg, göçmen kökenli gençlerin, yabancı asıllı ya da farklı bir inanca sahip oldukları için suç işlemeye daha meyilli oldukları tezinin tamamen saçma olduğunu belirterek, bunun daha çok yaşam koşulları ile ilgili olduğunu vurguluyor.
Walburg, söz konusu raporu hazırlarken geçtiğimiz yıllarda konu ile ilgili yapılan çok sayıda araştırmayı incelemiş. Ancak bu araştırmalardaki verilerin birbirlerine tezat oluşturduğunu gören bilim adamı, gençlerin suç ve şiddet alışkanlıkları ile ilgili bir genelleme yapılamayacağını dile getiriyor. Resmi belgelere göre 2013 yılında suç işlediği polis kayıtlarında tespit edilen Alman gençlerin oranı yüz binde 5 bin 200. Aynı oran yabancı gençlerde bunun nerede ise iki katı.
Christian Walburg'a göre bunun da bir sebebi var: Yaşanan polise intikal edebilecek herhangi bir olayda işin içinde yabancılar ya da yabancı kökenliler var ise halk daha rahat şikayetçi oluyor. Alman gençleri benzer olaylara karıştığında, göz yumma ve polis çağırmama alışkanlığı beliriyor.
Marburg Üniversitesi'nden Frank Schwab bunun insanın doğasında var olduğunu çünkü hepimizin bildiğimiz, tanıdığımız şeyleri sevdiğimizi ve yabancı olanı genelde önce tehlikeli olarak algıladığımızı belirtiyor.
Yabancı kökenli gençler arasında şiddet eğiliminin yüksek olmasını da yetişme koşullarına bağlayan Walburg, “Yaşanan çevre ve sosyal sorunlar ister Alman olsun ister yabancı gençlerin şiddet yanlısı olup olmamalarını doğrudan etkiliyor” diyor. Walburg, Türk kökenli ikinci ve üçüncü kuşak gençlerde görüldüğü gibi, eğitim düzeyi arttıkça şiddet eğiliminin ve istatistiklerdeki oranların düştüğünü vurguluyor.
Walburg tarafından hazırlanan raporda Alman ve yabancı kökenli gençler arasında, küçük çaplı suçlara karışma oranının birbirine yakın olduğu yer alıyor.
Peki buna rağmen kamuoyunda neden yabancıların tehlikeli olduğuna inanılıyor. Medya Psikoloğu Frank Schwab, kötü haberlerin her zaman daha fazla dikkat çektiğini ve reytingleri artırdığını ifade ederek, izlenme oranının yüksek olmasının kanallara daha iyi reklam getirdiğini vurguladı. Schwab'a göre işlenen suçlarla, hele hele 'tehlikeli yabancıların' işledikleri suçlarla ilgili
haberler bu sebepten daima büyük ilgi çekiyor.
Schwab, insanların bilinç altında göçmenlerle ilgili olumsuz düşünceler olduğunu ve yapılan bu tip kasıtlı haberler ile bu düşüncelerin daha da güçlendiğini belirtiyor.
Ancak Federal İstatistik Dairesi'nin resmi verilerine baktığımızda hem Alman hem de yabancı kökenli gençlerin işlediği suçlarda azalma yaşandığını görüyoruz. Örneğin alkol kullanımına bağlı suçlarda ise Müslüman gençlerin Alman yaşıtlarından çok gerilerde olduğu da resmi rakamlarla belgelenmiş.