Güncelleme Tarihi:
100 MİLYAR EURO’LUK FON
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’da başlattığı ve hâlâ sürdürmekte olduğu savaştan 3 gün sonra Federal Meclis’te yaptığı ‘dönüm noktası’ konuşmasında, Alman Ordusu’nun donanımı ve savunma sisteminin geliştirilmesi için 100 milyar Euro hacimli ‘Özel Varlık Fonu’ ilan ettiği halde, ordunun bırakın NATO’yu Almanya’yı bile savunacak güce sahip olmadığı itiraf ediliyor en yüksek düzeyde.
Bakan Pistorius, Alman Ordusu’nun ülkeyi savunma gücüne sahip olacak konuma gelebilmesi için en az 5-6 yıla gereksinim duyulacağını söylüyor.
Şu anda 181 bin olan asker sayısının 2031 yılına kadar 203 bine yükseltilmesi planlandığı halde, talep azlığı ve eğitime başlayanların kısa bir süre sonra vazgeçmeleri nedeniyle bu hedefe ulaşılmasının mümkün olmayacağından hareket ediliyor.
Daha önce açıklanan resmi bir rapora göre, Alman Hava Kuvvetleri’ne ait 339 uçak ile 303 helikopterin çoğu teknik arızalar nedeniyle uçacak durumda değil.
Alman Deniz Kuvvetleri’ne ait gemilerin büyük bir bölümü de öyle.
350 tankın sadece 150’si işler vaziyette.
Almanya’nın Düsseldorf kentindeki Rheinmetall Savunma Sistemi şirketinin imal ettiği Puma tipi zırhlı araçların önünde 2022 Aralık ayında gururla poz veren Şansölye Scholz, NATO Mukabele Kuvveti’nde (NRF) Almanya’nın görev üstlenmeye hazır olduğunu söylediği ve Rusya’ya karşı caydırıcı bir güç olarak kurulan Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Kuvveti’ne (VJTF) gönderecekleri sözünü verdiği 18 adet Puma zırhlı araçların hepsinin de işe yaramadığı ortaya çıktı.
14 MİLYON YOKSUL VAR
Ekonomik alanda da ciddi sıkıntılar yaşanmakta...
‘Covid-19’ olarak bilinen pandemi belası bitmeden Putin’in başlattığı Ukrayna savaşı yüzünden yaşanan enerji ve ekonomi krizi Almanya’yı da vurdu.
Ekonomik büyüme tamamen dururken, enflasyon yükseldi, fiyatlar arttı.
Federal İstatistik Dairesi’nin resmi verilerine göre 84 milyon nüfuslu Almanya’da yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranı yüzde 16.9’a yükseldi.
Yani yaklaşık 14 milyon kişi Almanya gibi gelişmiş bir sanayi ülkesinde yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi vermektedir.
Ekonomik durgunluk nedeniyle işsiz sayısı 2.8 milyona yükseldi.
Ancak buna rağmen kalifiye işgücüne ihtiyaç arttı.
SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan koalisyon hükümeti, yurt dışından nitelikli işçi çekmek için yasalarda değişiklik yaparak daha cazip imkânlar sunduğu halde, beklenen canlılık bir türlü gerçekleşmedi.
Çünkü sağ popülist Almanya için Alternatif’in (AfD) başını çektiği Alman aşırı sağcıların sergiledikleri ırkçılık ve yabancı düşmanlığı insanları ürküttü.
Aralarında AfD’li ve CDU’lu bazı politikacıların bulunduğu Alman aşırı sağcıların Berlin yakınlarındaki Potsdam kentinde bir villada buluşarak, Alman vatandaşı bile olsalar ülkede yaşayan milyonlarca yabancıyı ve göçmen kökenliyi sınır dışı etme, hatta bir Afrika ülkesine sürgün etme planları yapması, yurt dışından gelecek kalifiye elemanları ürküttü.
Her ne kadar demokrasi sevdalıları aşırı sağa ve ırkçılığa karşı sokaklara dökülse de Almanya ciddi ölçüde imaj ve prestij kaybına uğradı.
Yani Alman sağ popülistlerin ve aşırı sağcıların, buram buram ırkçılık kokan aşırı milliyetçi tutumları da Almanya’yı sarstı.
Yani bir yerde ‘beyinsiz’ Alman aşırı sağcılar, ırkçılar, bile bile kendi ayaklarına olduğu gibi, Almanya’nın da Almanların da bu ülkede yaşayan yabancıların da çoktan ‘buralı’ olmuş göçmen kökenlilerin de ayaklarına kurşun sıktılar.