‘Almanya popülist tartışmalardan kaybetti’

“ALMANYA’da 2023 yılı, Türkiye’den ve başka Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkelerin dışından ülkeye gelen göçmenler için önemli bir yıl olacak. ‘Trafik lambası koalisyonu’ anlaşmasına göre ‘çifte vatandaşlığın’ da mümkün olacağı vatandaşlık yasası değiştirilecek ve bunun için Meclis’te tartışmalar önümüzdeki haftalarda başlayacak.
Almanya’da uzun zamandan beri ‘çifte vatandaşlık’ talebinde bulunan bizim gibi göçmen kuruluşlar konunun çözümüne ilk defa bu kadar yaklaşmamıza sevinirken, maalesef bilinen cenahlardan çatlak sesler de o kadar yükselmeye başladı. Konunun geçen aralık ayında Başbakan Olaf Scholz tarafından göçmen örgütleri ile istişare edilmesinin ardından CDU/CSU’nun bilinen popülist tepkileri duyulmaya başlandı. Bu tartışmalar konunun içeriğinden uzak, tamamen dışlayıcı sözlemlerle sürdürülüyor.

YİNE ‘ONLAR’ VE ‘BİZLER’ MESAJI
Yılbaşı gecesi bazı şehirlerde göçmen gençlerin de katıldıkları olaylar genelleştirilerek yeni bir ‘uyumsuzluk’ tartışması başlatılıyor. Çözüm önerisi olarak da CDU Genel Sekreteri Mario Czaja, geçmişte birkaç defa tartışılan ve son olarak yasalara aykırı bulunan ‘teneffüslerde Almanca zorunluluğu’ önerisini gündeme getiriyor. CDU Başkanı Friedrich Merz farklı kültürlerden olanların, çocuklarını Alman değerlerine aykırı şekilde eğittiğine dair bir genellemeye gidiyor. Toplumsal barışın sağlanması yerine kamuoyuna yine ‘Onlar’ ve ‘Bizler’ mesajı verilerek, göçmenler ve özellikle Müslüman kökenli göçmenler genelleştirilerek dışlanıyor.

‘GELECEĞE YATIRIM YAPILMALI’
Almanya şimdiye kadar, en çok göçmenlerle ilgili konuda popülist tartışmalardan kaybetti. Kalifiye eleman sıkıntısı çeken bir ülke olan Almanya, bu tartışmalarla hem bu ülkede yetişen kalifiye elemanların Almanya’yı terk etmesini sağlıyor hem de dışarıdan kalifiye elemanların gelmesinin önüne engel koyuyor. Almanya artık çok kültürlü, çok dinli ve çok dilli bir ülke. Bu gerçeği geleceğin bir zenginliği olarak tartışmalıdır. Günü kurtarma söylemlerinin yerine geleceğe yatırım yapmalıdır. Alman vatandaşlık yasasının değişmesi ve bununla birlikte çok sayıda göçmenin Alman vatandaşlığı alarak demokratik sürece dahil edilmeleri, katılımcı demokrasi için önemli bir adım olacaktır.”