Güncelleme Tarihi:
SPIEGEL’in de çok satanlar listesine giren ‘Almanya’da doğdu büyüdü ve öldürüldü- Hanau saldırısı ve kardeşim Gökhan Gültekin’in kısa ömrü’ isimli kitap, Essen VHS salonunda düzenlenen bir okuma ve söyleşi etkinliğiyle okuyucuyla buluştu. VHS basın biriminden Nikolaos Georgakis’in sunumuyla başlayan etkinliğe katılanlar ağırlıklı olarak Almanlardı, etkinlik dili de Almancaydı. Kitabın yazarları Çetin Gültekin ve yardımcı yazar Mutlu Koçak. Gültekin, kitabın ortaya çıkma sürecinde neredeyse her adımda yanında olan Mutlu Koçak için “Allah benden kardeşimi aldı ama onun yerine Mutlu’yu gönderdi” diyor. Bilişim-Bilgisayar Bilimleri okuyan Mutlu Koçak, aynı zamanda toplumsal konularda ırkçılıkla mücadelede aktif bir kişi olarak tanınıyor. Koçak, iki yılı aşkın bir sürede ortaya çıkan kitap için Gültekin’le birlikte çalıştıkları süre boyunca yaşadıklarının kendisini çok etkilediğini, gözyaşlarına hâkim olmanın zor olduğunu ve kitabın, tüm yaşananların acımasızlığını, ırkçılığın insanlara, bir aileye neler yaşattığını okuyuculara tüm açıklığıyla anlattığını söylüyor. Koçak, toplam 300 sayfa ve 16 bölümden oluşan kitaptan kısa bölümler okudu ve ardından Çetin Gültekin’le yaşadıkları üzerine konuştu.
'KATİLİ HERKES TANIYOR'
Hanau saldırısında kendisinden 8 yaş küçük kardeşi Gökhan Gültekin’i kaybeden ve 19 Şubat’tan sonra hayatlarının alt üst olduğunu söyleyen Çetin Gültekin, 2011 yılında Oslo’da 77 genç insanı katleden Anders Behring Breivik örneğini vererek, “Katledilen onca insandan bir kişinin adını kimse hatırlamıyor, sadece ‘kurbanlar’ oluyorlar. Ama katili herkes tanıyor. Ben, kardeşim ve diğer kurbanlar unutulmasın, isimleri unutulmasın istiyorum” dedi. Çetin Gültekin etkinlik boyunca tüm salonu etkisi altına aldı. İki saate yakın süre boyunca çıt çıkmadı, herkes sanki tiyatro sahnesinde bir dram izliyormuşcasına pür dikkat, acısını sahnede somutlaştıran, kimi zaman sakin, kimi zaman sertleşen, kimi zaman gözyaşlarına hâkim olamayan Çetin Gültekin’le 19 Şubat’ı ve sonrasını adeta yaşadı. Acıyı, öfkeyi ve sağduyuyu iliklerine kadar hissetti.
'IRKÇILIK ZEHİRLİ BİR KÜF GİBİ YAYILIYOR'
Çetin Gültekin, kardeşine mezarı başında “Gökhan, sensiz bir saniye bile geçmeyecek, ağabeyin, tekrar buluşana kadar hep senin yanında olacak” diye söz verdiğini ifade ederek, kitapta 2-3 kez ölümden dönen kardeşinin hayatını anlatırken güzelleme yapmadığını, gerçekleri olduğu gibi anlattığını, kendisini bir ağabey olarak çok sorguladığını ve kardeşinin ölümünden sonra hayatının altüst olduğunu ancak mücadeleyi bırakmadığını şöyle anlattı: “Kardeşimin kendi hayatıyla ilgili hataları oldu ancak çok iyi bir insandı. Böyle bir sonu hak etmiyordu. Mücadele ediyorum, acı çekiyorum, içim yanıyor, dünyada hiçbir su bu yangını söndüremez. Eğer kökten temizlenmezse, ırkçılığın nasıl toplumumuzu parçaladığını, nasıl zehirli bir küf gibi yayıldığını herkes beni duyana kadar haykıracağım.”
KİTABIN GELİRİ TUISA VAKFI’NA
Çetin Gültekin, 19 Şubat’taki korkunç olaydan sonra yaşanan sürecin çok daha acı verici olduğunu, avukat Seda Başay Yıldız’la birlikte yüzlerce otopsi fotoğraflarına baktıklarını, bunların, insanın tahayyül sınırlarını zorlayan acımasızlıkta olduğunu, süreci yönetenlerin, yönlendirenlerin yaptıkları hataların kabul edilemez olduğunu, özellikle kurbanların yakınlarına karşı tavırlarının ne kadar yaralayıcı olduğunu anlatırken, o günleri tekrar yaşadı ve salona da yaşattı. Gültekin, kitabın salonda satışa sunulduğunu ve gelirin de Tuisa Vakfı’na aktarıldığını söyledi.
NE OLMUŞTU?
19 Şubat 2020’de Hanau’da gerçekleştirilen ırkçı saldırıda, 4’ü Türkiye kökenli 9 göçmen hayatını kaybetmişti. Tobias Rathjen isimli ırkçı saldırgan şehrin 2 farklı bölgesinde bulunan 2 kafeye ardı ardına saldırılar düzenleyerek rastgele ateş açmıştı. 43 yaşındaki ırkçı saldırgan daha sonra evine giderek annesini öldürdü ve ardından intihar etti. Hanau katliamı davası, Federal Başsavcılığın 2021 yılının aralık ayında takipsizlik kararı vermesi sonucu kapatıldı.