Almanya’ya gelmeyi görev kabul ettik

Geriye dönüyorum. Mucit Alexander Graham Bell, ilk telefon görüşmesini yan odadaki yardımcısıyla 10 Mart 1876’da yapar. Buna göre telefonun icadından yaklaşık 33 yıl sonra İstanbul’da da telefon görüşmeleri başlamış ve bugünkü Türk Telekom’un çekirdeği oluşmuş.

Türk Telekom Grup şirketleri 2012 1. çeyrek itibariyle Türkiye’de 15 milyon sabit hat, 11 milyon geniş bant ve 12,9 milyon mobil abonesine ilaveten bilgi birikimi, girişimci ve rekabetçi kimliğiyle dev bir grup. Telefónica Almanya ile işbirliği yapan Türk Telekom, 2 Ağustos 2011’den beri Türk Telekom Mobile markasıyla Almanya mobil pazarına girdi. Almanya’da ses, data ve katma değerli hizmetler sunuyor. Bu işbirliğinin detaylarını yandaki sütunlarda okuyacaksınız.

Türk Telekom Grup CEO Hakam Kanafani ile konuştum. Türk Telekom Türkiye’de geniş bant operatörü TTNET, yakınsama teknolojileri şirketi Argela, BT çözüm sağlayıcı Innova, online eğitim yazılımları şirketi Sebit A.Ş., online oyun şirketi Sobee ve çağrı merkezi AssisTT’in yüzde 99.9’una, Avrupa’da 13 ülkede toptan data ve kapasite sağlayıcısı Pantel International AG ve iştirakçilerinin yüzde 100’üne, Türkiye’deki üç GSM Operatöründen biri olan AVEA’nın yüzde 90’ına, Arnavutluk’taki sabit hat telekom operatörü Albtelecom’un dolaylı olarak yüzde 15,2 hissesine sahip. Hakam Kanafani, bu grubun CEO’su.

Kanafani’ye “Niye telekomünikasyonda en yoğun rekabetin yaşandığı Almanya’ya açıldınız?” diye soruyorum. Cevabı ilginç, “Türk Telekom Türkiye ve hem Türkiye’deki hem de tüm dünyadaki Türkler için çok önemli bir marka. Almanya’da yaşayan Türklerin iletişim alanındaki ihtiyaçlarına cevap verebilmek için bu pazara girdik. Bunu ticaretin yanı sıra bir nevi görev kabul ediyoruz. Türk Telekom Mobile olarak mobil pazarda sunulan hizmetlerin çoğunun, Alman kullanıcısının alışkanlıkları üzerine kurulu olduğunu fark ettik ve bunu değiştirmek için Almanya’da yaşayan 3 milyondan fazla Türk’ün farklı iletişim ihtiyaçlarını dikkate alarak tarifeler ve katma değerli hizmetler geliştirdik. Türklerin nereyi, ne kadar aradığını veya aramak istediğini tespit ettik ve ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlandık. Almanya’daki Türkler için çok avantajlı iletişim imkânı sağlayarak iletişimde iki ülke arasındaki sınırları kaldırdık.”

Hakam Kanafani, Mısır’da liseyi bitirdikten sonra ABD’ye gitmiş. “Tarih ve gazetecilik okumak istiyordum” diyor. Ama babasının isteği üzerine bilgi teknolojileri ve insan unsurunu da çok önemsediği için ekonomi okumuş. Ekonomi öğrencilerine verilen en prestijli Beta Gamma Sigma ödülünü almaya hak kazanmış. 1913’den beri dünyada sadece 650 bin kişiye verilen bu ödülün sahibi olan Kanafani, en yüksek not olan 4 GPA ile MBA derecesi yapmış. Bunlar da yetmemiş; yine dünyanın en prestijli üniversitelerinden Harvard Business School’da finansal analiz ve değerleme alanında eğitim görmüş. Kanafani futbolu çok seviyor. “Vakit buldukça arkadaşlarla oynuyoruz” diyor.

Amerika’da üniversitenin su polo takımında yer almış. Mısır’da Al-Ahly, Türkiye’de Galatasaray’ı tutuyor. Almanya’da ise HSV Hamburg taraftarı. “Niye Hamburg?” diye soruyorum. “Gençliğinde Hamburg’un unutulmaz gölcüsü Horst Hrubesch nedense onu çok etkilemiş. O günden beri Almanya’daki takımım Hamburg” diyor. Üniversite’yi bitirdikten sonra NASA Goddard Space Flight merkezinde bilgi teknolojileri ekibinde yer almış.

Mısır’a dönen Kanafani, 1895’de kurulan ülkenin en köklü firması “MM Sons Conglomerate”te iş geliştirme direktörü olmuş. Firmanın Mısır’ın ilk uydu üzerinden internet sağlayıcısını kurma hedefine ulaşmasında başrol oynamış.

“Head hunter” firmaları cazip bir teklifle gelince 2004’te Filistin’in ilk özel mobil telefon operatörü Jawwal’ın Genel Müdürü olmuş. Ardından Jawwal’ı da bünyesinde bulunduran PalTel Grup’ta strateji, birleşmeler ve finansal konsolidasyondan sorumlu Operasyon Başkanı görevine getirilmiş. 2005’de Türk Telekom’un yüzde 55’ini blok satış ile alan Oger Telekom’da İş Geliştirme ve Sinerji Başkanı olan Kanafani, 2010 yılında da Türk Telekom Grubu’nun CEO’su oldu.

Evli ve üç çocuk babası Kanafani, küresel telekomünikasyon GTB Power100 listesinde dünyada bu sektörde en önemli 100 kişiden biri. Dünya Ekonomik Forumu Küresel Genç Liderleri (Young Global Leader) ile Dubai’deki Young Arab Leaders (YAL) grubunun kurucularından. Arab Business Forum’un yöneticilerinden de olan Kanafani, Kahire ile İstanbul arasında mekik dokuyor.

Bir Türkiye aşığı olan Kanafani, “Her türlü mutfağı severim ama Türk ve Arap mutfakları favorim. Yemek olarak sadece makarna yapmayı bilirim” diyor. Evli ve üç çocuk babası olan Kanafani, tatilini genellikle Mısır’daki yazlık evinde geçirdiğini söylüyor. Çağdaş Ortadoğu Tarihi üzerine kitaplar okumayı çok sevdiği söyleyen Kanafani’nin en sevdiği yazarlar Nobel ödüllü Necib Mahfuz ve Taha Hüseyin.