Güncelleme Tarihi:
Almanya'da 2012 yılından Mart 2014'e kadar camilere 78 saldırı düzenlendi. Bu ay ise bir mescitle bir cami kundaklandı, Kreuzberg'teki Mevlana Camisi'nde de sebebi henüz belirlenemeyen büyük bir yangın çıktı. 40 bin kadar Türk'ün yaşadığı Kreuzberg'in merkezinde bulunan Mevlana Camisi'nde 11 Ağustos'ta çıkan yangında yaklaşık 1 milyon avroluk hasar meydana geldi. Kaba inşaatı biten ve bir kısmı ibadete açık olan caminin bir bölümünde depolanan malzemeler yangında kullanılamaz hale geldi. Berlin polisince yapılan araştırmada, cami enkazında yanıcı madde tespit edildi.
Geçen şubat ayında ise Köln'deki Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Merkez Camisi saldırıların hedefi oldu. Caminin garaj kapısına bir otomobille çarpılarak hasar verildi, konferans salonu kapısına yanıcı madde atılarak yangın çıkarılmak istendi.
Almanya İslam Konseyi Başkanı Ali Kızılkaya, bir haftada üç camiye saldırı düzenlendiğini hatırlatarak Almanya'da son zamanlarda camilere yönelik saldırılar nedeniyle endişeli olduklarını belirtti. Burada yaşayan Müslümanların içinde bulundukları topluma zarar vermediğini vurgulayan Kızılkaya, "Müslümanların bu toplumla bir sorunu olmadı. Sebeplerini bilmiyoruz. Polis, failleri ortaya çıkarır diye ümit ediyoruz" dedi.
Alman medyasının konuya mesafeli yaklaşmasının düşündürücü olduğunu söyleyen Kızılkaya, şöyle konuştu:
"Olayı küçültmek hassasiyeti azaltır. Tehlikenin önü kesilmeli. İbadethaneye bir saldırı var. Burada daha fazla empati bekliyoruz. Özellikle medya ve siyasetten bekliyoruz. Diğer dini cemaatlerden kınama duymadım. Herkes şiddete karşı dayanışma içinde olmalı. İnsan düşmanı, inanç düşmanı olanlara tüm toplum tepkisini göstermeli. Camiye yapılan saldırı inanç özgürlüğüne yapılmış bir saldırıdır. Buralar korunması gereken yerler. Müslümanların rahat ibadet edebilmeleri lazım. Kendilerini rahat hissetmeleri lazım. Camiler, kiliseler, havralar ibadet yerleridir, buralara özel saygı gösterilmeli. Bunun için de siyaset ve tüm toplum bu konuda Müslümanlara güven vermesi lazım. Karşılıklı güven içerisinde yaşamak istiyoruz."
DİTİB Berlin Din Hizmetleri Ataşesi Bilal Öztürk, son yıllarda DİTİB camilerine karşı saldırılar olmadığını söyledi. Öztürk, "Sadece 2013 yılının ilk aylarında Milli Görüş'e ait olan Berlin'in Charlottenburg semtindeki Ensar Camii'ye bir kundaklama girişimi olmuştu" dedi.
Son zamanda Almanya'da meydana gelen olayların olağanüstü bir değişiklik olduğu anlamına gelmediğini ifade eden Öztürk, "Burada yaşayan insanlar yabancılara karşı çok hoşgörülüler. Bence yapılanlar belki kendine hakim olmayan biri tarafından yapılmış olabilir. Bunu genellemek iyi olmaz. Çok yüksek derecede bir tehdit olarak algılamıyoruz" diye konuştu.
İSKANDİNAVYA
Norveç'in başkenti Oslo'da 16 Haziran 2014'te meydana gelen olayda, Merkez Cemaat-e Ehl-i Sunnet Camisi'nin Pakistan asıllı imamına maskeli kişilerce baltalı saldırıda bulunuldu. Norveç polisi, sabıkası bulunan iki kişiyi gözaltına aldı. Baltalı saldırıdan 8 ay önce de aynı caminin önüne domuz başı atılmıştı.
Geçen yıl da Oslo Diyanet Camisi'ne "bütün yabancılar Norveç'i terk etsin" yazılı mektup; başka bir camiye ise "2013 yılı sona ermeden Norveç'teki bütün camiler yakılıp ortadan kaldırılacak" yazılı e-posta gönderildi.
Danimarka'da ise önceki yıl Arhus şehrindeki Eyüpsultan Camisi'ne giden Danish Defence League adlı aşırı sağcı gruptan domuz maskeli kişiler, yatsı namazı sırasında uçlarına domuz ayakları geçirdikleri dirgenlerle hatıra fotoğrafı çektirdi. Domuz ayaklarını cami bahçesine atan ve yaptıklarının görüntüsünü çeken bu kişiler videoyu facebook hesaplarından yayınladı. Cami yöneticilerinin polise şikayeti üzerine faillerin kimlikleri belirlendi ancak camiye ve çevreye zarar verilmediği gerekçesiyle dosya takipsizlikle sonuçlandı. Aynı aşırı sağcı grup, bu olaydan önce de Kopenhag'da cami inşa edilecek arsaya kestikleri bir domuzu gömmüştü.
Danimarka'da Hazreti Muhammed'in karikatürize edildiği çizimlerin fotokopilerini ve Kur'an-ı Kerim'den alıntılarla İslam karşıtı broşürleri çeşitli yerlerde görmek mümkün.
İNGİLTERE
İngiltere'de geçen yıl Lee Rigby adlı askerin, Londra'nın güneydoğusundaki Woolwich semtinde bıçaklanarak öldürülmesinden sonra cami ve Müslümanlara yönelik saldırılar arttı.
Temmuz ayında başkent Londra'da "Britain First" adlı aşırı sağcı grup, Crayford semtindeki bir camiye ayakkabılarıyla girerek caminin kadın ve erkek girişlerini gösteren işaretlerin ülkede eşitlik olduğunu söyleyerek kaldırılmasını istedi. Grup, burada çektikleri görüntüleri internette yayınladı. Soruşturma başlatan Londra polisi, olayla ilgili kimsenin gözaltına alınmadığını, cami ve etrafındaki devriyelerin artırıldığını duyurdu.
2010 yılında Müslüman ve göçmen karşıtı görüşleriyle bilinen İngiliz Ulusal Partisi'nin (BNP) eski üyeleri tarafından kurulan "Britain First" grubu, yine bu yıl mayıs ayında ülkenin kuzeydoğusundaki Bradford'daki camileri hedef almış ve camilerin etrafında İslamiyet'i karalayıcı broşürler dağıtmıştı. Bradford bölgesi emniyet teşkilatından yapılan açıklamada, küçük bir grubun kentte broşür dağıttığından haberdar olunduğu, dağıtılan broşürlerin içeriğinin herhangi bir suç teşkil edip etmediğine dair inceleme yürütüldüğü aktarılmıştı.
Geçen ocak ayında da Londra'da yerleşik bir Afgan aile, evlerinin bahçesinde domuz kafası bulmuştu. Benzer olaylar, birçok cami ve İslam merkezinde de yaşanıyor. Geçen yıl ise Londra'nın kuzeyinde Somalilere ait bir cami kundaklanmış, Redditch şehrindeki bir caminin üzerine gamalı haç motifiyle ırkçı ifadeler içeren duvar yazısı yazılmış, Batı Midlands bölgesinde de bir caminin yakınında şüpheli paket bulunmuştu. İngiltere'de polis tarafından açıklanan rakamlar Müslümanlara karşı nefret suçlarında büyük artış olduğunu ortaya koyarken, suç oranlarının özellikle İngiliz asker Lee Rigby'nin geçen yıl sokak ortasında bıçaklanarak öldürülmesinin ardından artması dikkati çekiyor.
Londra polisinin açıkladığı verilere göre, 2013 yılında sadece başkentte 500 Müslümanlara karşı nefret suçu işlendi. Bu sayı 2012 yılında 336, 2011 yılında ise 318 olarak kaydedilmişti. İngiltere ve Galler'deki bazı emniyet birimleri inanç gruplarını hedef alan saldırıları kayıt altına almadığını inkar etmezken, Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarının kayıt altına alınan verilerden daha yüksek olduğu düşünülüyor.
Birleşik Krallık'ta 2011 yılındaki son verilere göre, yaklaşık 3 milyon Müslüman yaşıyor. Bu sayı, ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 5'ini oluşturuyor.
HOLLANDA
Bazı siyasi partilerin yeni cami yapımına karşı çıktığı Hollanda'da son olarak 23 Haziran 2014 tarihinde, Ijmuiden kentindeki Hollanda Diyanet Vakfı'na (HDV) bağlı Kuba camisine 4 kişi saldırı girişiminde bulundu. Cami yöneticilerinin müdahale ettiği saldırganlar daha sonra olay yerine çağrılan polis tarafından gözaltına alındı.
Konuyla ilgili açıklama yapan cami derneği başkanı Süleyman Çelik, bu şahısların 23 Haziran Pazartesi akşamı kendilerini tehdit ederek camiye saldırdığını söyledi. Yaşanan arbede sırasında bir arkadaşlarının hafif şekilde yaralandığını anlatan Çelik, olayı anında polise bildirdiklerini ve 4 saldırganın gözaltına alındığını bildirdi. İfadeleri alındıktan birkaç gün sonra serbest bırakılan sanıklar hakkında açılan dava devam ediyor.
Saldırıdan sonra cami çevresinde güvenlik önlemi alan polis, özellikle ramazan ayında bu önlemleri daha da artırdı. Teravih namazları sırasında polisin yanı sıra gönüllüler güvenlik amaçlı görev yaptı. Aynı camiye, saldırıdan kısa bir süre önce domuz başı da bırakılmıştı.
Benzer şekilde 20 Aralık 2013'te Geleen şehrinde ve 22 Temmuz 2013'te Lahey yakınlarındaki Boskoop'ta Faslılara ait camilere domuz başı bırakılırken 6 Nisan 2013 tarihinde Enkhuizen'deki Alaaddin Camisi'ne molotofkokteylli ve 10 Ağustos 2013 tarihinde Haaksbergen'deki Ertuğrul Camisi'ne yumurtalı saldırılar düzenlendi. Cami yönetimleri, kimliği bilinmeyen kişi ya da kişilerce gerçekleştirilen bu olaylarla ilgili suç duyurusunda bulunmuştu.
AVUSTURYA
Avusturya'da son bir ay içinde bir cami ve imam hatip lisesine ırkçı saldırı düzenlendi. Tirol eyaletine bağlı Telfs şehrinde dün yüzünü kapüşonla kapatan bir kişi, Eyüp Sultan Camisi'nin duvarlarına üç adet Nazi işareti çizdi. Başkent Viyana'da ise 29 Temmuz'da Eyüp Sultan İmam Hatip Lisesi inşaatına 5 domuz kafası bırakılmıştı.
Viyana İslam Federasyonu Basın Sözcüsü Yakup Geçgel, cami ve imam hatip lisesine yapılan saldırıları kınadıklarını belirterek bu tür saldırıların Müslümanların seslerinin kısılması amacıyla yapıldığını düşündüğünü söyledi.
Medyanın yaptığı yayınlarla Müslümanlara yönelik hakaret ve saldırıları körüklediğini ifade eden Geçgel, "Avusturya siyaseti ve medyası, maalesef Müslümanlara yapılan saldırılar karşısında sessiz kalıyorlar. İmam hatip lisesine ve camiye yönelik Nazi işaretli saldırı karşısında siyasilerden ve hükümetten bir kınama bile gelmedi. Aynı saldırılar bir sinagog veya kiliseye yapılsaydı çok daha farklı olurdu" dedi.
Avusturya medyasında "28 Şubat süreci" havası estirildiğini ifade eden Geçgel, saldırılar karşısında polisin ve yetkililerin uygulamalarının da ayrımcılık içerdiğini söyledi. Geçgel, domuz kafası ile yapılan saldırıyla ilgili şikayette bulunmalarına rağmen yetkililerin faillerin bulunması halinde bile ceza almayacaklarını söylediğini aktardı. Saldırılar karşısında demokratik tepkinin hızlı ve orantılı bir şekilde verilmesi gerektiğini vurgulayan Geçgel, "Müslümanların bilinçli olması gerekiyor. Edepsizliğe edepsizlikle karşılık vermemek gerekiyor" diye konuştu.